Haberler

Gül'ün Köşk'teki 100 Günü(2)-siyasi Partiler ve Sivil Toplum Örgütleri Değerlendirdi

Siyasi Parti Temsilcileri, Sivil Toplum Örgütlerinin Başkanları, Bilim Adamları ve Sanatçılar Cumhurbaşkanı Gül'ün Çankaya Köşkü'ndeki 100 Günlük Çalışma Süresini Değerlendirdi. Gül, CHP Olumsuz Görüş Bildirmesine Karşın AKP'den Tam Not Aldı. Bazı Kişi ve Kuruluşlar 100 Günün Değerlendirme Yapmak İçin Erken Olduğunu Belirterek Yorum Yapmaktan Kaçındı.

Siyasi parti temsilcileri, sivil toplum örgütlerinin başkanları, bilim adamları ve sanatçılar Cumhurbaşkanı Gül'ün Çankaya Köşkü'ndeki 100 günlük çalışma süresini değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Gül, genel olarak 100 günlük çalışma performansı ve toplumla ilişkileri konusunda olumlu not aldı.

Gül, CHP'nin olumsuz görüş bildirmesine karşın AKP'den tam not aldı. MHP ve DTP ise Gül'ün icraatlarına olumlu bakıyor. İSO, ATO gibi iş dünyasının önemli kuruluşları ile insan hakları dernekleri de Gül'ün 100 günlük çalışmasını olumlu karşılıyor. Buna karşın EMO ve KESK gibi meslek örgütleri de Gül'ü eleştirirken, HAK-İŞ Gül'e tam destek veriyor. Modacılar Gül'ün giyimini beğenmezken, sanatçılar da Gül'e, sanata yaklaşımı konusunda mesafeli yorumlar yapıyor. Bazı kişi ve kuruluşlar da 100 günlük çalışma değerlendirme yapmak için erken olduğunu belirterek yorum yapmaktan kaçındı.

ANKA, siyasi parti sözcüleri, sivil toplum örgütleri ile meslek kuruluşlarına ve sanatçılara Abdullah Gül'ün 100 günlük icraatlarını sordu. Sorularımıza gelen yanıtlar şöyle:

-AKP: "CUMHURBAŞKANI GÜL BÜYÜK BİR İCRAAT GÖRÜNTÜSÜ VERİYOR"-

AKP Grup Başkanvekili ve Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş:

"Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, seçildiği günden bu yana, Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı makamının uluslararası camiada Türk milletinin yerini konumunu artırıcı bir işlev haline getirdi. Gül, Dışişleri Bakanlığı ve Başbakanlık makamlarında bulunmasının dünya ve liderleri üzerindeki etkin konumunun Cumhurbaşkanlığı görevi ile daha da iyi sonuçlar verdi. Gül, yurt dışında Dünya devletleri ile Türkiye'nin menfaatlerini ve Orta Doğu sürecindeki gelişmeler karşısında önder bir duruma geldi. Daha önceki cumhurbaşkanları, görevlerinin 100. gününde kaç tane el sıktıkları ile hatırlanıyordu. Hangi davul-zurna ekibinin ne zaman karşıladığı ile meşhur olan eylem ve icraat vardı. Ama şimdi Cumhurbaşkanının yaptığı görev 100. günde büyük bir icraat görüntüsü veriyor. Yurt dışı gezilerine ağırlık veriyor. Sayın Cumhurbaşkanı artık hem iç meselelerde, dış uluslararası platformda etkin bir rol oynayacağı gözüküyor."

-CHP'Lİ ÖYMEN: "DIŞ POLİTİKAYA DAMGASINI VURMAK İSTİYOR"-

CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen:

"Cumhurbaşkanı dış politikaya damgasını vurmak istiyor. Ama maalesef onun Dışişleri Bakanı olduğu dönemde Türkiye dış politikada iyi sonuçlar almadı. Avrupa Birliği ile ilişkilerin durumuna bakın. AB'nin tarihinde Türkiye'ye uygulanan baskılara benzer baskıların örneği hatırlamıyoruz. Müzakere sürecinin bu kadar bilinçli şekilde engellendiği bir örneği hatırlamıyoruz. Türkiye'yi üyelikten dışlamak isteyen açıklamalar yoğunlaşıyor. Bu konuda daha dengeli bir politika götüren Almanya Başbakanı Angela Merkel de sonunda ağzından baklayı çıkardı. O da Türkiye için özel statü istiyor. Bunları görmezlikten gelemeyiz. Türkiye maalesef AB ilişkilerinde büyük sıkıntı içindedir. Sekiz başlık Kıbrıs nedeniyle dondurulmuştur. Ayrıca Fransa Türkiye'yi tam üyeliğe götürecek beş başlığın müzakeresini engellemiştir. Tablo bu."

