Fason Üretimden Markalaşmaya
Mustafa Çiftçi - Dünyaca bilinen markalara yıllarca fason üretim yapan Türk tekstil işletmeleri artık kendi markalarını oluşturma yolunda adımlar atıyor.
Mustafa Çiftçi - Dünyaca bilinen markalara yıllarca fason üretim yapan Türk tekstil işletmeleri artık kendi markalarını oluşturma yolunda adımlar atıyor.
Fason üretim yapmanın yanı sıra Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Uzakdoğu pazarında da yer almak isteyen tekstilciler, kendi markalarıyla havlu, bornoz ve nevresim başta olmak üzere tekstil ürünleri ihracatına başladı.
Babadağlı Sanayici ve İşadamları Derneği (BASİAD) Başkanı ve Denizli Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Hüseyin Memişoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tekstilde büyümenin, kaynak oluşturmanın ve markaya ulaşmanın yolunun fason üretimden geçtiğini söyledi.
"Fason" kelimesinin iş dünyasında hoşlanılmayan bir kelime olduğunu ifade eden Memişoğlu, "Fason, çoğu sektör için büyümenin lokomotifi. Şirketler, fason üretim yaparak kaynak ve tecrübe edinip, güçleniyorlar. Buna en iyi örneklerden biri ise bugün dünya devleri arasında yer alan Japon şirketleri. Japon elektronik sanayi fason çalışarak büyüdü, sermaye birikimlerini ve deneyimlerini bu yolla kazandılar" dedi.
Tekstil sektöründe başka markalar adına üretim yapabilmek için güçlü bir organizasyona ihtiyaç duyulduğunu belirten Memişoğlu, şöyle devam etti:
"Dünyanın tanınmış firmaları bir üretici markası olduğumuz için bizimle çalışmayı tercih ediyor. Ama biz kendimizi fason üretici konumunda bırakmayacak birçok çalışmaya imza atarak kendi markalarımızı da ortaya çıkarmayı ihmal etmedik. Son yıllara kadar yabancı perakende devlerine fason üretim yaparak varlığımızı sürdürürken bir yandan da yeni pazarlar için yeni markalar oluşturduk. Yurt dışına kendi markasıyla açılamayan şirketlerin varlığını uzun süre devam ettirebilmelerinin zor olduğunu gözlemleyen arkadaşlarımız bu boşluğu doldurdu."
Memişoğlu, Avrupa'da son dönemde baş gösteren krizle birlikte Türk mallarının yurt dışında tanınırlığının arttığını,bu dönemin iyi değerlendirilip uygun pazarlara Türk markalarının girmesi gerektiğini vurguladı.
Hüseyin Memişoğlu, şöyle devam etti:
"Yıllardır Victoria Secret, Diesel, Zara, Lacoste, Adidas, Nike, Puma, Pierre Cardin, Tommy Hilfiger gibi markaların ürünlerini dokuyarak, markaların arkasındaki gizli kahraman haline gelen Türk tekstilcisi zaman içinde bu isimlerle yarışabilecek markaların tohumlarını attı.
1985'ten sonra başlayan hamleyle fason imalata başladık. Bir süre sonra tekstilciler yeni markalar oluşturma yoluna gitti. Birçok tekstil firması ihracat için özel markalar üreterek faaliyet yürütmeye başladı. Tasarımcılarının ismiyle bazı koleksiyonlar hazırlanıyor. Firmalar yeni markalarla Ortadoğu'da, Kuzey Afrika pazarında yer almaya çalışıyorlar. İran'da çok popüler iki nevresim markası var. Azerbaycan'da Denizli markaları yok satıyor. Kendi markalarınızı oluşturmak, raflarda kalabilme ömrünüzü uzatıyor. Kaliteli imalat gücümüz, istikrarımız, üretimdeki devamlılığımız, markalarımızı aranılır hale getirecektir."
Bir tekstil firması sahibi Mehmet Varma da büyümeye çalışan bir marka oldukları için ilk etapta Avrupa yerine Azerbaycan, İran, Irak, Ukrayna, Rusya gibi pazarlara açıldıklarını bildirdi.
Varma, "Tekstil sektöründe 17 yıldır bulunuyorum. Üretimde başladım, sonra kendi şirketimi kurdum. 3 yıldan bu yana sektörde markamızla varız. Markayla yurt dışında daha kolay müşteri bulabiliyoruz" dedi.
- DENİZLİ