Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu... Önder Aksakal: "İmralı Ziyaretinin Üzerinden On Gün Geçti.
Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Önder Aksakal, AK Parti, MHP ve DEM Parti heyetinin İmralı ziyareti sonrasında bilgilendirme yapılmamasına tepki göstererek "Aradan on gün geçti, orada neler konuşuldu, neler soruldu, ne cevaplar alındı ya da terörist başının Türk milletine ve etkili makamlara bugüne kadar söylemediği neleri söylediği halihazırda şu anda meçhul. Orada yaşananlar ve gözlemlenenler bugün tüm çıplaklığıyla burada anlatılmalı ve Abdullah Öcalan'la yapılan görüşmenin tutanağı komisyon üyeleriyle paylaşılmalıdır" dedi.
(TBMM) - Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Önder Aksakal, AK Parti, MHP ve DEM Parti heyetinin İmralı ziyareti sonrasında bilgilendirme yapılmamasına tepki göstererek "Aradan on gün geçti, orada neler konuşuldu, neler soruldu, ne cevaplar alındı ya da terörist başının Türk milletine ve etkili makamlara bugüne kadar söylemediği neleri söylediği halihazırda şu anda meçhul. Orada yaşananlar ve gözlemlenenler bugün tüm çıplaklığıyla burada anlatılmalı ve Abdullah Öcalan'la yapılan görüşmenin tutanağı komisyon üyeleriyle paylaşılmalıdır" dedi.
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, TBMM Tören Salonu'nda 19'uncu toplantısını gerçekleştirmek üzere toplandı. Söz alan DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, şunları söyledi:
"Başladığımız bu iyi niyetli çalışmanın sonuna geldiğimiz noktada hiç kimsenin bir memnuniyet duygusu yaşamadığını da gördüğümüzü ifade etmek isterim. Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından ortaya konulan bir kriter vardı; yeniden terörsüz Türkiye hedefi. Ne yazık ki 121 gününüz sonunda terör örgütü elebaşlarının ve onların siyasi sözcülerinin tavırlarıyla başladığımız noktaya evrilmek üzeredir. Komisyonumuz her türlü iyi niyet kapsamında, bizim katılmadığımız bir kararla da olsa, bölücübaşını İmralı'da ziyaretine gitmiş, kendisinin son sözlerini birinci ağızdan öğrenmiş ve geri dönmüştür. Aradan on gün geçti, orada neler konuşuldu, neler soruldu, ne cevaplar alındı ya da terörist başının Türk milletine ve etkili makamlara bugüne kadar söylemediği neleri söylediği halihazırda şu anda meçhul. Orada yaşananlar ve gözlemlenenler bugün tüm çıplaklığıyla burada anlatılmalı ve Abdullah Öcalan'la yapılan görüşmenin tutanağı komisyon üyeleriyle paylaşılmalıdır öncelikle. Belki kamuoyuyla paylaşmak farklı bir düşünce, farklı bir algı olarak kabul edilebilir ama madem ki bu komisyon bir sorunun çözümü için bir araya gelmiştir eğer burada birbirinizden saklayacağımız ya da konunun ana muhatabı olarak bize sunulmaya çalışılan terör örgütü başının neler söylediğini bilmeden burada verilecek olan kararlar ve görüşlerin sakat olacağını burada ifade etmek isterim.
"Terör örgütü mensupları silahları bırakıncaya kadar Meclis'te herhangi bir adım atılmamalı"
2 Aralık Salı günü İmralı'ya giden DEM Parti üyelerinin de oraya neden gittiği, hangi mesajları duydukları konusunda da bizlere bir bilgi aktarımı yaparlarsa farklı düşüncelerimiz varsa da bunların değişmesine de sebebiyet verecektir. Komisyonun bugüne kadar yaptığı çalışmalar, sonunda yapılması düşünülen yasal ve anayasal değişikliklerin neler olduğu komisyon üyeleriyle en azından başlıkları ve genel çerçevesi itibarıyla paylaşılmalıdır. Zira her zaman olduğu gibi önce basın kanallarından öğrendiğimiz kadarıyla bu nitelikteki çalışmalar başlamış ve son aşamalarına kadar gelmiş olduğu konuşulmaktadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi ile terör örgütü arasında bir tahtaravalliye benzeyen 'önce sen adım at, ben attım' tartışmasına son verilmelidir. Terör örgütü mensupları ve uzantıları Kuzey Irak'ta, Kuzey Suriye'de silahları bırakıp örgütlerini tamamen dağıtıncaya kadar da Meclis'te herhangi bir adım atılmamalı diye düşünüyoruz. Örgüt elebaşları ayrı ayrı ve ardı ardına açıklamaları yaparak silahlarını bırakmadıklarını söylüyorlar.
" PKK yok olmamıştır, kendini tasfiye falan da etmemiştir. Her şey bir tiyatrodur"
Buradaki manzaradan çıkan sonuç şudur; PKK yok olmamıştır, kendini tasfiye falan da etmemiştir. Her şey bir tiyatrodur ve kadim Türk Devleti'ne karşı oynanan kahpe bir pusu vardır ortada. Bunun başka bir izahı da yoktur. Terör örgütü de Suriye'de kendisine yeni mevziler, yeni tüneller, savunma alanları tahkim etmekle meşguldür. Bunun devamını beklemek ve buna seyirci kalmak, güney sınırımızın 30-40 kilometre aşağısında yeni bir terör koridorunu oluşturması demektir ki bu da Türkiye için başlı başına bir tehdit oluşturacaktır. O yüzden komisyondaki çalışmalar ve Meclis'teki yasal düzenlemelerin Irak ve Suriye'deki gelişmelere paralel gitmesi gerekir.
Bu değerlendirme sonunda da birinci önceliğimiz Sayın Cumhurbaşkanımızın bu terörsüz Türkiye'nin oluşmasına yönelik ortaya koyduğu ana çerçeve kapsamında olmak üzere bir; hukuki zeminin çerçevesi belirlenmelidir. İkinci madde olarak sürecin yaygınlaştırılması ortaya konulmuştur. Kapsayıcılığın arttırılması yönünde önerilerimiz var. Dördüncü madde olarak demokratik eğitimin mutlaka arada geçirilmesini öngörüyoruz ve bu eğitimin sadece okullarda değil sosyal medyada, basın aracılığıyla da kamu sportu marifetiyle her gün, her an topluma çocuklarımıza, gençlerimize başlanması gerektiğine inanıyoruz."
















