2chp Milletvekili Öymen Kurulacak Koalisyon Protokolü Türkler İçin Önemli

Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Federasyonu'nun (AADD) davetlisi olarak Almanya'ya gelen Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekili Onur Öymen, DHA'ya verdiği özel demeçte gündeme dair önemli soruları yanıtladı. Almanya'nın eski Başkenti Bonn'da Büyükelçilik görevinde de bulunan Öymen, Almanya'da özellikle Türkleri hedef alan Neonazi cinayetleri olarak bilinen aşırı ırkçı saldırıların çok ciddi sorunlar olduğunu belirterek şunları söyledi

CİDDİYE ALINMALI

' Almanya'daki yabancı düşmanlığını çok ciddi bir sorun olarak görmemiz lazım, hem Türkler olarak hem de Almanlar olarak bu sorunun mutlaka köklü bir şekilde çözümlenmesi lazım. Almanya'da hala eski Nazi düşünceleriyle hareket eden insanlar varsa gençler arasında hala Neonazi denilen insanlar varlıklarını sürdürebiliyorlarsa bunun sebeplerini mutlaka araştırmak lazım. Bu konuda yapılmış çalışmalar var. Hem bizim yaptığımız var hem Almanların var hem de başka ülkelerin var. Bu alanda bence Türkiye ile Almanya daha sıkı işbirliği yapmalıdırlar. Almanya ile pek çok işbirliğimiz var ancak yabancı düşmanlığıyla mücadele konusunda yeterince işbirliği yaptığımız kanısında değilim.'

IRKÇILIĞA KARŞI İŞBİRLİĞİ YAPILMALI

Irkçılığa karşı Türkiye ve Almanya'nın birlikte işbirliği yapması gerektiğini dile getiren Öymen, sözlerine şöyle devam etti 'Solingen cinayetinden sonra Başbakan Kohl bakanlar kurulunda bir komite kurmuştu. Orada 6 bakanın yanı sıra toplumun çeşitli kesimlerinden insanlar vardı ve bende Büyükelçi olarak oradaki toplantılara katılmıştım. Benim bildiğim Türk ve Almanların yabancı düşmanlığına karşı birlikte çalıştıkları üst düzeydeki tek girişimdi. Sanıyorum ki bu yabancı düşmanlığına teşhis koyma ve çare aramada birlikte hareket etmeliyiz ve kamuoyunu doğru şekilde bilgilendirmeliyiz. Türkler ve Türkiye hakkında Alman kamuoyuna çoğu zaman yanlış, kötüleyici, abartılı bilgilerin, yorumların ulaştırıldığını biliyoruz. Türkiye'nin imajı bugün Almanya'da hak ettiğinin gerisindedir, bu tabi Alman halkını ve gençlerini de olumsuz yönde etkiliyor. Almanların genelinin Türklere karşı iyi duygular beslediğini biliyoruz ancak bazı radikal kesimlerde ya da eski doğu Almanya bölgesinde sadece Türklere değil yabancılara karşı olumsuz bir ön yargı olduğunu da saklamamak lazım.'

OYUNA GELMEMEK LAZIM

Çözümün Almanlara yabancıları doğru tanıtmak olduğunu belirten Onur Öymen, 'Bu sorunun çaresi Türkiye ve başka yabancı ülkelerin kültürü, tarihi, gelenekleri ve üstün yönleriyle ilgili Alman toplumuna doğru bilgi vermek lazım. Almanya ile Türkiye'nin arasını bozmak isteyen başka ülkeler olabilir, kendi menfaatleri açısından Almanya'daki Türkleri kötü göstermek isteyenler ve propaganda yapanlar olabilir ama Türklerin ve Almanların bu oyunlara gelmemesi lazım. Ben inanıyorum ki Alman toplumu bunu aşacaktır. Almanya'da ve Alman toplumunda geçmişte ayrımcılıktan çok büyük acı çekmişlerdir ve artık kendi ülkelerinde böyle düşmanlık duygularının yaşamasına izin vermeyeceklerdir diye ümit ediyorum' dedi.

