IMF Olmasa da Finansman Programına İhtiyaç Var
Devlet Bakanı Şimşek, Finansman Programında IMF'den Gelecek 1 Kuruşun Hesaplanmadığını Belirterek, "IMF Olsa da, Olmasa da Türkiye'nin Bir Programa İhtiyacı Var. IMF Programı Olsa da Kriz Etkileyecek" Dedi.
Devlet Bakanı Şimşek, finansman programında IMF’den gelecek 1 kuruşun hesaplanmadığını belirterek, “IMF olsa da, olmasa da Türkiye’nin bir programa ihtiyacı var. IMF programı olsa da kriz etkileyecek” dedi.
Bakan Şimşek, Davos'ta, NTV'nin canlı yayınına katılarak, soruları yanıtladı.
Şimşek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres arasında Davos'ta yaşanan gerginliğin hatırlatılması üzerine, yapıcı eleştirilere herkesin açık olması gerektiğini belirterek, şunları söyledi:
“Başbakanımız hem uluslararası işbirliğini hem bu küresel krize ilişkin işbirliğini ve dayanışmayı hem de özellikle Orta Doğu, bizim bölgemizdeki bu barış sürecine anlamlı bir katkıda bulunmayı kendisine şiar edinmiş, hedef edinmiş bir yaklaşım içerisinde. Her zaman da böyleydi. Hakikaten biz yaradılan yahudi olsun, hıristiyan olsun, ister başka dinler olsun veya etnik kökenden olsun. Biz yaradılanı, yaradandan ötürü seven bir yaklaşım içerisindeyiz. Sayın Başbakanımız bunun öncüsü. O anlamda dün olup bitenler hakikaten talihsiz.”
Şimşek, “Davos programında bir değişiklik yapacak mısınız?” sorusuna, “Yok” yanıtını verdi.
Davos'ta çok yoğun birebir toplantıları olduğunu ifade eden Şimşek, Dünya Ekonomik Forumu'nun önemli bir platform olduğunu, Türkiye'nin sesinin burada yükseltilmesi gerektiğini söyledi. Şimşek, “Ben dün yaşanan talihsizliklerin bunun arasına girmemesi gerektiği kanısındayım” dedi.
Başbakan'ın Davos'a bir daha gelmeyeceğini söylediğinin hatırlatılması üzerine Şimşek, şöyle devam etti:
“Sayın Başbakanın tepkisi aslında olaylara bakarsanız, gerek eylem yapılan panelde gerek sonrada gelişen olaylarda... Bu işin eskisi kadar idare edilmediği açık. Yani panel yöneticilerinin, panel organizasyonlarının biraz daha makul olması lazım.
Bir eleştiri de getirmek istiyorum. Gerçekten Davos çok ticarileşti ve eski entellektüel görünümünden biraz daha uzakta olduğu konusunda gerçekten bu tür olaylarla soru işareti uyandırıyor. Tabii herkes geldiği için geliyoruz. İyi bir platform, iyi bir ortam. Yani benim burada yapacağım görüşmeleri normal şartlarda yapmaya kalksam 20 ülkeye, 30 ülkeye gitmem lazım.”
“GERİLİMİN IMF MÜZAKERE SÜRECİNE ETKİLERİ OLUR MU?”
Şimşek, “bu gerilimin IMF'nin müzakere sürecine ya da dış finansman çalışmalarına etkisi olabilir mi?” sorusu üzerine de, bu tür diyalogların, bu tür talihsiz olayların hemen bu türden yansımalarının olmasını beklemenin veya somut bir şekilde ifade etmenin çok zor olduğunu söyledi.
Türkiye'nin uluslararası ilişkilerini her kesimle, herkesle karşılıklı menfaatler ve pragmatik bir yapı üzerine oturttuklarını, oturtmaya da devam edeceklerini ifade eden Şimşek, “Gerek bölgemizde, gerek küresel anlamda yapabileceğimiz katkıları yapmaya devam edeceğiz. Türkiye'nin orta uzun dönem geleceği ortada. Herkesin ona göre hesabını yapması lazım. Türkiye'ye o pencereden, o perspektiften yaklaşmayanlar eninde sonunda anlayacaklar. Yani biz gerekenleri yapacağız, ev ödevlerimizi yapacağız, evimizi düzene sokmaya devam edeceğiz. Ondan sonra da uluslararası toplumla ilişkilerimizi rasyonel bir zemin içerisinde götürmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
IMF MÜZAKERE SÜRECİ
IMF ile müzakere sürecine ilişkin bir soru üzerine de müzakere konusu olan bazı sorunlar bulunduğunu belirten Şimşek, bu sorunları ortak bir noktada, ortak akılla çözmeye çalıştıklarını ifade etti.
Bu programın Türkiye'nin özellikle bu küresel krize karşı dayanıklılığını artıracağını vurgulayan Şimşek, şöyle devam etti:
“Daha önemlisi Türkiye'nin şu ana kadar yaptığı, tamamladığı veya daha mükemmelleştirmesi gerektiği, yapamadığı birtakım yapısal reformları da içerecek güçlü bir program olmasını istiyoruz.
Programın içeriği, yapılması gerekenler konusunda çok fazla bir fikir ayrılığı yok. Bazı konulara, bazı yapısal önlemlere, onların nasıl yapılacağına ilişkin birtakım fikir ayrılıkları vardı. Burada yaptığım görüşmeler olumlu, verimli geçti. Edindiğim izlenim bunların çözülebileceği yönünde.
Görüşmelerde ilerleme sağlandı. Ama şu var, IMF olsa da, olmasa da Türkiye'nin bir programa ihtiyacı var. Bizim niyetimiz bundan sonraki süreçte IMF programı çerçevesinde durumu kötüleştirmek değil, programın öyle bir tasarlanması lazım ki Türkiye'nin dinamiklerine biraz uygun ve de tabiki Türkiye'nin temellerini sağlamlaştıracak, kısa sürede dış finansman ihtiyacını, özellikle özel sektör kaynaklı dış finansmana ilişkin kaygılarını giderecek türden bir program olmasını istiyoruz. IMF ile zayıf bir program yapılmasına ilk karşı çıkacak olan benim.”
IMF OLSA DA KRİZ ETKİLEYECEK
IMF programı olsa da bu kriz bizi etkilemeye devam edecek. IMF programı Almanya’dan düşen talebi telafi etmeyecek. Biz bir takım kaygıları azaltmaya çalışıyoruz. Hazine’nin bu yıl için öngördüğü finansman programında IMF’den gelecek 1 kuruş hesaplanmadı. Biz programı belirsizliğe karşı sigorta olarak bakıyoruz.

















