Yemen'de Aşiret Milisleri Küresel Deniz Taşımacılığını Tehdit Ediyor

Yemen Hadramut vilayetinde birleşen aşiret milisleri, petrol sahaları ve stratejik bölgeleri kontrol altına alarak iç çatışmaları derinleştiriyor. Bu durum aynı zamanda küresel deniz taşımacılığını tehdit ediyor. Kabile ittifakının agresif adımları, Yemen'in güvenlik güçlerini hedef alırken, bölgedeki devlet otoritesinin zayıflaması radikal örgütlerin yeniden etkinlik kazanabileceği endişesini artırıyor. Bu durum Kızıldeniz ve Aden Körfezi'nin güvenliği açısından son derece tehlikeli görülüyor
Hadramut'ta yükselen kabile ittifakının petrol sahaları ve stratejik bölgeleri ele geçirmesi, Yemen'deki iç çatışmaları derinleştirirken Kızıldeniz ile Aden Körfezi'nde küresel ticaret güvenliğini tehdit ediyor.
Yemen'in doğusunda yer alan Hadramut vilayeti, son haftalarda silahlı kabile hareketliliğinin merkezine dönüştü. "Hadramut Kabileler İttifakı" adı altında birleşen silahlı aşiret grupları; petrol sahalarını, stratejik yolları ve önemli arazileri kontrol altına alarak devlet güçlerine meydan okudu. Bu gelişmeler, Yemen'de yıllardır süren siyasi ve insani krizi ağırlaştırmakla kalmıyor, aynı zamanda küresel deniz taşımacılığının güvenliğini tehdit eden yeni bir risk alanı yaratıyor.
Hadramut, Yemen'in en geniş vilayeti ve enerji kaynaklarının önemli bir kısmına ev sahipliği yapması nedeniyle stratejik bir konuma sahip. Kabile ittifakı son dönemde petrol sahalarına el koydu, yolları kesti ve kamu ile özel mülklere müdahale etti. Bu durum, bölgede devlet otoritesinin daha da zayıflamasına yol açarken, radikal örgütlerin yeniden etkinlik kazanabileceği yönünde endişeleri artırdı. Hadramut, 2015 yılında El Kaide'nin Arap Yarımadası kolunun kontrolüne geçmiş ve örgüt burada önemli bir üs kurmuştu.
Son gelişmeler sadece bölgeyi değil, kabile ittifakının kendi iç dengesini de sarsmış durumda. 29 Kasım'da düzenlenen geniş katılımlı kabile toplantısında, ittifakın lideri Şeyh Ömer bin Habriş el-Alî'nin görevden alınmasına karar verildi. Gerekçe olarak, liderin "ittifakın gerçek hedeflerinden sapması" gösterildi. Bu durum, ittifakın kendi içinde bölünme yaşadığını ve sahadaki kontrol mücadelesinin daha da karmaşık hâle geldiğini ortaya koyuyor.
Hadramut Kabileler İttifakı'nın agresif adımları, Yemen'in güvenlik güçlerinden biri olan Hadrami Eliti'ni doğrudan hedef hâline getiriyor. 2016'da El Kaide'yi Mukalla'dan temizlemeyi başaran bu güçler, bugün yeniden radikal örgütlerin hedefindeler. Uzmanlara göre Hadrami Eliti'nin zayıflaması, El Kaide'nin bölgeye tekrar dönmesine kapı aralayabilir. Bu durum, Kızıldeniz ve Aden Körfezi'nin güvenliği açısından son derece tehlikeli görülüyor.
Yemen hükümeti ise Husiler ve diğer milis gruplarının yıllardır sürdürdüğü saldırıların, uluslararası deniz yollarını tehdit ettiğini sürekli vurguluyor. İran destekli Husilerin bölgedeki stratejik noktalara yönelik saldırıları, son iki yılda 115 ticari gemiyi hedef almış durumda. Yemen'in İngiltere Büyükelçisi Yasin Said Numan, bu saldırıların sonucu olarak Kızıldeniz'in "askerî operasyon alanı"na dönüştüğünü söylüyor. Numan, Husilerin 228'den fazla füze ve İHA saldırısı gerçekleştirdiğini, 5 gemiyi batırdığını ve çok sayıda denizcinin öldüğünü ya da kaçırıldığını ifade etti.
Bölgedeki çatışmaların çevresel sonuçları da kaygı verici. Petrol tankerlerine yönelik saldırılar nedeniyle Kızıldeniz'e sızabilecek kimyasal maddeler, deniz ekosistemini ve binlerce balıkçı ailenin geçim kaynaklarını tehdit ediyor. Uzmanlar, olası büyük bir sızıntının "geri dönüşü olmayan bir çevre felaketi" yaratacağı uyarısında bulunuyor.
Hadramut'taki yeni kabile yapılanması, Yemen'deki krizi daha da derinleştirirken küresel deniz ticaret hatları için alarm veriyor. Uzmanlara göre, önümüzdeki haftalarda yaşanabilecek yeni çatışmalar hem bölgesel hem de uluslararası güvenliği ciddi biçimde sarsabilir. Bu nedenle uluslararası toplumun, milislerin stratejik bölgelerdeki kontrolünü sınırlamak için ortak adım atması gerektiği vurgulanıyor.


