-CHP'Lİ KILIÇDAROĞLU: "NOTER DENİYOR, NOTERLERE HAKSIZLIK YAPILIYOR"-

CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu:

"Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün şimdiye kadarki uygulamaları CHP'yi tatmin etmedi. Hükümetten giden her metni onaylıyor. Anayasa'ya uygunluğunu araştırmadan, kısa bir sürede de onaylayarak Resmi Gazete'de yayımlanıyor. Bu uygulamalar yüzünden, Cumhurbaşkanını noter olarak algılayanlar var. Ben bunu doğru bulmuyorum. Noterlere haksızlık yapılıyor. Noterler işlerini titizlikle yaparlar. Sayın Cumhurbaşkanı Gül'ün bu titizliği gösterdiğini zannetmiyorum. Ali Babacan'ın dış politikada olumsuz ve yetersiz olduğu ortaya çıktı. İpler, Sayın Gül'ün elinde. Yönlendirme hala Gül'de. Torpili Ali Babacan'dan değil, Gül'den istiyorlar. Sayın Gül'ün tarafsızlığını göremedik farklı bir yorum yapabilmek için önce tarafsızlığını görmemiz lazım."

-MHP'Lİ AKTAN: "SEZER'DEN DAHA AKTİF OLACAĞA BENZİYOR"-

MHP İstanbul Milletvekili Gündüz Aktan:

"Cumhurbaşkanı'nın önce Kıbrıs arkasında Azerbaycan'a, Avrupa Birliği için Avrupa'ya daha sonra Pakistan'a ziyaretleri olumlu ziyaretler. Sayın 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'den daha aktif bir dış politika izleyeceği anlaşılıyor. Ama Türkiye'nin bu önemli dış politikaları konularında doğal olarak hükümetin ve sayın Başbakanın ağırlığı devam ediyor. Kuzey Irak'a ilişkin Başbakan Erdoğan'ın ABD'ye yaptığı ziyaret sayın Cumhurbaşkanı'nın yaptığı ziyaretlerin toplamından daha önemli. Bu ziyaretlerin devamında bir sakınca yok, ama hükümetin dış politikadaki ağırlığı eskisi gibi devam ediyor. Türkiye'nin dış politikasını destekleyici nitelikte katkıları olacaktır. Cumhurbaşkanı dış politikada 'yapan' durumunda olamayacaktır, benim gördüğüm bu."

-DTP: "OLUMLU GÖRÜYORUZ"-

DTP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan:

"Gül'ün, Köşkü farklı kesimlere ve halka açma çabalarını olumlu görüyoruz. Siyasetten gelen bir cumhurbaşkanı olması nedeniyle dışişlerinde uzun süre çalışması, yurtdışı gezi ve ilişkilere önem vermesi dikkat çekiyor. Tek kaygımız AKP'nin dayattığı antidemokratik yasalar. Gül'ün bu konuda tarafsızlığına ilişkin yorum yapmak için zamana ihtiyaç var. Şaşırtan en büyük icraatı YAŞ kararlarına muhalefet şerhi koyan bir başbakanken bugün onaylan bir cumhurbaşkanı durumuna gelmesi."

