Yeni Yol grup toplantısında, Sumud Filosu'nda yer alan milletvekilleri söz alarak yaşadıklarını anlattı. Kürsüye ilk çıkan Bursa Milletvekili Mehmet Atmaca, şunları söyledi:
"Orada yaşanan vahşeti dünya kamuoyuna duyurabilmek ve devletlerin gereken önlemi alabilmesini sağlamak adına bu yola çıktık. Yoksa eğer devletler yapması gerekeni yapsaydı böyle bir yola girmiş olmazdık. Tabii temel hareket sebebi oradaki vahşet. Artık sözle ifadenin anlamını yitirdiği ve bir fiil yapmak gerektiği bir zamanda böyle bir yola çıktık. Tabii biz bu yola çıkarken nelerle karşılaşabileceğimizi az çok biliyorduk ve tahmin ettiklerimizden farklı bir şeylerle karşılaşmadık. Bu yolda bizi en çok üzen Akdeniz'in bir İsrail gölüne dönmüş olması. Uluslararası sularda gördüğümüz muamelede hiçbir devletin hiçbir hareket yapmamış olması, hatta bir açıklama dahi yapmamış olması, bir devletin bu kadar terörist gibi davranmış olması. Bu dünya vatandaşı olarak hakikaten güven duygusunu sarsan bir durum. Biz bu mücadelede verirken maalesef devletimizin İsrail'le ticaretini devam ettirdiğini gördük. Aşlod Limanı'na vardığımızda limanda bir Türk gemisinin yük boşaltmakta olduğunu gördük. Araştırdığımızda Bandırma'dan yük getiren bir gemi. Biz canımız riske atarken devletimizin hala onlarla ticaret halinde olması bizleri üzmüştür. İsrail askerleri elinde yaşamış olduğumuz kısa süreli sıkıntı da bize İsraillerin Filistinlilere yıllardır yapmış olduğu zulmü kısmen anlamış olmak adına bizi çok üzmüştür. Tabii bu kadar kısa sürede duyduklarımızdan şikayet etmeye ar ediyoruz. Umarım bu hareketin barışa katkısı olmuştur."
"Öncelikle şunu belirtmek isterim ki; içinde bulunduğumuz süreç insanlık tarihinin en acı süreçlerinden birisi. İnsanlık tarihi boyunca pek çok depremler, seller, felaketler, savaşlar hatta açlıktan ölümler yaşandı ama açlıktan ölümlerin tümünün genel nedeni gıdaya erişim sorunu nedeniyleydi. Ama insanlık tarihinde ilk defa nehir ile deniz arasında yaşayan mümbit topraklarda; narenciyenin, karpuzun, zeytin ağaçlarının olduğu bir yerde 500'ün üzerinde ölüm açlıktan olarak kayıtlara geçti. Bu insanlık tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir vakaydı. İkinci olarak bugün İslam tarihinin en acı dönemlerinden birisini yaşadık. İslam tarihi boyunca pek çok defa Moğol istilası, Haçlı Seferleri yaşadık. Anadolu'da taş üzerinde taş kalmadı, ırmaklardan günlerce insan kanı aktı ama bugünkü kadar rezil değildi. Neden denilecek olursa; bugün 57 İslam ülkesi tarihlerinin en güçlü dönemini yaşıyor. Hepsi de İha, Siha, tank, top, tüfek üretmekle, sanayi, otomobil üretmekle, bütün varlıklara sahip olmakla övünüyor. Evet strateji konumlarla, nüfus potansiyeliyle, yeraltı zenginlikleriyle, madenleriyle, petrolleriyle bütün imkanlar var ama bu imkanlar bir avuç Gazzeli kardeşimizin katliamını engel olamadı. Bu aslında bu övgü; 10 milyar dolar servetim var diye övünen bir adamın kardeşinin işsiz olması, köşe başındaki komşusunun açlıktan ölümü karşısında sesini çıkarmamasından öte bir şey değildir. Ne acı ki bu varlıklar, sadece katliamı önlemek değil aksine o katil İsrail'in bütün imkanlarını, lojistiğini, tedariğini sağlamakla meşguldü. İşte İsrail; bir ada ülkesi olarak ne Lübnanla ne Suriye ile alışveriş yok ama İsrail'in bütün ürünleri limanlardan gidiyor. İşte bugün ne yazık ki halen Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin üyeleri olarak aziz milletimizin oylarıyla seçilmiş gazi Meclis'in milletvekilleri o Akdeniz'de elleri kelepçelenirken ülkemizden İsrail'e mazot sevkiyatı, demir çelik sevkiyatı o katillerin her türlü sevkiyatı devam ediyordu.
"İsrail ülkemizin milli güvenlik sorunudur"
Süreç asla bitmiş değil. Bundan sonra çok daha vahim bir süreçle karşı karşıyayız. Şükürler olsun ki Gazze'deki kardeşlerimiz bütün olumsuzluğa rağmen ateşkeste inşallah nefes alacaklar ama biliyoruz ki katil İsrail Gazze'nin üç buçuk katı büyüklüğünde bir araziyi henüz ordusunu kuramamış olan Suriye'nin Golan Tepeleri'ni işgal etti. Artık İsrail ülkemiz için bir milli güvenlik sorunudur İsrail Türkiye'nin birebir kapı komşusudur. İkinci bir tehlike olarak İsrail; Tunus'tan İtalya'dan yola çıkan gemimizin limanlarına ulaşıncaya kadarki sürecinde sürekli olarak taciz etmiş, son olarak 100 milim üzerinde bir mesafede gemimize el koymuştur. Dolayısıyla artık İsrail Akdeniz'i bir iç göl haline getirmiştir. Bu da ülkemiz için son derece tehlikeli bir durumdur. Bunun dışında son dönemde Kıbrıs'a yerleştirdiği nüfusları ile hele de önce direniş gruplarını sonra komşularını bombalayan, yerle bir eden İsrail son olarak yeni bir evreye girmiş Katar'ı bombalamıştır. Net biçimde artık İsrail ülkemizin milli güvenlik sorunudur. Ülkemize karşı açık ve yakın bir tehdittir."