Haberler

Tarihteki Karşılaşmalar

Sergide yer alan panoramik ağaç baskı süsleme, Pieter Coecke van Aelst'nin ölümünden üç yıl sonra basıldı.

Pieter Coecke van Aelst, 1502 – 1550 (Flaman)

Bu yapıt sanatçının 1533'te, yani Kanuni Sultan Süleyman'ın Viyana'yı kuşatmasından sadece dört yıl sonra İstanbul'da geçirdiği dönemi temel alır ve ufuk çizgisinin solundaki Fatih Camii'ne doğru yol alan iyi giyimli, uzun, atlı bir kafileyi resmeder. Bu cami, 1453'te son Bizans İmparatoru XI. Konstantin'i mağlup ederek Konstantinopolis'i fetheden Fatih Sultan Mehmet'in türbesinin de bulunduğu camidir.

Bu kafilenin, Osmanlı Devleti'ni bir imparatorluk haline getiren Fatih'in anısına bir araya geldiği açıktır. Van Aelst bu yapıtı padişah tarafından ısmarlanan bir dizi duvar halısı için çizmiş olabilir. Sanatçının şehri ve gururlu sakinlerini resmediş biçimi şaşkınlık ve hayranlık uyandırıcıdır.

Sebald Beham, 1500 – 1550

Erhard Schön, yaklaşık 1491 – 1542

Niklas Stoer, yaklaşık 1500 – 1562

Sebald Beham, Erhard Schön ve Niklas Stoer, Dürer'den sonraki kuşaktan üç Nürnberg'li gravür sanatçısıydı. Geleneksel dini konuların ötesine geçerek köy hayatı ve günlük hayattan sahneler gibi yeni konuları araştırıyorlardı. Aralarında en yeteneklisi Sebald Beham'dı. 1500 yılında Nürnberg'li sanatçı bir ailenin çocuğu olan Beham son derece ayrıntılı, bazıları bir posta pulu kadar küçük, köy hayatı ve klasik mitolojiden sahneler resmeden gravürleriyle bilinir.

Erhard Schön (t. 1491-1542) tüm hayatını Nürnberg'de geçirdi. 1520'li yılların ortasında, Nürnberg Lüterciliği kabul ettikten sonra Katolik Kilisesi karşıtı kitap ve gazeteler için ahşap gravürler tasarlamaya başladı. Güncel olayları ve insan doğasını hicveden gazeteler tasarladı ve satirik şiirler için ilüstrasyonlar hazırladı. Modern dönemin editöryel (ön sayfa) gazete karikatürlerine benzeyen tarzdaki kompozisyonların amacı halkı eğlendirmek, kızdırmak veya aydınlatmaktı.

Niklas Stoer (t. 1500-1562/63) daha az bilinir ama aynı sanatsal ve kültürel iklime ait bir sanatçıdır. Sergideki gravürler 1530 civarında üretilen iki gravür serisinden alınmadır; bu serilerden biri Türk askerlerini ve kumandanlarını resmeden on sekiz yapıttan; diğer seri ise İsviçreli ve Alman paralı askerleri gösteren yirmi sayfadan oluşur. İki seriyi de tarihsel bağlamları içerisinde anlamak ve değerlendirmek mümkündür, o dönemde Avrupa'da hakimiyet için verilen mücadele açısından yakın ilişkileri vardır.

Joachim Patinir, 1480 – 1524 (Flaman)

1520-21 yıllarında Antwerp'i ziyaret eden ve Patinir ile tanışan ünlü Alman sanatçı Albrecht Dürer Joachim Patinir'i "iyi bir manzara ressamı" olarak tanımlamıştır. Patinir Hollanda'nın gerçek anlamda ilk manzara ressamıdır. Sergide yer alan manzara resmi Sodom Ve Gomora'nın Yıkılış Manzarası, Şeria Nehri kıyısında yer alan Sodom ve Gomora şehirlerinin ilahi yargı sonucunda gökyüzünden yağan ateşle yok edilişini konu alır.