-İSO BAŞKANI YALÇINTAŞ: "İŞ DÜNYASININ BEKLENTİSİNİ FAZLASIYLA KARŞILADI"-

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Murat Yalçıntaş:

"Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, görevde bulunduğu 100 gün boyunca Türk iş dünyasının beklentilerini fazlasıyla karşıladı. Avrupa'da bir Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy bir de Sayın Gül, ülkesinin iş adamlarına bu kadar destek oluyor. Sayın Gül, Özal döneminde başlayan geleneği devam ettiriyor, bizlerin önünü açıyor. Sayın Gül cumhurbaşkanlığına adaylığını koyduğunda, iş dünyasının kendisinden büyük beklentiler içindeydi. Sayın Gül, görevinin başında geçirdiği ilk 100 günlük dönemde bu beklentilerimizi karşıladı, hatta beklentilerimizin üstüne çıktı. Sayın Gül, tüm Türkiye'yi kucaklayan bir cumhurbaşkanı. Özellikle doğu illerine yaptığı geziler çok önemliydi. Ayrıca, yurtdışı gezilerinde işadamlarını da yanına alması, bizim açımızdan çok önemli. Avrupa'da bir Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy bir de Sayın Gül, ülkesinin iş adamlarına bu kadar destek oluyor. Sayın Gül, Özal döneminde başlayan geleneği devam ettiriyor, bizlerin önünü açıyor. Ben sayın Gül'ün gezileri sırasında birçok Türk işadamının yabancı ülkelerde yaşadığı sorunları çözmek için büyük çaba sarf ettiğine tanık oldum. Bu durum Türkiye'de sosyal barışın sağlanması ve uluslararası ilişkilerde çok başarılı bir dönem yaşanmasının önünü açacak."

-ATO BAŞKANI AYGÜN: "ÇANKAYA'YI HALKA AÇTI"-

Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün:

"Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Çankaya'yı halka açarak, halkla bütünleşti. İşadamlarının önüne düşerek Türkiye'nin dünyaya tanıtılmasına yardımcı oluyor. Çankaya ile STK'lar arasındaki ilişkilerini bağları güçlendiriyor."

-HAK-İŞ BAŞKANI SALİM USLU: "GÖRÜNMEZ DUVAR KALKIYOR"

Hak-İş Başkanı Salim Uslu:

"Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, sivil toplum kuruluşlarına yakın olmaya çalışıyor. STK'lar ile devletin en tepe noktası arasındaki görünmez duvarı kaldırıyor. Çankaya'yı halka açtı. Tıkanan sistemin iyileştiriyor. Cumhurbaşkanının yurtdışı seyahatlerini de anlamlı buluyorum. Cumhurbaşkanlığını, Çankaya'da oturan, geleceke resmi kabulleri bekleyen konumdan sorunları çözen aktif bir konuma getirdi. Toplumun sorunlarını da yakından takip ediyor."

-TESK BAŞKANI PALANDÖKEN: "OLUMSUZ BİR ŞEY GÖRMEDİK"-

TESK Başkanı Bendevi Palandöken:

"Şimdiye kadar olumsuz bir şey görmedik. Esnaf ve sanatkarlara özen gösteren biri. Çankaya'yı halka açarak halka olan ilişkileri geliştiriyor. Çankaya merak edilen bir yerdi. Her makam halka açılmalıdır."

-KESK TOMBUL: "HÜKÜMETİN NOTERİ GİBİ"-

KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul:

"Biz ırkçılığa ve gericiliğe karşı bir cumhurbaşkanı istediğimizi daha önce açıklamıştık. Gül, 100 günlük icraatında Hükümetin noteri gibi davranıyor. Zaten Geçtiğimiz 5 yıllık dönemde de AKP hükümetin icraatlarını gerçekleştiren iki etkili isimden birisiydi. Ona uygun davranıyor. Emekçiler ve halk aleyhine bütün yasalar takılmadan cumhurbaşkanından geçiyor. Randevu taleplerimize daha farklı yanıt veriyor ve görüşebiliyoruz. Ancak önemli olan görüşmek değil görüşülenlerin dikkate alınıp alınmadığıdır."

-EMO BAŞKANI ULUSALER: "NOTERLİK DIŞINDA BAŞARILI DEĞİL"

Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Ulusaler:

"Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, toplumun tüm kesimlerine eşit mesafede olacağına dair verdiği söz vermesine rağmen, 100 günlük görev süresinde, hükümet kararlarını ve atamalarını, yasa ile tanınan inceleme sürelerini de kullanamadan noter hızıyla onaylamak dışında başarılı olmamıştır.

Günlük programlarına bakıldığında da 'tercihi' açıkça görülmektedir. Cumhurbaşkanı, TÜSİAD'dan sanayi ve ticaret odalarına, hatta yabancı ülkelerin işveren konfederasyonlarına varıncaya kadar görüşme taleplerini kabul etmekte, ancak enerji konusunda Elektrik Mühendisleri Odası'nın görüşme talebine, yanıt dahi vermemektedir."

