Diyabet Hastalarının Kan Şekerlerindeki Ani Düşme ve Dalgalanmalar Hayatı Tehdit Ediyor

Eskiden sanılanın aksine günümüzde hızlı kan şekeri düşüşüne bağlı tehlikelerle ilgili çok sayıda araştırma sonuçları bulunduğunu vurgulayan Dr. Aytekin Alçelik, bu durumların bazen hayatı tehdit edecek durumlara dahi geldiğini vurguladı. Ani kan şekeri düşüşüne bağlı olarak (özellikle < 60 mg/dl) hastaların bilinç kaybı (bazen beyin hasarı ile birlikte), kalp hastalarında kalp krizinin tetiklenmesi, tansiyon değişiklikleri ile karşılaşabileceklerini ve bunlara bağlı ölüm riski taşıdıklarını söyledi. Bu komplikasyonlar hakkında günümüzde pek çok hastanın ve hekimin fikir sahibi olduğu, ancak kan şekerinin hızlı düşürülmesine bağlı uzun dönem riskler konusunda ise bu konunun hastalar tarafından neredeyse hiç bilinmediği, pek çok hekimin ise bu konuda hastasını yeterince bilgilendiremediğini vurguladı.

Kan şekeri çok yüksek olan ve ilk defa tedaviye başlanan diyabet hastalarında ilk 2-3 aylık tedavi süresinde yoğun tedaviye bağlı olarak kan şekerinin hızlıca "normale getirilmesinin" (normalin altına değil!) akut sinir ve beyin hücresi hasarı (nöropati) ile göz hasarına yol açabildiğini anlattı. Bunu önlemenin yolunun ise bu durumdaki hastaların tedavi süresince düzenli olarak kontrollerine gitmesi gerektiğini söyledi.

Ülkemizde yaklaşık olarak 7 milyon diyabet hastası olup tahminen bunun 1 milyona yakını İstanbul'da yaşamaktadır. Bu yüzden İstanbul gibi kalabalık şehirlerde bu kontrollerin hasta ve hastane koşulları nedeniyle ihmal edilmesine bağlı olarak komplikasyonlar sıklıkla fark edilmeden yaşanmaktadır. Çoğu zamanda bu sorunlar şeker hastalığının kendisinden kaynaklanıyor gibi zannedilip gereksiz tedavi yöntemlerine başvurulmaktadır.

Dr. Aytekin Alçelik, son zamanlarda diyabet hastalarında şeker düzeyine bağlı vücut hasarını tahmin etmede kullandıkları yeni bir ölçütünde "kan şekeri düzeyindeki dalgalanma" olduğunu ifade etti. Buna örnek olarak; kan şekeri ortalaması sürekli 200'lerde seyreden bir hastanın, kan şekeri düzeyi 150 ila 250 arasında değişkenlik gösteren ve ortalaması yine 200 mg/dl olan başka bir hastadan daha az riske sahip olduğunu söyledi. Özellikle sadece açlık kan şekeri ölçümü yapıp, tokluk kan şekerini takip etmeyen hastaların bu durumu kendilerinin ve hekimlerinin fark edemeyeceklerini vurguladı. Çünkü bu dalgalanmayı ölçebilecek cihazların sadece deneysel çalışmalarda kullanıldığı, günlük pratikte bunu fark etmenin tek yolunun şimdilik tokluk kan şekeri ölçümü olduğunu söyledi.

Son olarak sayın Alçelik; Diyabet hastalarında kan şekerinin düzenlemesinin hayati öneme sahip olduğunu ancak zaman zaman gereksiz veya yanlış tedaviye bağlı sonuçların diyabetten değil, ihmale bağlı sonuçlar olup, bunu önlemenin yolunun ise düzenli takipten geçtiğini vurguladı.