CHP'NİN AVRUPA YAPILANMASI SÜRÜYOR

Alman sosyal demokratlardan gördükleri desteği diğer ülkenin sosyal demokratlarından görmedikleri için yakınan Öymen, şöyle konuştu 'CHP yıllardır Avrupa'da yapılanıyor ve yıllar önce Brüksel'de bir temsilcilik açmıştık. Şimdi bunun ötesinde her ülkede de gruplar oluştuğunu görüyoruz. Tabi partimizin görüşü ne kadar doğru duyulur ve anlaşılırsa o kadar iyi olur diye düşünüyorum. Bunlar kadar önemli olan partiler arası diyalogdur. Biz Almanya'daki kardeş partilerin CHP hakkında doğru bilgilendirmelerinde büyük yarar görüyoruz. Geçmişte birtakım sosyal demokrat politikacılarla partiler arası düzenli temaslar yapılıyordu. Ancak şunu da itiraf etmeliyim ki biz bu temaslardan her zaman beklediğimiz sonucu alamadık. Gerek Kıbrıs sorunu, gerek Ermenistan ilişkileri, gerek terörle mücadele, Türkiye'deki Hristiyanların durumu var, bütün bu konularda ben şahsen Avrupalı sosyal demokratlardan daha yapıcı, daha tarafsız ve Türkiye'nin görüşlerine daha fazla önem veren bir yaklaşım beklerdim, bunu henüz tam olarak sağlayabilmiş değiliz. Türkiye'nin AB üyeliği konusunda Alman sosyal demokratlarından gördüğümüz desteği diğer başka ülkelerin sosyal demokrat partilerinden göremiyoruz.'

BÜYÜK KOALİSYON PROTOKOLÜNDE NELER VAR

Yeni kurulacak büyük koalisyon protokolünde yer alacak hükümlerin önemine vurgu yapan Onur Öymen, 'Şimdi Almanya'da büyük koalisyon hükümetinin kurulacağı anlaşılıyor. Bu koalisyon protokolünde Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği konusunda ne gibi hükümler yer alacak Alman sosyal demokratları Almanya'nın Türkiye'yi destekleme konusunda Hristiyan demokratları ikna edebilecekler mi Bunlar önümüzdeki konulardır. Ayrıca çifte vatandaşlık konusu var. Bu konuda da biz sosyal demokratlardan geçmişte destek sağlamıştık ama Almanya'da bu mevzuatın yasaların bizim istediğimiz gibi değişmesine olanak sağlanmadı şu ana kadar. Ayrıca burada yaşayan Türklerin yerel seçimlerde oy kullanma hakkına sahip olmalarını bekliyoruz. Türkiye'deki genel seçimlerde Almanya'daki Türklerin sandık kurarak oy kullanmalarına sosyal demokratların katkıda bulunmasını bekliyoruz. Sosyal demokratlar ile bizim aramızda önemli bir ideolojik birlik var, aynı değerler sistemini paylaşıyoruz' diye belirtti.

DEMOKRASİMİZ UTANÇ VERİCİ

Türkiye'nin arızalı demokrasiler kategorisine dahi giremediğini söyleyen eski büyükelçi Öymen, 'Türkiye çok sıkıntılı bir dönemden geçiyor. Türkiye demokrasi, insan hakları, basın özgürlüğü, kadın erkek eşitliği, yargı bağımsızlığı gibi alanlarda uluslar arası sıralamalarda maalesef en son sıralarda yer alıyor. Dünyada demokratik ülkeler 4 kategoriye ayrılıyor. Birinci kategori tam demokratik ülkeler ve Türkiye bu 22 ülke arasında yer almıyor. İkinci kategoride arızalı demokrasiler var, buda 53 ülke ve Türkiye bunların arasında da yer almıyor. Türkiye demokrasi ile totaliter rejimler arasında karma rejimler denen üçüncü kategoride yer alıyor ve dünya ülkeleri arasında 89. sırada ve bu bizim için utanç verici bir durumdur' dedi.

ALMAN ALFABESİNDE NEDEN TÜRKÇE HARF YOK

Türkiye'de demokratikleşme adı altında yapılanlara anlam veremediklerini belirten Onur Öymen sözlerine şöyle devam etti 'Türkiye'de açılım denen süreç aslında demokratik ülkelerin benimsemedikleri bir süreçtir. Hiçbir ülke terörle müzakere ederek bu meselelerini çözmeye kalkışmıyor. Elinden silahı bırakmayan terör örgütüyle müzakere edilmez mücadele edilir. Bu görüş bütün uygar ülkelerde geçerli olan bir görüştür. Bizi şaşırtan Amerika'nın ve Avrupa ülkelerinin Türkiye'nin terörle müzakeresini desteklemesidir. Bir taraftan kendileri kendi ülkelerinde buna karşı çıkarken Türkiye'nin terörle müzakeresini teşvik edici bir politika izliyorlar. Aynı şekilde Türkiye'de demokratikleşme adı altında atılan bazı adımlara da destek oluyorlar ki bunu Türk kamuoyunun çoğu bunları demokrasiden uzaklaşma olarak görüyor. Mesela and'ın kaldırılmasını yabancılar demokratikleşme çabalarının bir parçası gibi görüyorlar ve AB ilerleme raporunda bunlar yazılıyor. Halbuki bu 70 yılı aşkın zamandan beri Cumhuriyet değerlerini, çağdaşlığı, uygarlığı ve insani duyguları çocuklarımıza aşılamanın çok etkili bir yöntemiydi. Bunu Türkiye'de kabul edecek az kişi vardır ama bizi şaşırtan Avrupalıların buna destek olmalarıdır. Aynı şekilde kamuda türbanın serbest bırakılmasını da demokratikleşme olarak görüyorlar. Fransa kamuda ve eğitimde dini simgeleri yasaklarken Türkiye'de bunların üzerindeki yasağın kalkmasını olumlu bir adım gibi karşılıyor. Bunları anlamak bizim için gerçekten zor. Alfabede şimdiye kadar olmayan bazı harflerin konulmasını demokratikleşme olarak yorumluyor Avrupalılar, bu da şaşılacak Bir şey. Almanya'da 4 milyon Türk yaşıyor Türkçenin bazı harfleri Alman alfabesinde yok. Bu Almanya için bir demokrasi eksikliği olarak hiç dile getirildi mi Amerika'da milyonlarca Latin asıllı yaşıyor, İspanyol alfabesinin bazı harfleri İngiliz alfabesinde yok. Türkiye'de belli ki bazı radikal Kürt grupları tatmin etmek için atılan bazı adımları bazıları demokratikleşmenin doğal icabı olarak karşılıyorlar, ben bunları yadırgıyorum.'

