Nilay Kotan, "Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü"Nde Katledildiği Yerde Anıldı

Güncelleme:
Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

26 Ekim'de CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne ifade için getirildiği ve olağanüstü önlemlerin alındığı gün işe giderken adliye yakınında, uzaklaştırma kararı aldırdığı Ali Karakoç tarafından öldürülen Nilay Kotan, "25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü”nde katledildiği yerde anıldı. Basın açıklamasında konuşan avukatı Eren Keskin, “Nilay Kotan, Ali Karakoç isimli katil tarafından tam da burada katledildi. Diğer kadın cinayetlerinde olduğu gibi, devlet onu koruyamadığı için katledildi. Yine diğer kadın cinayetlerinde olduğu gibi, Türk yargısının verdiği koruma kararlarına rağmen, bu kararlar kadını koruyamadığı için burada katledildi” dedi. Baba İsmail Kotan da, “Sadece devletimize sesleniyorum, Adalet Bakanı’na, İçişleri Bakanı’na sesleniyorum. Bu şiddete bir son verelim. Adalet yerine getirilsin” şeklinde konuştu.

Haber: Beril KALELİ/Kamera: Altuğ EKEN

(İSTANBUL) 26 Ekim'de CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne ifade için getirildiği ve olağanüstü önlemlerin alındığı gün işe giderken adliye yakınında, uzaklaştırma kararı aldırdığı Ali Karakoç tarafından öldürülen Nilay Kotan, "25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü"nde katledildiği yerde anıldı. Basın açıklamasında konuşan avukatı Eren Keskin, "Nilay Kotan, Ali Karakoç isimli katil tarafından tam da burada katledildi. Diğer kadın cinayetlerinde olduğu gibi, devlet onu koruyamadığı için katledildi. Yine diğer kadın cinayetlerinde olduğu gibi, Türk yargısının verdiği koruma kararlarına rağmen, bu kararlar kadını koruyamadığı için burada katledildi" dedi. Baba İsmail Kotan da, "Sadece devletimize sesleniyorum, Adalet Bakanı'na, İçişleri Bakanı'na sesleniyorum. Bu şiddete bir son verelim. Adalet yerine getirilsin" şeklinde konuştu.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Kadın Komisyonu, 25 Kasım "Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü" basın açıklamasını 26 Ekim'de Çağlayan'da Nilay Kotan'ın katledildiği yerde gerçekleştirdi. Nilay Kotan'ın babası İsmail Kotan'ın da katıldığı açıklamaya CHP'liler de destek verdi. Basın açıklamasını İHD Eş Genel Başkanı Oya Ersoy okudu.

"Kadına yönelik şiddet, önlenmesi bir yana, aksine çeşitlenerek devam ediyor"

Kadınların yaşam hakkını korumanın devletin yükümlülüğü olduğu vurgulanan açıklamada, "Yıl boyunca derneğimize yapılan başvurular, basın taramasından elde edilen veriler, hapishane izleme çalışmaları ve raporlamalar, kadına yönelik şiddetin önlenmesi bir yana, aksine çeşitlenerek devam ettiğini açıkça göstermektedir" denildi; "Devletin yükümlülüklerini yerine getirmesi, kadınların haklarını tam erişim sağlaması ve şiddetin her biçimine karşı kararlı bir mücadele yürütülmesi" için çağrıda bulunuldu. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"2025 yılının Aile Yılı olarak ilan edilmesi ve kamu kurumlarının politikalarının aile merkezli bir çerçeveye oturtulması, kadına yönelik şiddetin görünürlülüğünü azaltmış ve bireysel hakların geri plana itilmesine yol açmıştır"

"25 Kasım'da bir kez daha kadına yönelik şiddete hayır diyoruz. Yalnızca bir anma günü değil bizim için 25 Kasım; kadınlara yönelik her türlü şiddeti görünür kılma, teşhir etme, devletlerin sorumluluklarını hatırlatma ve eşitlik temelinde bir yaşam talebini büyütme günüdür. Kadınların yaşam hakkını korumanın devletin devredilemez yükümlülüğü olduğunu vurguluyoruz. Yıl boyunca derneğimize yapılan başvurular, basın taramasından elde edilen veriler, hapishane izleme çalışmaları ve raporlamalar, kadına yönelik şiddetin önlenmesi bir yana, aksine çeşitlenerek devam ettiğini açıkça göstermektedir. 2025 yılının Aile Yılı olarak ilan edilmesi ve kamu kurumlarının politikalarının aile merkezli bir çerçeveye oturtulması, kadına yönelik şiddetin görünürlülüğünü azaltmış ve bireysel hakların geri plana itilmesine yol açmıştır. Devletin politikasını işletirken aile birliğini önceleyen yaklaşımı, şiddet gören kadınların başvuru mekanizmalarına erişimini zorlaştırmış, kolluk ve idari makamların aileyi koruma gerekçesiyle kadınları uzlaştırmaya yönelendirme eğilimini artırmıştır.