KİŞİSEL KARŞILAŞMALAR

Vito Acconci, 1940 (ABD)

Vito Acconci, bir dizi şiddet içeren fiziksel performansta bedenini kullandı, kendini ısırmak, bedenindeki kılları yakmak gibi eylemler gerçekleştirdi. Sergideki yapıt 1970 tarihli Üç Uyum Araştırması başlıklı triptik bir video çalışmasına aittir: Soap & Eyes/Sabun ve Gözler başlıklı bölümde sanatçı yüzünü sabunla köpürttükten sonra gözlerini açık tutmaya çalışırken; Hand and Mouth/ El ve Ağız'da yumruğunu tekrar tekrar, kusana kadar ağzına zorla sokar.

Sergide gösterilen bölüm olan Gözbağlı Yakalama Çalışması'nda ise gözleri bağlı halde kendisine kadrajın dışından fırlatılan lastik topları yakalamaya çalışır.

Bas Jan Ader, 1942-1975 ( Hollanda )

Bas Jan Ader 1975 yılında, In Search of the Miraculous/Mucizevinin Peşinde başlıklı bir performans için tehlikeli bir yelkenli seyahatine kalkıştı ve Cape Cod, Massachusetts ile İrlanda'nın batı kıyısı arasında bir yerde denizde kayboldu.

Ader için sanat ve hayat arasında bir sınır yoktu; dolayısıyla ölümü de romantik bir sanat yapıtının parçası haline geldi. Sana Anlatamayacak Kadar Üzgünüm (1970-1971) başlıklı en bilinen yapıtında Ader kamera karşısında ağlar. Bu sergide bu yapıtın film versiyonu gösteriliyor, ancak yapıtın fotoğraf versiyonu da mevcuttur. Sanatçının sergideki diğer yapıtı IHC Yamacı Performansı 1969'da Immaculate Heart College'da William Leavitt'le gerçekleştirdiği bir ortak çalışmada üretilmiş bir videodur.

Yael Bartana, 1970 (İsrail)

Yael Bartana, yapıtlarında anavatan, ortak kimlik, grup oluşumunu sağlarken aynı anda da ötekileştiren tören ve ritüeller hakkında sorular sorar. Bu yapıtlarda genellikle bakış açısı bazen içeridendir, içeriden olmadığı zamanlarda izleyici kendini dışlanmış hisseder. Sanatçının erken dönem videoları ışık, kamera açısı ve ses açısından bir üsluba sahiptir, ama yapıtların geneline belgesel dili hakimdir. Sergide gösterilen Ad De'Lo Yoda (O Bilmeyene Dek) 2003 tarihli bir yapıttır.

John Bock, 1965 (Almanya)

John Bock dil, tiyatro ve heykel gibi bileşenleri absürd ve karmaşık bir üslupla bir araya getiren film ve enstalasyonlar üretir. Sanatçının sürreel, rahatsız edici ve bazen şiddet dolu evreni, atık ve bulunmuş nesneler kullanılarak üretilmiş fantezi ürünü gibi görünen makineler içerir. Joseph Beuys'un sanatsal pratiğini izleyen bir anlayışla, dekorlar ve nesneler sergi mekanında enstalasyon olarak yer alır.

Performanslarını belgeleyen videolar üreten Bock, sinemanın yapı ve türleri üzerinde oynayan daha karmaşık videolar üzerinde de çalışır. Sergide gösterilen Porcelain Isoschizo Kitchen Act Of The Neurodermatitic Scrap Falling In The Coffee Maelstrom adlı video ise 2001 tarihli bir "ders"i belgeler. Bu video mutfak faaliyetlerine mizah dolu bir bakış ve kap kacak, sebzeler, ravioli makarna, yumurtalar, sosisler, havuç suyu ve süt arasında geçen hızlı bir geçit töreni sunuyor.

David Claerbout, 1969 (Belçika)

Fotoğraf, video, ses, çizim ve dijital sanatlardan faydalanan David Claerbout, en çok, imgeler ve zaman arasındaki ilişkiyi araştırdığı büyük ölçekli video enstalasyonlarıyla bilinir. Bu videolar zamanın hem donmuş hem de hareketli imgelerle nasıl deneyimlenebileceğini araştırır. Sergide gösterilen Beyaz Ev (2006) başlıklı videoda iki siyah erkek, klasik denebilecek mimari bir üslupta inşa edilmiş beyaz bir evin önünde buluşurlar. Tartışmaya, sonra kavga etmeye başlarlar, sonunda biri öldürülür. Bu sahne izleyicinin gözleri önünde defalarca tekrarlanır (tam olarak 13 saatte 75 kez). Saatler geçtikçe eve vuran güneşin açısı değişir. Bu yapıtta izleyici geçen zaman ve değişen ışığın soyut yönlerine olduğu kadar, tarihin kendini tekrar edişine de odaklanır.

