TÜM KATEGORİLER
Demirtaş'tan Nevruz'a Katılım Çağrısı
BDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, Nevruz yasaklarına karşı Diyarbakırlılara Nevruz'a katılmaları yönünde çağrıda bulundu.
BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Nevruz yasaklarına karşı 127 merkezin hiçbirinde planlama ve programlarını iptal etmeyeceklerini belirterek, Diyarbakırlılara Nevruz'a katılmaları yönünde çağrıda bulundu.
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) ile Demokratik Toplum Kongresi (DTK), 2012 yılı Nevruz programı ve kutlamalarına yönelik engellemelere ilişkin BDP Diyarbakır il binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantıya, DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk, BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, BDP Diyarbakır İl Başkanı Zübeyde Zümrüt, BDP Bingöl Milletvekili İdris Baluken, Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, BDP MYK Üyesi Yıldız Aktaş, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Hafize İpek ile ilçe belediye başkanları, BDP'li il ve ilçe yöneticilerinin yanı sıra çok sayıda kişi katıldı. Ulusal ve yerel basının yoğun ilgi gösterdiği toplantıda, salon Nevruz afişleriyle süslendi. BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, son 12 yıldır yaptıkları Nevruz kutlamalarında bugüne kadar tarih engeline takılmadığını hatırlatarak, "Bu yıl hükümet yasaklamak için çok bahane aradı. Önce Nevruz'un provoke edileceği haberleri yayıldı. Bunun tutmayacağı görüldü. Daha sonra halkın Nevruz'a katılımının çok güçlü olacağını yapılan çalışmalarda, hükümete giden istihbaratlarda çok büyük görkemli Nevruz mitinglerinin yapılacağı anlaşıldı. Bir şekilde bunun önüne geçilmesi kararı alındı hükümet tarafından" dedi.
"127 MERKEZİN HİÇBİRİNDE PLANLAMAMIZI VE KUTLAMAMIZI İPTAL ETMİYORUZ"
Nevruz kutlamalarının ayın 21'inde yapılmasının dayatıldığını savunan Demirtaş, "Mitinglerimizin tamamı 21'i hariç yasaklandı ya da iptal edildi, ertelendi. Bu şekilde 21'ine hazırlık yapamayacağımız bir zaman aralığında 2 gün önceden bize bile tebligat yapılmadan basın üzerinden duyuru yapılarak Nevroz etkinlikleri yasaklanmış oldu. Dünden bu yana arkadaşlarımızla yaptığımız değerlendirme toplantılarında, mahallelerde yapılan halk toplantılarında bir kararlaşmaya vardık. Daha önceden planlamış 127 merkezin hiçbirinde Nevroz planlamamızı ve kutlamamızı iptal etmediğimizi aynı program çerçevesinde hayata geçireceğimizi halkımıza duyuruyoruz" dedi.
"İstanbul ve Diyarbakır dahil olmak üzere 21'ine kadar planlanmış ne kadar etkinliğimiz varsa tamamı yer ve saat değişmeden aynı şekilde hayata geçirilecektir" diyen Demirtaş, "Valilikler sadece mitinglerimizi yasaklamıştır. Nevruz kutlaması yasaklanmamıştır. Dolayısıyla aynı yer ve saatlerde büyük Nevruz kutlaması yapacağız. Nevruz yasaklı değildir, engellenemez. Halkımız bu duyarlılıkla, bu kararlılıkla her yerde şimdiye kadar olduğu gibi Nevruz kutlamalarına sahip çıkacaktır. Hiçbir yerde değişiklik planlamadığımız gibi sanatçı programından, konuşmacı programına kadar tamamı da uygulanacaktır. Hükümetin aldığı erteleme ve yasaklama kararı bizim açımızdan hiçbir meşruiyetinin olmadığını belirtmek istiyoruz. Bu bir idari karardır. Hukuki hiçbir dayanağı yoktur. Meşruiyeti olmayan bir kararı halkımız tanımayacaktır. Suç işleyen bir hükümete karşı halkımız gerekli tutum neyse onu alacaktır. Halkımıza katılımın en güçlü şekilde yapılması çağrısı yapıyoruz. Yarın saat 10.00'da Amed'te Nevruz kutlama yerinde hep birlikte olacağız. Çevre il ve ilçeler tüm mahalleler çoluğuyla çocuğuyla yarın Nevruz alanında olacaktır. Milyonların doldurduğu Nevruz meydanı taleplerini beklentilerini siyasal sürece dair gücünü ortaya koyacak bir etkinlikle Nevruz'u kutlayan bir halk gerçeği olacaktır. İstanbul'da da arkadaşlarımız hazırlıklarını sürdürüyor" dedi.
