'Teröristbaşı' Artık 'Ayrılıkçı Örgüt Başı'

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nda, Hakkári, Yüksekova, Siirt ve Van'da İki Kişinin Ölümüyle Sonuçlanan Nevruz Olaylarını İncelemek İçin Kurulan Alt Komisyonun Raporuna 'Terörist Başı' Rötuşu Damgasını Vurdu.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nda, Hakkári, Yüksekova, Siirt ve Van’da iki kişinin ölümüyle sonuçlanan Nevruz olaylarını incelemek için kurulan alt komisyonun raporuna ’terörist başı’ rötuşu damgasını vurdu.
Raporda ’Teröristbaşı’ kelimesi hiç yer almazken, ’ayrılıkçı örgüt başı’ ifadesi dikkat çekiyor. ’Bölücübaşı terörist Abdullah Öcalan’ ifadesi ise, sadece bir tanık ifadesinde geçiyor. PKK ise, ’terör örgütü’ ve ’yasadışı ayrılıkçı örgüt’ ifadeleriyle tanımlanıyor.
Gerekçe, ’uluslararası literatür’
Komisyonun tek DTP’li üyesi Akın Birdal’ın, uluslararası literatürü gerekçe göstererek ifadelerin yazımına dikkat edilmesine yönelik itirazları, ’ayrılıkçı’ ifadesinin rapora girmesinde etkili oldu. Komisyon Başkanı Zafer Üskül ise, Hürriyet’e şöyle konuştu: "Raporu yazarken temel kaygımız Türkiye’de halkımızın kullandığı nitelemeyi de kullanmak, uluslararası literatürü de kullanmaktı. Biz hepsini kullandık. Yurtdışında bölücü değil ’ayrılıkçı’ deniyor. ’Ayrılıkçı örgüt başı’ demekle ’bölücü örgüt başı’ demek arasında fark yok."
Üskül şöyle devam etti: "Baştan sona okunduğu zaman raporda, hem terörist örgüt, hem bölücü örgüt hem ayrılıkçı örgüt hem PKK terör örgütü ifadeleri geçiyor. Bizim raporumuz yurtdışında da inceleniyor. Avrupa Birliği zaman zaman bizim raporlarımıza atıf yapıyor. Yurtdışında bölücü değil, ayrılıkçı deniyor. PKK bir bölücü terör örgütüdür, biz de bunu biliyoruz bu ifadeyi de kullandık. Dolayısıyla herhangi başka anlam aramamak gerekir. Eğer herhangi bir yerde bölücü terör örgütü ifadesi yer almamış olsaydı soru sorulabilirdi. Bu uzlaşmanın sonucu. Rapor önemli olduğu için alt komisyon olarak birden fazla toplantı yaptık. İmzalama aşamasına gelinceye kadar birçok defa görüştük. Normali de bu. Alt komisyonda da, üst komisyonda da oybirliğiyle kabul ettik. İmzaladığımız metni sonradan değiştirmiş değiliz."