Paul Kooiker, 1964 ( Hollanda )

Paul Kooiker kadın bedeni, kadın bedeninin izleyicinin ilgisini çekmesi, bakışını yönlendirmesi ile bir imgeyi üreten sanatçı ve model, bakan ve bakılan arasındaki ilişkiyle ilgilenir. Sergideki çalışmalar 2009 tarihli 20 siyah beyaz fotoğraftan oluşan Crush serisine aittir. Burada, mobilyaların alt üst edildiği, yere kağıt parçalarının saçıldığı ve bir elektrikli süpürgenin yanı sıra çeşitli nü modeller gördüğümüz dağınık odalar karşımıza çıkar. Bu modellerin hayatta olup olmadıkları belli değildir. Odadaki tüm izler, kısa süre önce mekanda bir başkasının (katil, fotoğrafçı ya da izleyici) bulunduğunu ve orayı aceleyle terk ettiğini gösterir.

Inez van Lamsweerde, 1963 ( Hollanda )

Inez van Lamsweerde, 1992'de PS1 Güncel Sanat Merkezi'nin sanatçı programına katılmak üzere New York'a gitti ve uluslararası kariyerine orada başladı. Van Lamsweerde kariyerinin başlangıcından bu yana, aynı zamanda partneri olan 1961 Amsterdam doğumlu Vinoodh Matadin ile beraber çalışır. Van Lamsweerde ile Matadin, kariyerlerinin başında, cinsiyet ve cinsellik, gerçeklik, yüzeysellik ve kimlik gibi konuları araştırmalarına olanak sağlayan dijital olarak manipüle edilmiş fotoğraflar kullandılar.

Daha sonraki yapıtlarında, sahte olduğu belli olan bir fon ile önündeki "gerçek" manken arasında bir boşluk yaratmayı seçtiler. 1990'ların ortalarından bu yana düzenli olarak Fransız tasarım ikilisi M/M Paris ile beraber çalıştılar.

Bu ortaklıktan, birçok başka ürünün yanı sıra, İzlandalı sanatçı Björk için çekilen bir müzik videosu doğdu. Van Lamsweerde ile Matadin'in kişisel sanatsal dilleri geliştikçe yapıtlarındaki dijital manipülasyonlar da daha hassas ve incelikli hale gelmiştir; bugün artık sadece sıradan rötuşlara dönüştü. Van Lamsweerde'nin sergideki yapıtları Son Fantezi, Teşekkürler Kalça Sıkılaştırıcı, Orman başlıklı fotoğraf serilerinden üç fotoğrafı ve Kirsten Star adlı yapıtı içerir.

Erik van Lieshout, 1968 ( Hollanda )

Erik Van Lieshout, toplumsal belgesel tarzındaki videolarında yabancılardan, ne kadar tartışma uyandırıcı olursa olsun, hislerini ve siyasi düşüncelerini kendisiyle paylaşmalarını ister. Van Lieshout yapıtlarında kişiselle siyasi olanı yan yana getirir. Sanatçının sergide yer alan 2004 tarihli yapıtının başlığı Düşle Beni'dir. Videoyu izlemek için izleyicinin dışarıdan büyük kırmızı kağıttan bir fenere, içeridense rahme benzeyen bir yapıya girmesi gerekir. Video, sanatçının Çinli bir kızla tanışıp ona feminizm ve kadınların güçlenmesi ile ilgili İngilizce kelimeler öğretmeye çalışmasını belgeler.

Melvin Moti, 1977 ( Hollanda )

Daha çok film alanında çalışan Melvin Moti, fotoğraf, çizim, metin ve enstalasyon gibi disiplinlerden de yararlanır. Moti'nin yapıtları genellikle güncel bir bağlamda tekrar ele alındıklarında kahince bir nitelik taşıdıkları anlaşılan, gözardı edilmiş tarihsel olaylar üzerine ayrıntılı araştırmalara dayanır. 2005 tarihli Siyah Oda'da Fransız sürrealist yazar Robert Desnos (1900-1945), 1922/23 yıllarının sonbahar ve kış aylarındaki sürrealist "uyur-yazarlık" deneylerini anlattığı hayali bir röportaj aracılığıyla yapıta katılır.

