Gözaltındaki genç kıza polisten ağır küfür

Gezi Parkı eylemlerinde gözaltına alınan Pınar, polisin ağır küfürlerine maruz kaldığını söyledi.
Gezi Parkı eylemleriyle ilgili haberler bitmiyor. Her gün yeni görüntü ve detaylar ortaya çıkıyor. O detaylara bugün bir yenisi daha eklendi. Sözcü yazarı Saygı Öztürk, bugünkü köşesinde Gezi eylemleriyle ilgili gözaltına alınan genç bir kızın uğradığı hakaretleri kaleme aldı.
Öztürk'ün yazısına göre, gözaltına alınan Pınar adlı genç kıza polis "Hazır burası karanlıkken seni dom… s…" diyor.
İşte Öztürk'ün yazısının o kısmı:
İstanbul'da gözaltına alınan Pınar'ın başına gelenleri, cumhuriyet savcılığına yaptığı suç duyurusu ve Cumhuriyet Savcısı Abdurrezzak Aydın'a verdiği ifadeyi gazetemizde ürpererek okumuşunuzdur. Süleyman isimli sivil polis, genç kıza "Hazır burası karanlıkken seni dom… s…" diyor.
Yaşadığı olaydan sonra genç kızın uyku düzeni bozuluyor, kabuslar görüyor, milletvekilinin de verdiği destekle bu sözleri söyleyen polis hakkında "hakaret, taciz ve görevini kötüye kullanma" suçlamasıyla davacı ve şikayetçi oluyor. Böyle bir olayın ortaya çıkarılması emniyet yetkililerinin boynunun borcudur.
"SİZİN KIZINIZA, KARINIZA, BACINIZA SÖYLENSE..."
CHP Milletvekili Yıldıray Sapan, Pınar'ın başına gelenleri TBMM kürsüsüne taşıdı. Bakanlara, milletvekillerine, "Polisin, Pınar'a söylediği 'hazır burada ışıklar kapalıyken dom… s…' sözleri sizin kızınıza, karınıza, bacınıza söylense sizler ne hissedersiniz?" dedi ve o yüzden polisin yargı karşısına çıkarılmasını istedi. TBMM tutanaklarına geçen o konuşmayı yaptığı gün, milletvekiline de bir elektronik posta geldi.
KONU TBMM'YE TAŞINDI
Orada da şunlar yazılıydı: "Sayın Yıldıray Sapan, bazı haberlerde duydum ki 'Hazır burada ışıklar kapalı seni dom… s…' diyen polisi arıyormuşsunuz. Ben o polisin yakınıyım. Anladığım kadarıyla sizin de canınız çekmiş. Bana bak o… çocuğu, seni hem dom… hem de …" Yıldıray Sapan, gözaltı aracında Pınar'a hakaretler eden polisin peşini bırakmamaya kararlı… Konuyu TBMM'ye de taşıdı. Umarız İçişleri Bakanı, polis memuru Süleyman için "münferit bir olay" demez ve konuyu ayrıntılı bir biçimde araştırır.


