"Hükümet başından bu yana provokasyon peşindedir" diyen Demirtaş, "Tüm derdi halkın tedirgin olması Nevroz'da alanlara çıkmaması için provokasyon yapmaktır. Bir hükümet, bir devlet provokatör olmuşsa o ülkede hiçbirimizin güvenliği yoktur. Hükümet şu anda yaptığı bu oyunlarla bu kirli ve çirkin provokasyonlarla ülkeyi germek dışında başka bir şey değildir" dedi.
Demirtaş, "Bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz hiçbir Nevroz'da bizler gerilimin taraftarı olmadık, hangi Nevruz'da gerilim yaşanmışsa işte devletin ve hükümetin bu şekil tavırlarından dolayı yaşanmıştır. Kürt halkına, AK Parti'nin biçtiği rol köleliktir, onursuzluktur. Biz bütün halkımıza böylesine kritik bir dönemde kendi onurlu geleceğine kendi özgür geleceğine sahip çıkma adına artık meydanları doldurma vaktidir diyoruz. Nevruz bunun en büyük fırsatıdır. AK Parti'nin yasağına karşı şimdi evde oturma zamanı değildir. Bu baskıyı, bu faşizmi, bu onursuzluk dayatmasını kabul etmediğimiz göstermek için her yerde daha güçlü bir şekilde meydanları alanları doldurmak dışında hiç bir seçeneğimiz yoktur" dedi.
Diyarbakır halkına çağrı yapan Demirtaş, "Ben özellikle Amed halkına buradan açık çağrı yapıyorum; çocuklarımız, torunlarımız bizim gibi çeksinler istemiyorsak bu gidişatı durdurmak zorundayız ve bizler kendi özgür geleceğimizi bir halkın kendi kaderini kendi elleri ile belirleme hakkını asla ama asla başkasına teslim etmeyeceğiz. Nevroz işte böylesine geleceğine sahip çıkmaktır. Herkes bu bilinçle, bu duyarlılıkla ne olursa olsun asla ama asla geri adım atmadan bütün baskılara karşı onurlu bir duruşu ve direnişi sergilemek gibi tarihi bir sorumlulukla karşı karşıyadır" dedi.
"HALKIMIZ BÜTÜN GELİŞMELERİ DOĞRU OKUMALI VE DOĞRU BİR CEVAP VERMELİDİR"
Konuyla ilgili hükümet yetkilileri ile görüşüp görüşmedikleri yönünde basın mensuplarının sorusunu yanıtlayan Demirtaş, "İçişleri Bakanlığı'nın bir kararı, bu valinin bir kararı değil. Yasağın çıktığı ilk zamanlarda henüz tebligatlar yapılmadan önce Ankara'da bulunan milletvekili arkadaşlarımız bakanlık düzeyde bazı görüşmeler yaptılar. Bu yaklaşımın yanlış olduğunu ve kesinlikle demokratimı da uygulanacaktır. Hükümetin aldığı eikleşmeye katkı sunmadığını ifade ettiler ama kendileri bu konuda kararlı olduklarını ve geri adım atmayacaklarını belirtiler. Dolayısıyla bize düşen şey AKP'nin haksız hukuksuz yasağına boyun eğmek değildir. Geri adım atmamak bize düşer, onlara düşmez. Direnen halklara düşer. Geri adım atması gereken haksız hukuksuz gayri meşru tutum içinde olanlardır. Asıl onların bu yaklaşımdan vazgeçmeleri gerekirdi. Dolayısı ile halkımız bütün gelişmeleri doğru okumalı ve doğru bir cevap vermelidir" dedi.