Desnos ve görüşmeci heyecanla dünyanın harikuladeliği ve kaçınılmaz tehlikelerinden söz ederken kamera yavaşça sağdan sola kayar ve zarif beyaz sütunlar, küçük figürler ve aksesuarlarla ince bir üslupla süslenmiş koyu renkli, pürüzlü bir yüzeyi incelemeye başlar. 20. yüzyıl başında, Pompei yakınlarındaki Villa Agrippa'daki Siyah Oda'dan kurtarılan bu hayalet duvar panelleri, sanki üzerlerinde varmış gibi görünen tuhaf imgelerle izleyiciyi hipnotize eder.

Zwelethu Mthethwa, 1963 (Güney Afrika Cumhuriyeti)

Zwelethu Mthethwa, Apartheid rejiminin 1994 yılında yıkılmasıyla hem Michaelis Okulu'nda eğitmen oldu, hem de sansürün pençesinden kurtularak hızla dünyaya açılan Güney Afrika fotoğrafçılığında önemli bir figür haline geldi. Mthethwa, toplumsal ve ekonomik zorluklar karşısında bile onurlu ve direnişçi kimliklerini koruyan siyah Güney Afrikalıları belgelediği büyük ölçekli fotoğraflarıyla bilinir. Bu imgeler alçakgönüllü ve şeffaf bir çalışmanın sonucudur. Mthethwa dış mekanlarda kamerasıyla gezerek insanların kendisini evlerine davet etmesini bekler.

Fotoğrafını çekeceği kişilerin hazırlık yapmasına zaman tanır ve göçmen işçilerin portreleriyle, aynı zamanda onların yaşadıkları yerlerin fotoğraflarını çeker. Kentsel ve kırsal alanlarda çalışan Mthethwa anayurdunun bir dizi özelliğini neredeyse gelişigüzel denebilecek bir rahatlıkla belgeler. Renk kullanımı Mthethwa'nın siyah-beyaz fotoğrafın yarattığı belgesel ifadeyi aşmasını sağlar. Esne başlıklı video çalışması tamamen başka bir türe aitmiş havası taşısa da aynı yaklaşımla gerçekleştirilmiştir.

Bruce Nauman, 1941 (ABD)

Çalışmalarında fotoğraf, neon, video, çizim, baskı ve performansı içeren geniş bir malzemeler yelpazesini kullanan Bruce Nauman kendisini bir heykeltıraş olarak nitelendirir. Yapıtlarının çoğu, sanatçının dile olan ilgisini genellikle muzip ve oyuncu bir üslupla yansıtır. Kariyerinin başlangıcında, 1966 ile 1970 yılları arasında Nauman bedenini psikolojik halleri ve davranış kodlarını araştırmak için kullandığı çok sayıda video üretmiştir.

Bu sergideki yapıtlar da bu dönemdendir. Bir Karenin Çevresinde Abartılı Hareketlerle Yürütmek (1967-68) adlı yapıtında sanatçı atölyesinin zeminine yapıştırdığı bantlarla oluşturduğu iç içe iki karenin çevresinde, ağırlığını önce bir bacağına sonra diğerine vererek yürür.

Dıştaki karenin ön köşelerine yaklaştığında kadrajın dışına çıkar, ama izleyici sanatçının yürüyüşüne devam ettiğini bilir. Bazı noktalarda sanatçı, sanki film geri sarılıyormuş gibi, geri geri yürümeye başlar. Pulling Mouth/Ağız Çekmek (1969) ise sanatçının parmaklarıyla dudaklarının ve ağzının biçimini aşırı biçimde bozmasını yavaş çekimde gösterir.

