Haberler

Bana En İyi Helin Bakar

Kanser Olduğu Ortaya Çıkan Emral Avşar, Verdiği Röportajda Çarpıcı Açıklamlaarda Bulundu.

KANSER OLDUĞU ORTAYA ÇIKAN EMRAL AVŞAR, VERDİĞİ RÖPORTAJDA ÇARPICI AÇIKLAMLAARDA BULUNDU.

Hastalığınızın ortaya çıkışı gerçekten bir geccede mi oldu?

Hep aynı şeyi söylüyorum ama gerçek bu. Öncesinde hiçbir şeyim yoktu. Bir gece malum Antalya fotoğrafını gördüm. (Gülben Ergen'in sahne aldığı otelde, Feraye Tanyolaç ve Kaya Çilingiroğlu'nun eğlendiği, Zehra'nın da aynı karede görüntülendiği fotoğraf) Torunum orada öyle oturuyor. Ondan sonra çok ağladım. Ama felaket. Bir ağladım, bir ağladım, çarşaflarımı yırttım. Ondan sonra fenalaştım. Sabahleyin kalktığımda bir nefes darlığı.Tıkandım. Alt kata indim, yukarıya çıkamıyorum.

Yalnız mıydınız?

Ev kalabalık, aşçım, şoförüm hepsi var. Ama kendi başıma çıkamıyorum.Üç gün koltuğun üzerinde yattım. Doktorlar geldi, serumlar takıldı, olacak gibi değil. İzmir'de özel bir hastaneye yatırdılar, bir güzel hastane, bir güzel hemşireler. Prenses gibi bakıyorlar bana.

Hastalığınızı biliyor musunuz o sırada?

Hiç birşeyden haberim yok. Ama gelen giden, 'çok mu sigara içtiniz' diye soruyor. Doktor geldi, 'Sizi İstanbul'a naklediyoruz' dedi. Ambulans uçağıyla beni Amerikan Hastanesi'nin tepesine üç karışlık yere indirdiler. Hatta 'Aman buraya mı indik biz' dedim. Bilsem hayatta izin vermem. Ama kimse bana birşey demiyor, herkes Hülya ile konuşuyor. Ne kadar profesör varsa hepsi geldi bana, yığdı bütün profesörleri başıma, o olmasaydı ben ölürdüm. Ama ben hâlâ bilmiyorum ne oluyor.

Kim söyledi sonunda 'kansersiniz' diye?

Bir doktor geldi; 'biyopsi yapacağız' dedi. Hemen anladım. Her profesörün arkasından Hülya koşturuyor, fısır fısır konuşuyor. Merak ediyorum, ne konuşuyor bunlar diye. Ondan sonra 'Hülya neyim var kızım, açıkça söyle bana' dedim. 'Akciğerinde birşey buldular anne' dedi, 'Ne buldular, kanser mi' dedim. 'Hafif birşey, başlangıç' dedi. Biyopsi yaptılar. Kanser kesinleşti.

'Kansersiniz' dediler, o an aklınıza ilk gelen?

Şöyle dedim; 'eyvaaah, ben torunumdan nasıl ayrılacağım?' Üç gün onu görmesem, burnumun direği sızlıyor. Ama her anneanne böyledir.

Nasıl geçti tedavi süreci?

Beni hastanede tutmadılar fazla, çıktım eve gittim. Muayeneye gittim sürekli. Fakat grip gibi bir hastalık bu. Herkes mi kanser nedir? Genci, yaşlısı, odalar dolup taşıyor. Şunu görmemi sağladı bu kadar insan; bu hastalığı moralin varsa yenersin. Moralin yoksa gidersin.

Psikolojik destek alıyor musunuz?

Kızlarımdan alıyorum, torunumdan alıyorum. İnanın, acayip misafirim var. Dün İbrahim Tatlıses, Seda Sayan geldi. Acayip güldürdüler beni. Seray Sever'i hiç tanımam, o da geldi. Kimler gelmedi, anlatamam. Güneri Civaoğlu da geldi.

Şu an tedavi ne aşamada?

Kemoterapi bitti. Işın tedavisi sürüyor.

Saçlarınızı da kaybettiniz. Bir kadın, ne hissediyor saçsız kalınca?

Kabak gibi! Bir sabah uyandım, kafamı yastıktan kaldırdım, bir baktım saçlar yastıkta, ben havadayım. Bir geccede, yastığın üzerinde bıraktım saçlarımı.

Ne yaşadınız o an?