-PROF. BİRTEK: "BİLGİLİ, OLUMLU, BİRLEŞTİRİCİ"-

Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Faruk Birtek:

"Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü çok başarılı buluyorum. Gül akıllı ve bilge bir kişilik sergiliyor. Gül, gayet mutedil, bilgili, olumlu, birleştirici, memleketi bölmeyen itidal sahibi bir kişi. Ayrıca, uluslararası ilişkilerde etkin rol oynamasını da doğru buluyorum."

-KAYA TOPERİ: "BİR ŞEY SÖYLEMEK İÇİN ERKEN"-

Eski Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kaya Toperi:

"Sayın Cumhurbaşkanını ben de herkes gibi basından izliyorum. Bir değerlendirme yapmak için henüz erken. Cumhurbaşkanlığının belli fonksiyonları vardır. Şimdiye kadar görünen kısmı, bu fonksiyonları yerine getirdiğini gösteriyor. Kendisine gelen kararnameleri imzalayıp imzalamadığına bakmak lazım. Hangilerini imzaladı, hangilerini imzalamadı. Bu tabi kendi bileceği iştir. Sayın Fahri Korutürk imzalıyordu. O yüzden kendisine 'Çankaya'nın noteri' dendi. Sayın Turgut Özal'ın imzalamadığı, geri çevirdiği kararnameler oldu. Sayın Demirel'in de oldu, Sayın Ahmet Necdet Sezer'in de oldu. Şimdi, Sayın Gül'ün kaç kararnameyi geri çevirdiğine bakmak lazım. Hükümet ile Cumhurbaşkanının arasındaki ilişkiye de bağlı. Sayın Gül şimdiye kadar fonksiyonunu yerine getiriyor gibi göründü ama tabi ki derinlemesine bir yorum yapmak için henüz erken."

-İHD GENEL BAŞKANI ÖNDÜL: "DİYALOGA AÇIK YAPISI VAR"-

İHD Genel Başkanı Hüsnü Öndül:

"Somut olarak bir değerlendirme yapabilmek açısından için erken bir dönem. Başlangıç itibarıyla diyaloga açık, farklı toplumsal kesimlerle devlet başkanlığı arasındaki ilişkileri daha yumuşatmaya dönük çabalar içinde olduğunu gözlemledik. Örnek, İlk defa İnsan Hakları Derneği ilk defa Cumhuriyet Resepsiyonu'na davet edildi. Bundan sonra görüşebilecek miyiz bilmiyoruz. Kendilerinden randevu talep ettiğimizde insan hakları konusunda randevu verecekmiş gibi bir izlenimimiz var. Bu diyaloga açık yapısından kaynaklanıyor. Daha önce de Dışişleri Bakanıyken kendisiyle 3-4 kez görüşmüştüm."

-ABF BAŞKANI ESER: "ALEVİLERE YÖNELİK AYRIMCI POLİTİKAYA KARŞI DURMALI"-

Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Turan Eser: "İktidardayken 5 yıl, Cumhurbaşkanıyken de 100 gündür Alevi temsilcileriyle buluşmadı. 101'inci günden itibaren ABF'nin Türkiye'de taraf olduğunu kabul etmesi gerekiyor. En azından Anayasa'nın koruyucusu olan bu yüksek makamın Alevilere yönelik ayrımcı uygulamaları siyasi alanda ve kamusal alanda ortadan kaldırılması konusunda adım atmalı. Sayın Cumhurbaşkanından 101'inci günden itibaren Alevilerin sorunlarının çözümü konusunda daha duyarlı olmaya çağırıyoruz. Anayasanın eşitlik ilkesinin, Alevilere de uygulanması konusunda hassas davranmasını talep ediyoruz. Cumhurbaşkanı bugüne kadar Alevilere uygulanan ayrımcı politikalara karşı durmalı."