Cindy Sherman, 1954 (ABD)

Cindy Sherman fotoğraflarında kendisini modern dünyaya dair çeşitli konularla ilgili yorumlarda bulunmak için bir araç olarak kullanır. Untitled Film Stills/İsimsiz Film Kareleri ve sonraki dönem serilerinde Sherman moda dergilerinin, reklamların, sinema filmlerinin görsel dilini kullanır ve toplumda kadının rolü ve temsili, medya ve sanatın konumu hakkında çarpıcı sorular ortaya koyar. Sanatçının çalışmaları kavramsal fotoğraf olarak da nitelenir.

Sergideki yapıtlar ise farklı serilerden alınmadır. Untitled #96 (orange shirt, tile floor)/İsimsiz #96 (turuncu gömlek, karo zemin) Sherman'in kadın stereotipleri üzerine bir erken dönem yapıtıdır. Sergideki diğer yapıtlarında ise Sherman korku, iğrenme, seks ve ölüm gibi kavramlarla ilişkili imgeleri inceler. Bu fotoğraflar insanın tahrik edilme, şaşırtılma ve korkutulma arzularıyla ilgili sorular sorar.

Felaket serisinden bir fotoğraf olan Untitled #180/İsimsiz #180 suyun altında, cama dayanmış bir kadının şekli bozulmuş yüzünü gösterir. Seks Fotoğrafları serisinden olan Untitled #258/İsimsiz #258'de bedenini sergileyen gerçek bir kadın değil plastik bir manken olduğu için fotoğraf beklenmedik bir etki uyandıran pornografik bir imgedir. Yine korku filmleri türüne gönderme yapan Untitled #315/İsimsiz #315 ya dev bir kadından doğan ya da tuhaf bir canavar tarafından yutulan yetişkin bir adamın anlamı belirsiz imgesini sunar.

Salla Tykkä, 1973 (Finlandiya)

Salla Tykkä 2000 - 2003 yılları arasında ürettiği 35 mm. filmler üçlemesi ile çok olumlu eleştiriler aldı. Arka planında Finlandiya'nın doğasının ve insanlarının önemli bir rol oynadığı bu filmler aynı zamanda western, korku ve bilim kurgu gibi Hollywood türlerine gönderme yapar. Filmlere konu olan durumlar aslında son derece basit ve sıradandır. Olaylar gelişir ve yoğunlaşır, ancak çözülmeden kalır. Salla Tykkä'nın filmleri otobiyografik değildir, ama sanatçının kendi tecrübelerine dayalıdır. Sergide yer alan Power/Güç başlıklı filmin orijinali 35 mm.'dir.

Tykkä'nin ilk filmlerinden biri olan bu yapıt, şu bir çok anlama gelebilecek ifadeyle anne-babasına ithaf edilmiştir: "Annem hakkında bir film yapmak istedim, ama babam aklımdan çıkmıyordu." Power/Güç'te boks şortu ve eldivenleri hariç çıplak bir genç kadın kendisinden hem daha uzun hem de daha iri bir adamla karşılaşır. Hayali bir ringde iki rakip birbirini yoklarken, darbe sesleri yerini yetmişlerin popüler orkestra müziğine bırakır. Bir kadın sesi kemanlara yumuşak bir tonda mırıldanarak eşlik eder.

Marijke van Warmerdam, 1959 ( Hollanda )

Marijke van Warmerdam'ın çalışmaları film, enstalasyon, fotoğraf ve heykel arasında bir konumda bulunur. Sanatçının filmleri anlatısal değildir, bir zaman dilimini, genellikle de basit bir eylemi çerçeveleyen döngülerden oluşur. Defalarca tekrarlanan an, büyülü bir havaya bürünerek izleyicinin zihninde şiirsel, biraz da melankolik düşünceleri ve gündelik gerçeklik üzerine felsefi soruları tetikler. Sergideki enstalasyon, bir ekranın iki yüzüne yansıtılan iki filmden oluşur.

Ekranın bir yüzünde kamera, güneşli bir öğleden sonra, göl kenarında bir parktaki bankta oturan yaşlı bir çifte yaklaşır (Couple/Çift, 2010). Ekranın diğer yüzünde ise yoğuşmuş su damlacıkları bir pencere camının yüzeyinden aşağı süzülmektedir. Bir el, damlacıkları siler ve izleyici aynı yaşlı çifti bankta otururken görür (In the distance/Uzakta, 2010). Kamera önce yakınlaşır, sonra geri çekilir, cam tekrar buğulanır ve çift kaybolur.