"Kadına yönelik şiddet sona ermeli, kadınlar barışın, adaletin ve eşitliğin öncüsü olmalıdır"

Kadınlar hem çatışmalı süreçlerin, hem de baskıcı devlet politikalarının ilk hedefi haline gelirken, barışın, adaletin ve demokratikleşmenin en güçlü öznesi olmaya devam etmektedir. Coğrafyamızda yıllardır süren çatışmalı ortamın kadınlar üzerindeki etkisi çok boyutlu olup, zorunlu göç, yoksullaşma, güvenlik kaygısı ve toplumsal cinsiyet temelli şiddetin ağırlaşmasıyla görünür hale gelmektedir. Çatışma çözümlerinde kadınların barış mücadelesinden dışlandığı hiçbir siyasal süreç gerçek ve kalıcı bir barış üretemez. Kadın örgütlerinin karar alma mekanizmalarına katılımı güvence altına alınmadıkça çatışmanın yarattığı toplumsal tahribatın onarılması mümkün değildir.

Devletin yükümlülüklerini yerine getirmesi, kadınların haklarını tam erişim sağlaması ve şiddetin her biçimine karşı kararlı bir mücadele yürütülmesi için çağrımız açıktır. Kadına yönelik şiddet sona ermeli, kadınlar barışın, adaletin ve eşitliğin öncüsü olmalıdır. Kalıcı ve adil bir barış, güvenli bir toplum ve toplumsal eşitlik ancak kadınların yaşam hakkının, özgürlüğünün ve karar alma süreçlerindeki eşit temsilinin güvence altına alınmasıyla mümkündür"

Keskin: Nilay Kotan, diğer kadın cinayetlerinde olduğu gibi devlet onu koruyamadığı için katledildi

Nilay Kotan, 26 Ekim'de yoğun güvenlik önlemlerinin bulunduğu İstanbul Adliyesi'ne kısa mesafede, uzaklaştırma kararı aldırdığı Ali Karakoç tarafından sokak ortasında 15 kurşunla katledilmişti. Basın açıklamasında konuşan Nilay Kotan cinayeti dosyasının avukatı Eren Keskin, "Nilay Kotan, Ali Karakoç isimlil katil tarafından tam da burada katledildi. Diğer kadın cinayetlerinde olduğu gibi, devlet onu koruyamadığı için katledildi. Yine diğer kadın cinayetlerinde olduğu gibi, Türk yargısının verdiği koruma kararlarına rağmen, bu kararlar kadını koruyamadığı için burada katledildi" dedi.

Keskin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla yürürlükten kaldırılmasının ardından kadın cinayetlerindeki artışa dikkat çekerek, "Bütün kadın cinayetlerinin altında devletin politikaları yatar. Katil, sadece Ali Karakoç değildir; Ali Karakoç'un zihniyetini besleyen resmi ideolojidir" dedi. Keskin şöyle konuştu:

"Kadınlar için yaşamsal güvence anlamını taşıyan son derece önemli bir sözleşme vardı. İstanbul Sözleşmesi bizim coğrafyamızda verilen bir kadın mücadelesinden doğdu. 2011 yılında imzalanan bu sözleşme, tek bir erkeğin imzasıyla kadınların bütün isyanlarına rağmen yürürlükten kaldırıldı. İstanbul Sözleşmesi'nin yürürlükten kaldırılmasıyla birlikte kadın cinayetlerindeki müthiş artışı birlikte değerlendirmek gerekiyor. Bütün kadın cinayetleri politiktir"

Baba Kotan: Devletimize sesleniyorum, bu şiddete bir son verelim

Baba İsmail Kotan ise, "Bunu konuşmak benim için çok zor. Sadece devletimize sesleniyorum, Adalet Bakanı'na, İçişleri Bakanı'na sesleniyorum. Bu şiddete bir son verelim. Adalet yerine getirilsin" şeklinde konuştu.

Kaynak: ANKA / Güncel
title