'Geldiğim Yere Dönmeyi Bilirim'

DAHA ÖNCE FARKLI PROJELERDE YER ALSA DA EVRİM AKIN'I 'AVRUPA YAKASI'NIN EN SEVİLEN KARAKTERLERİNDEN SELİN OLARAK TANIDIK. SELİN KARAKTERİ, DİZİNİN İLK BAŞLARINDA GERİ PLANDAKİ TİPLEMELERDEN BİRİYKEN, AKIN'IN OYUNCULUĞU VE ÇABASIYLA ÖNE ÇIKIP 'OHA OLDUM' GİBİ CÜMLELERİNDEN, FRAPAN VE SAF HALLERİNE KADAR ÇOK SEVİLDİ.EVRİM AKIN HAKKINDA MERAK EDİLEN SORULARI YANITLADI...

Görünen o ki işler çok yoğun ve yolunda?

-Tam olarak böyle. 'Bez Bebek' beklediğimin çok üstünde bir yere geldi ve diğer projeler de çok yolunda ilerliyor.

'Bez Bebek' dışında 'Koca Kafalar' ve 'Fort Boyard'ın da sunuculuğunu yapıyorsunuz. Bütün bu projeler içinize sinen işler mi?

-Kesinlikle. İyi projeler seçtim ve bunun karşılığını hem reyting olarak hem de sokaktaki insandan alıyorum.

Son dönemde çocuklara yönelik fantastik diziler çok revaçta. Siz Nana rolünü neden istediniz?

-Çünkü Nana'nın hikayesi diğer dizilerden çok farklı. Başka hiçbir dizide insan olmaya çalışan bir oyuncak bebek karakteri yok. Nana çok naif, meraklı ve sevimli bir karakter ama aslında oyuncak tabii!

Aranız nasıl oyuncaklarla, hâlâ sakladığınız oyuncaklarınız var mı?

-Zamanında uzaktan kumandalı sayılan uzun kordonlu bir tırımız vardı kardeşimle, onu annemin evinde saklıyorum hâlâ. Bir de pilli anne, baba, çocuktan oluşan bir bisiklet takımıyla sallanan sandalyem vardı…

Çocukluğunuz nasıl geçti peki?

-Ben tam bir kreş çocuğu olarak büyüdüm. Ne var ki orada oyuncaklar yerine birbirimizle oynamayı seviyorduk.

Dizi sayesinde çocuklarla aranız da iyi olmalı?

-Sette 3 tane çocukla çalışınca, onlarla olmanın nasıl bir şey olduğunu anlıyor insan onlarla aram hep iyiydi.

Çocuklar Avrupa Yakası'ndaki Selin karakterini de çok seviyordu…

-Onun frapan ve eğlenceli yanını seviyorlardı. Nana'nın ise sadeliğini ve masumiyetini sevdiler. Söyledikleri o ki, bu dizi hem çocuklar hem de anneler için kaçış oluyormuş. "Çocuğuma sadece Nana'yı izlerken yemek yedirebiliyorum" diyen anneler var.

Selin karakteri ile tanınıp yolunuza devam ediyorsunuz. Bu süreç içinde keşke yapmasaydım dediğiniz şeyler oldu mu?

-Farklı bir dünyada birbirinden çok ayrı insanlarla çalışıyorum. İster istemez böyle anlar yaşıyorum. Ne var ki ben hep saf tarafımı korumaya uğraşırım. Birlikte çalıştığım insanlarla hep bir aile gibi oluyoruz ama aralarından mutlaka birkaç tane kara fikirli çıkıyor! İşte o zaman çok samimi, açık bir insan olmasam mı diye düşünüp, üzülüyorum.

Röportajlarınızda çok sosyal biri olmadığınızı ve ailenize çok düşkün olduğunuzu söylüyorsunuz, aynı şeylerle karşılaşmak sizi kendi hayatınıza yabancılaştırıyor mu?

-Aslında öyle olmuyor çünkü magazinde yer almıyorum. Benim sadece korunaklı bir hayatım, kendi kararlarım var ama hayatıma yabancılaşmıyorum. Sadece bazen ben de her insan gibi sıkılıyorum.

Kendinizi sektörün dışında tutmanız tuhaf karşılanmıyor mu?

-Bir memuru düşünün mesaisi bitince evindedir kendi yaşantısına bakar. Düşünsenize bir sürü farklı statüde, farklı bakış açısında insanla çalışıyorum. Bir tek Nehir arkadaşım o da kendini korumayı bilen, çok özel bir insan benim için. Aynı sahneyi paylaşıp da şimdi görüştüğüm kimse yok.

Onunla aynı projede yer almak ister misiniz?

-İsteriz tabii, birbirimize hatıra kalsın! Komedi dizisi, sinema… Bazen acaba kendimiz mi yapsak diyoruz! Yolun çok başındayız daha, Allah yolumuzu ayırmasın.

'Bez Bebek' dışında 'Koca Kafalar' ve 'Fort Boyard' yarışmasını sunuyorsunuz...

-Geçen haziran ortasında 'Fort Boyard'dan teklif geldi ve Fransa'ya çekimlere gitmeyi kabul ettim. 4 gün sonra da Koca Kafalar için aradılar, zamanlama yanlış oldu yani. O arada Özgü Namal ile anlaşmışlar sonra yine bana geldi…

Siz de eğleniyor musunuz programda?

-Çok! İnsanlar da bunu algılıyor yayınlandığının ertesi günü videolar YouTube'a düşüyor, sokaktan da çok güzel övgüler alıyoruz.

Selin'i geride bırakıp artık yeni işlerle hatırlanmayı tercih ediyor musunuz?

-Öyle bir kompleksim yok, onu da ben yaptım! Üstelik Selin'i o kadar iyi canlandırmışım ki insanlar sokakta, diziye geri dönecek miyim diye soruyorlar.

Bir gün geri planda kalacağınızı bilseniz de aynı yoldan gider misiniz?

-Kesinlikle. Geldiğim yere dönmeyi bilecek kadar sağlam bir alt yapım var. Geçen gün uçakta uçak düşse ve ben ölsem şanslıyım ki bu küçük yaşımda aşkı da, sevgiyi de, açlığı da, tokluğu da yaşadım ne mutlu diye düşündüm. Ailenin en güzeli bende, yapmak istediğim işte ilerliyorum, daha ne isterim ki. Bundan sonra bir efendi olmak gerek, şükrederek. Çocukluğumdan beri değerim bilindi, evde karar alınırken hep bize de soruldu. Her şey de fikrimiz alındı.

Durum böyle olunca piyasa size sığ geliyor mu?

-Gelmez mi! Her şeyi deneyimlemek gerekiyor, kötüyü de iyi de görmek gerek Ying-Yang gibi. Her şey ailemin içindeki gibi mükemmel gidecek olsa hani benim tecrübem.

Haberler