Andro Wekua, 1977 (Abhazya)

Andro Wekua, dergilerde, internette veya fotoğraf albümlerinde bulduğu imgeleri biraraya getirerek resimsel kolajlar, ayrıca canlı modellerden kalıp alınarak üretilmiş balmumu mankenlerle heykelsi enstalasyonlar yapar. Tuhaf bir canlılık, aynı zamanda tekinsiz bir sunilik yayan bu mankenler önemli bir kişilikten çok, belirli karakterlerin çeşitlemeleridir. Wekua'nın karakterlerinin kendi çevreleriyle ilişkisi yoktur, sanatçı bir kaideye veya cam bir fanusa yerleştirerek onları açık bir şekilde izleyicinin dünyasından ayırır; bu kişilikler paralel bir dünyada yaşar.

Wekua'nın genellikle bir korku filminin anlatı yapısına dayanan ve sık sık durağan bir ifade ile hareketli sahneler arasında gidip gelen filmlerinde de aynı karakterler karşımıza çıkar. Hem kişisel hem kolektif anılar Andro Wekua'nın yapıtlarında önemli rol oynar. Anılar varoluşsal bir yalnızlık ve korkunun kasvetli temsillerine karışırlar. Beklemek için Bekle adlı enstalasyonunda bir erkek çocuk sallanan bir sandalyede, yüzü boyalı halde oturmaktadır.

Guido van der Werve, 1977 ( Hollanda )

Guido Van der Werve, 35 mm kısa filmlerden oluşan az sayıda yapıt üretmiştir. Tüm yapıtları romantik, biraz absürd bir hava taşır; büyülü bir imge veya küçük bir mucize içerir. Sergide gösterilen 2007 tarihli Nummer Acht/Sekiz Numara ikonik bir video haline gelmiştir. Küçük, tek başına bir insan figürünü buzun üstünde yürürken onu hem ayak izlerini silen hem de dönüş yolunu yok eden bir buzkıran gemisi takip eder.

Sylvie Zijlmans, 1964 ( Hollanda )

Kariyerine ressam olarak başlayan Sylvie Zijlmans daha sonra heykel, fotoğraf, çizim ve enstalasyon gibi farklı teknikleri kullanmaya başladı. Sanatçı aynı zamanda hayat arkadaşı olan Hewald Jongenelis (1962) ile de ortak projeler geliştirir. Zijlmans ve Jongenelis, müze ve özel koleksiyonlardan çok, kamusal alan için ürettikleri ortak projelerde toplumsal konuları ciddi, ama esprili ve absürd bir üslupla ele alır ve görselleştirirler.

Sergideki iki fotoğraf çalışması ortak bir projeden değil, Zijlmans'ın The Uninvited/Davetsizler (2006) adlı kişisel sergisinden alınmıştır. Bu seride baştan aşağı sırılsıklam, izleyiciye tehditkar bakışlar yönelten ve yıkıcı kasırgaların isimlerini taşıyan dev erkek, kadın ve çocukların fotoğrafları yer alır.

Sergideki fotoğraflarda iki genç kadın vardır: Maemi, adını 2003 yılının Eylül ayında Kore yarımadasında etkili olan kasırgadan, Rananim ise Çin kıyılarına 2004 yılı Ağustos ayında vuran kasırgadan almaktadır. Gerçek insan boyutlarından daha büyük ve yüksek netliğe sahip bu fotoğrafların arkadan ışıklandırılmış olmaları onlara insanötesi, hatta neredeyse efsanevi bir hava verir. Ancak bu fotoğraflar sadece bu kasırgaları kişileştirme değil, onların kurbanlarını anma amacını da taşır.

TOPLUMSAL KARŞILAŞMALAR

Peter Feiler, 1981 (Almanya)

Peter Feiler, resmin yanı sıra karakalem, pastel ve renkli mürekkeple büyük ölçekli çizimler yapar. Son derece ayrıntılı ve yoğun bir hareketlilik içeren, figürler, nesneler ve mimari yapılarla dolu bu yapıtlar izleyicinin gözünü ve zihnini saatlerce meşgul etmeyi amaçlar. Yapıtlarının mizah ve korku arasındaki sınırda kendilerine yer bulur.