Ergenekon ve balyoz davalarına da değinen CHP'li Öymen, 'AB raporlarına bakarsanız bu davalardan çok memnun oldukları anlaşılıyor. Bazı usul hatalarını filan eleştiriyorlar ama esas olarak bu davalardan şikayetçi değiller. İkinci dünya savaşından sonra Avrupa'da bazı ülkelerde darbe girişimleri oldu. Türkiye'de birçok çevre tarafından darbe girişimi olarak bile kabul edilmeyen ve sanıklar tarafından kesinlikle reddedilen bu girişimde yargılananların ve mahkum edilenlerin sayısı, ikinci dünya savaşından sonra Avrupa'da fiilen darbe yapmış veya eyleme geçmiş insanların yargılandığı sanıkların toplam sayısının iki mislinden fazladır. Bu gerçeği Avrupa'da insanların görmemesi mümkün değildir' şeklinde konuştu.

DAVALARIN DÜNYADA EŞİ BENZERİ YOK

Bu davalar nedeniyle Türkiye'deki tutuklu ve hükümlülerin sayısının eşi benzeri olmadığının altını çizen Onur Öymen sözlerine şöyle devam etti 'Yargının kararına tabi yargı çerçevesinde üst yargılarda çözüm bulunabilir, onu tartışma bir yana, benzeri durumlarda yapılan yargılamalar ve verilen cezaların iyi değerlendirilmesi lazım. Almanya'da 60 milyonun ölümünden sonra düzenlenen Nürnberg mahkemelerinden sanık sayısı 24'den ibaret. Bunlardan üçü intihar etti, 21 kişi yargılandı ve bunlardan ikisi de beraat etti, 19 kişi mahkum edildi. Tokyo'da yargılananların sayısı Balyoz davasında yargılananların üçte biri kadardır. Türkiye bir ada değil, tek başına yaşamıyoruz, diğer ülkeler benzeri durumlarda ne yapmış veya bu gibi siyasi davalarda kaç kişi yargılanmış, kaç kişi hangi gerekçeyle, hangi delillere dayanarak mahkum olmuş, somut deliller olmadan, bilirkişi raporları olmadan, şahitler dinlenmeden Avrupa'da hangi davada kim mahkum edilmiş Bugün bütün Avrupa ülkelerinde hapiste kaç gazeteci var Niye Türkiye bütün dünya ülkeleri arasında hapisteki gazetecilerin sayısı açısında birinci sırada yer alıyor Avrupalıların bir bölümü nedense bu gelişmeleri memnuniyetle karşılıyorlar. Bu kadar üniversite rektörü Türkiye'de yıllarca tutuklu kaldı, bir kısmı mahkum edildi. Avrupa ülkelerinde siyasi nedenle mahkum edilen üniversite rektörü hiç olmuş mu Bunları Türkiye'de de Avrupa'da da kimse maalesef tartışmıyor, Türkiye-AB ilişkilerine maalesef giremiyor. Ben bunları kendi adıma üzüntüyle karşılıyorum. Biz ki Avrupa'nın değerler sistemini benimsemiş bir partiyiz, şahsen ben de öyleyim, Türk aydınlarının büyük bir bölümü de böyle kişilerdir ve Avrupalıların bütün bu konulardaki kayıtsızlığı hatta zaman zaman Türkiye'deki aydınların demokrasi dışı gördükleri olayları demokrasinin gelişmesi gibi göstermesi bana acı veriyor.'