-MAZLUM-DER BAŞKANI GERGERLİOĞLU: "YAŞ KARARLARINI İMZALAMASI ÜZÜCÜ"-

Mazlum Der Genel Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu:

"Cumhurbaşkanı seçildikten sonra ilk olarak Güneydoğu gezisi yapması olumlu bir adım. Çünkü Kürt sorunu Türkiye'de önemli bir sorun. Bu soruna şefkatli bir devlet adamı eliyle yaklaşılması gerektiği ortada. Bu gezinin bölge halkı tarafından da olumlu karşılandığını gördük. Ancak bunun dışında Dışişleri Bakanı olarak şerh koyduğu kararları Cumhurbaşkanı olarak onaylaması üzücü bir durum. Çünkü YAŞ kararları hukuksuz kararlardır ve insan haklarına aykırıdır. Diyaloga açık olması da ayrıca takdir ediyoruz. Daha önceki Cumhurbaşkanlarında bu eğilim yoktu. Devletle millet birbirinden ayrı ve devlet tamamen milletin üzerinde farklı bir güç gibi algılanıyordu. Her kesimin ayırt edilmeksizin Çankaya Köşkü'ne da güzel ve olumlu bir başlangıç. Bu adımların devamı bizim için önemli."

-MODACI FARUK SARAÇ: "GİYİM KONUSUNDA DESTEĞE İHTİYACI VAR"-

Modacı Faruk Saraç:

"Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, giyim konusunda kesinlikle destek almalı. Hakikaten giyim çok önemli, hitapla beraber o vücut dili dediğimiz olay birleştiği zaman, karşıdakine çok farklı mesaj verebilir diye düşünüyorum. Cumhurbaşkanı, başbakan ve dışişleri bakanlarının muhakkak bir imajmaker'a sahip olmaları gerekiyor. Abdullah Gül'ün dışişleri bakanlığında da bu konuda desteğe ihtiyacı vardı. Şu anda da var. Yani normalde insanların kendine göre ve o konumda olan devlet büyüklerimizin kendi giyim zevklerine göre veya da kendilerini yönlendiren bir insana göre giyinmelerinin yanlış olduğunu vurguladım hep yıllardır. Son günlerde hem yurtdışı gezileri, hem de Türkiye'deki resepsiyonlar gözlendiği zaman, imajmaker desteğinin çok gerekli olduğu ortaya çıktı. Siyasetçiler son günlerde şehitlere saygı için beyaz kırmızı kravat takıyor. Şehitlere saygı için siyah kravat daha anlamlı olurdu. Daha farklı bir mesaj verilirdi yas anlamı daha fazla verilirdi. Giyim tarzının seçiminde ten rengine uyum da önemli. Modayı tarif ederken 'insanın tenine uygun olarak renk ve model seçimi' diye tarif ediyorum. Abdullah Gül'ün buna da dikkat etmesi gerekir. Gül'ün giyim zevki beklendiğim gibi olmadı."

-TOBAV BAŞKANI LEVENT: "ULUSLARARASI FESTİVALLERİN AÇILIŞINA KATILMALI"-

Devlet Tiyatrosu Opera ve Balesi Çalışanları Vakfı (TOBAV) Başkanı Tamer Levent:

"Sayın Gül'ün, sanatla ilgili olarak negatif ya da pozitif herhangi bir açıklaması olmamıştır ama sanatla ilgili tüm sivil toplum kuruluşlarını davet etmesi ve bu konuda görüş alışverişinde bulunması gerekiyor. 29 Ekim günü bazı sanatçıların Köşk'e davet edilmesi ise sevindiriciydi. Cumhuriyetin temeli kültürdür ve Cumhurbaşkanlığı'nın bu kültürün doğrudan oluşmasında sorumluluk üstlenir. Cumhurbaşkanı'ndan bir beklentimiz de özellikle uluslararası festival açılışlarına Türkiye'nin prestiji açısından katılmalarıdır."

-TİYATROCU CAN GÜRZAP: "ŞU ANKİ DURUMDAN MUTLU DEĞİLİM"-

Tiyatro Sanatçısı Can Gürzap:

"Sadece Gül'ün değil genel olarak politikacıların sanata yaklaşımlarından mutlu değilim. Politikacılar genelde sanata sıcak bakmıyor. Oysa ki ülke olarak ihtiyacımız olan şey kültür ve sanat. Yani şunu söyleyebilirim ben şu anki durumdan mutlu değilim. Olması gereken şey politikacıların bu konuya daha fazla ağırlık vermeleridir." (ANKA)

(EKİP)

Kaynak: ANKA / Güncel

Haberler

title