Çizimlerinden birine uzaktan bakan izleyici neredeyse kağıdın üzerinde uçuşan birkaç renk alanının yer aldığı, gri tonlarla oluşturulmuş incelikli bir kompozisyon görecektir. Ancak daha yakından baktığında ortaya insanların birbirine yaptığı en ağır gaddarlıkların sergilendiği karanlık bir tablo çıkar. Feiler, çağdaş bir Hieronymus Bosch gibi, insanlığın kendi eylemlerinin sonucu olarak çöküşüne odaklanır.

Ancak, toplumla ilgili keskin, eleştirel görüşleri ve aynı zamanda çeşitli teknikler kullanmasıyla Berlin Dada hareketinden Richard Huelsenbeck, George Grosz, Raoul Hausmann ve John Heartfield gibi üyelerin yapıtlarını da çağrıştırır. Bu sergide yer alan Hala Eksik Olan (2006) büyük ölçekli, triptik bir çizimdir. Yapıtın başlığı kağıtta olup biteni tasvir etmenin imkansızlığını anlatmaya çalışıyor gibidir; çünkü çizimde yer alanlar yerine eksik olanı anlatmak daha kolay olabilir.

Yang Fudong, 1971 (Çin)

Yang Fudong, filmlerinde Çin'in geleneksel değerleriyle Batı'nın film ve video kültürünün etkilerini bir araya getirir. Bu filmler genellikle artan bir zenginliğe ancak buna paralel bir ruhsal çürümeye tanık olan bir ülkeyle yüzleşmeye çalışan genç ve kentli entelektüelleri konu edinir. Sıkıntı ve tembellik, ıssız ortamlar ve karakterlerin derin düşünceye daldığı sessizliklerle canlandırılır. Sergide yer alan 2005 tarihli The Revival of the Snake/ Yılanın Canlanışı adlı, yine on ekranlı video enstalasyonu ise bir kış manzarasının ortasında gezinen ve hayatta kalmaya çalışan genç bir adamı konu alır.

Cyprien Gaillard, 1980 (Fransa)

Cyprien Gaillard'ın ilgi alanlarından biri, inşa ve yıkımı birbirini tamamlayan eylemler olarak gösteren tarihselliktir. Gaillard konut binalarını yıkılmadan hemen önce veya görkemli bir şekilde yıkılırken fotoğraflamıştır. Gaillard, grup davranışlarıyla ve bir grubun ortaya çıkışıyla tarihin belirli parçalarının kayboluşu arasındaki ilişkiyle de ilgilenir.

Gaillard Berlin'deki KW Institute for Contemporary Art için gerçekleştirdiği The Recovery of Discovery/Keşfin Geri Kazanımı başlıklı heykelsi yapıtında, toplam 72 bin şişe (adını antik Ephesus şehrinin isminden alan) Efes Pilsen birası içeren mavi karton kutulardan bir piramit oluşturur.

Çalışma, Bergama Tapınağı'nın Berlin'deki Pergamon Müzesi'ne taşınmasına gönderme yapar. Davetliler açılışta heykele tırmanır, biraları içer ve böylece yapıtın yok oluş sürecini başlatarak yapıtı tamamlar. Bu sergide yer alan 2007 tarihli The Lake Arches adlı yapıt ise aynı konuyla daha ince bir üslupla ilgilenir.

Sergide yer alan diğer eseri 2008 tarihli Sighthill Mezarlığı Manzarası adlı yapıtında ise bir konut binası dev bir mezartaşı gibi gösterilir. 2007 tarihli Desniansky Mahallesi iki çete (Kırmızılar ve Maviler) arasında, modernist mimarinin hakim olduğu bir banliyöde geçen ama bir Ortaçağ sahnesini andıran bir meydan savaşını anlatan üç ekranlı bir video çalışmasıdır.

Aernout Mik, 1961 ( Hollanda )

Arnout Mik, Citizens and Subjects/ Yurttaşlar ve Teba başlıklı bir proje ile Hollanda'yı 2007 Venedik Bienali'nde temsil etti. Mik'in yapıtları film, heykel, mimarlık, performans gibi farklı disiplinleri kapsar ve 21. yüzyıl Batı toplumunun doğasını, özellikle de maddi açıdan rahata ermiş gibi görünen, ama yalnızlık, korku ve endişeden mustarip kişilerin psikolojik durumunu sorgular.

