Bu Sebzeler Sağlığa Zararlı
Mersin'de, Hıfzısıhha Kurulu'nun Yasak Kararına Rağmen, Evsel ve Sanayi Atıklarının Akıtıldığı Deliçay'ın Kirli Suyunda Yıkanan Yeşil Sebzeler Pazarlarda Satılıp, Sofralara Ulaşıyor.
MERSİN’de, Hıfzısıhha Kurulu’nun yasak kararına rağmen, evsel ve sanayi atıklarının akıtıldığı Deliçay’ın kirli suyunda yıkanan yeşil sebzeler pazarlarda satılıp, sofralara ulaşıyor.
Toros Dağları’ndan çıkıp, Çay Mahallesi’nden geçerek Akdeniz’e dökülen Deliçay’ın denizle birleştiği nokta, üreticilerin ıspanak, pırasa, marul, nane, maydanoz, tere, roka gibi sebzeleri yıkama yeri olarak kullanılıyor. Karaduvar Mahallesi ile Kazanlı, Adanalıoğlu, Karacailyas beldelerindeki üreticiler, tarlalardan söktükleri çamurlu ürünleri kirli sularda yıkıyor.
Mersin’de yıllardır yapılan uygulama Deliçay’ın suyunun sanayi ve evsel atıklarla kirlendiğinin saptanması sonrası yasaklandı. Bu durum 1992 yılında İl Hıfzısıhha Kurulu’nun dikkatini çekti, bu tarihte alınan kararda Deliçay’da sebze yıkanmasının yasaklanıp, önlenmesi istendi. Ancak, bu yasaklama, kağıt üzerinde kaldı, engelle karşılaşmayan üreticiler, sabah erken saatlerde getirdikleri sebzeleri aynı şartlarda yıkamayı sürdürdü. Sebzeler yıkandıktan sonra Sebze ve Meyve Hali’ne götürülüp, işlemin ardından Mersin ve çevre iller başta olmak üzere İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük illere de gönderiliyor.
Yasaklama kararından sonra geçen süreçte, son yıllarda Deliçay’daki kirliliğin D-400 karayolunun Çay Mahallesi Köprüsü ile Ataş Rafinerisi’nin doğusundan denize kadar uzanan 3 kilometrelik bölümünde ürkütücü boyutlara ulaştığı ileri sürüldü. Çöplerin döküldüğü, her türlü atığın atıldığı Deliçay’da yeşil sebzelerin yıkanmasının önlenmesi istendi. Mersin Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Halil Kumbur, sebzelerin yıkandığı çayın suyunun canlı sağlığına zararlı toksit ve kanserojen maddeler de içerdiğini belirtip, şunları söyledi:
“Belediyeler, çayın suyu dışında sebzelerin yıkanabileceği günlük havuzlar veya buna benzer sistemler kurup üreticilere yardım etmelidirler. Buradaki sebzelerin üretilmesi o bölgede yaşayan insanların geçim kaynağı. Onlara başka su kaynakları sağlamamız lazım. Bu sayede üretici temiz suyla sebzelerini yıkayıp, satacak, tüketici de sağlıklı sebze satın alıp, tüketecek. Belediyelere bu konuda ciddi görev düşüyor. Bunlar yurtdışına bile pazarlanıyor.”
ÜRETİCİLER DE ŞİKAYETÇİ
Çayın kirli suyunda sebzeleri yıkamayı kendilerinin de istemediklerini bildiren üreticilerden Hakan Gürses, belediyenin birçok kez uyarıda bulunup, bu bölgeye geçişleri kayalar dökerek kapattığını söyleyerek, “Ancak, yapacak bir şey yok. Biz de kayaları kaldırıp, aynı yerde sebzelerimizi yıkamayı sürdürüyoruz. Çünkü sebzeleri yıkayacağımız başka yer yok. Mersin’de üretilen sebzelerin neredeyse tamamı burada yıkanıyor” dedi. Alkan Öner de, belediyelerin soruna çözüm bulmasını isteyip, “Tüm Türkiye’ye buradan sebze gidiyor. Avrupa’ya bile gidiyor. Yıkayacak yer göstersinler, çayın suyunu kullanmayalım” diye konuştu.