Mik bireysel endişe kavramıyla ilgilenmekten çok, grup davranışlarına ve insanlar arasında giderek büyüyen uyum eksikliğine odaklanır. Sanatçının video enstalasyonları izleyici tarafından içine girilip fiziksel olarak deneyimlenecek, böylece izleyici ile izlenen arasındaki sınırları ortadan kaldıracak biçimde tasarlanmıştır.

ABD'li sanat kurumlarının oluşturduğu bir konsorsiyum ile Hollanda Mondriaan Vakfı'nın ortaklaşa geliştirdiği bir dizi yapıttan oluşan Three M Project/Üç M Projesi'nin bir parçası olan Kırılma başlıklı video enstalasyonunu deneyimleyen izleyici kendisini bir kaza yerinde sanmaya başlar. Ancak kaza yerinde yan devrilmiş bir otobüs bulunmasına rağmen odak muhtemel kazazedelerden yardım görevlilerine kaymıştır.

Yüzlerinde duruma uygun düşen bir endişe ifadesi olsa da her görevlinin görevini kendi rolüne uygun olarak gerçekleştirmesinde mekanik bir hava vardır; önlerindeki enkaza herhangi bir bireysel tepki göstermemektedirler. Bu sahnede, kendi iradelerini açıkça ifade eden katılımcılar sadece, birden kaza yerine yönelen koyunlardır. Mik'in bu tür mizansene dayalı krizleri, insanların diğer insanlara yönelik, giderek evrensel bir olgu haline gelen umursamazlıklarını gözler önüne serer.

La La La Human Steps Dans Kumpanyası

La La La Human Steps dans kumpanyası, 1980'de Kanadalı koreograf Édouard Lock tarafından Montreal'de kurulmuştur. 31 yıllık geçmişi süresince büyük uluslararası başarılar kazanan, Quebec merkezli kumpanya dünyanın tüm büyük tiyatrolarında ve deneysel dans etkinliklerinde sahne almıştır. Édouard Lock koreograf olarak Paris'te Ballet de l'Opéra, Hollanda'da Dans Theater ve Ulusal Bale tarafından davet edilmiş ve çok sayıda ödül kazanmıştır.

Amelia (59'24'') 2002 yılında Édouard Lock'un, David Lang (müzik), Lou Reed (şarkı sözleri) ve André Turpin (kamera) desteğiyle yaptığı bir filmdir. Filmde Amelia'nın 1996 tarihli sahne versiyonundan uyarlanmış ve Lock tarafından kareografisi yapılan 14 ayrı performans vardır.

Dansçılar insan duygularını çekim ve reddedilme, durağanlık, poz ve tekrardan oluşan akıcı bir dinamik içerisinde, incelikli bir üslupla canlandırır. Lock'un çalışmalarının ana temaları arasında simgecilik, gerçekçilik, güç dengesi, aşk ve çift cinsiyetlilik yer alır. Sergide Amelia filminin 1, 6 ve 11. bölümleri izlenebilir.

Kaynak: Bültenler / Güncel

Çin Halk Cumhuriyeti Hollanda Almanya Güncel Haberler

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş'ın cevapsız bıraktığı soru: Koruma sayınız arttı mı?

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş'ın cevapsız bıraktığı soru: Koruma sayınız arttı mı?

Karar Resmi Gazete'de! 7 bin yabancı hastaya ücretsiz sağlık hizmeti verilecek

Karar Resmi Gazete'de! 7 bin yabancı hastaya ücretsiz sağlık hizmeti verilecek

Yer: Diyarbakır! Genelev patronunun beyzbol sopasıyla saldırdığı müşteri ölümle pençeleşiyor

Yer: Diyarbakır! Genelev patronunun beyzbol sopasıyla saldırdığı müşteri ölümle pençeleşiyor

Kürt kökenli vatandaşlarla yapılan ankette çarpıcı sonuçlar! Listede Demirtaş ve İmamoğlu yarışı var

Kürt kökenli vatandaşlarla yapılan ankette çarpıcı sonuçlar! Listede Demirtaş ve İmamoğlu yarışı var

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title