Kalakaldım. Toparlanınca hemen Hülya'yı aradım. Bana hemen çok güzel bir peruk yaptırdı. Ama hiç takamadım, çok ağır geldi bana peruk. O yüzden şapka kullanmaya başladım. Ama eve girer girmez çıkarıyorum şapkayı. Öyle kabak kalıyorum, rahat oluyor. Ama asla saçsız poz vermem. Helin çok fena oldu çünkü o fotoğrafları görünce.

BANA EN İYİ HELİN BAKAR

Hülya Avşar'ın annesi olmak ne demek?

Hem zor, hem kolay bir şey demek. Benim kızım kesinlikle laf dinler, o yüzden kolaydır. Sözümden dışarı çıkmaz. Zor olanı, birşeyler gazetelere çıkınca çok üzüntü oluyor.

Sizce Hülya Avşar'ı 20 yıldır kraliçe tahtında tutan özelliği nedir?

En önemlisi özgüveni. Çalışmayı, aile hayatını çok sever, iyi bir ev hanımıdır, iyi bir annedir, karakterli bir kadındır, bilgili, çok akıllıdır.

Bir gün, ihtiyaç hissettiğinizde, kızlarınızdan hangisi size daha yakın, gidip birlikte yaşamak için?

Aaaa. Bak şimdi... Helin en iyi bakar bana. O daha yufka yüreklidir, daha düşkündür bana. Ankara'daki kızım da, Hülya da çok iyi bakar ama.

Bir ara Hülya hanım size basına 'konuşma yasağı' getirmişti, şimdi 'nasıl mutlu oluyorsa, öyle yapsın' diyormuş. Ne oldu da bu tavrı değişti?

Onlar bana hiçbir zaman konuşma yasağı getiremez. Ben istediğimi yaparım. Hülya olsun, Leyla olsun, bana onların yasakları sökmez.

Sizin hikâyeniz nerede başlıyor?

Ben aslında hemşireyim, biliyor musunuz? Hacettepe mezunuyum. Hiç yapamadım tabi, bir ay kadar ancak. İlk görev yerim Kars'a zorunlu staja gittim. Gittiğim hastanenin başhekimi benim kayınbiraderimdi. Kardeşi Celal ile orada daha 17 yaşındayken evlendim. Ocakta göreve gittim, şubat ayında evlendim.

Nasıl bir evlilikti?

Kocam aşiret oğluydu, dolayısıyla 'o ne derse olurdu'. Çok çapkındı ama bizde ayrılmak yoktu.

Gözünüzle gördünüz mü çapkınlıklarını?

Kaç kere. Gözümle... Hiçbir şey yapmadım ama, yapamazdım ki.

Neden? Aşiret kuralları mı öyleydi?

Yok, yok kendi istemezdi, eşimden kaynaklanıyordu.

Hülya Avşar'ı baba modeli etkilemiş olabilir mi? Çünkü ufak tefek kaçamakların hoş görülebileceğini söylüyordu.

Bilmem, bu yüzden mi böyle söylüyor acaba? Olabilir, haklısınız.

Peki, Kars'ta geçirdiğiniz dönem nasıldı?

Altı ay kadar orada kaldım. Oranın gelenekleri, görenekleri korkunçtu, ben yapamadım. . Ne kocan, ne sen çocuğunu kucağına dahi alamazsın. Kocanın ismini dahi söyleyemezsin. Kayınpederimin odasına kimse giremezdi, o tek başına yemeğini yerdi. Başka türlü bir yaşantıları vardı. Uzun etek, uzun çorap giyerdim.

Siz eşinizi nasıl ikna ettiniz oradan ayrılmaya?

Çok ağladım. Üniversite mezunuydu benim kocam, geldi bankada çalışmaya başladı.

Geçenlerde Türk Tarih Kurumu Başkanı eşinizin mensubu olduğu Avşar aşireti için 'Kürt değil, Türkmen' demişti. Kürt mü, Türkmen mi aileniz?

Kayınvalidem Kürtçe konuşurdu. Ama kökenlerini bilemem. Hülya'ya da sarı çiyan anlamına gelen 'curri malakan' ismini koymuşlardı. Helin de Kürtçe bir isimdir.

Siz Egelisiniz. Çocuklarınız hangi tarafa daha yakın?

Helin babaya benzer. Leyla çok mantıklıdır. Hülya hem duygusaldır, hem daha ileri düşünür, affedicidir. Ama Leyla inatçıdır. Bana en çok benzeyen Hülya'dır.

Hastalığınızdan Kaya Çilingiroğlu'nu sorumlu tutmuştunuz. Hâlâ aynı fikirde misiniz?

Evet. Kızıyorum, sinirleniyorum. Çok da seviyorum ama. Hastaneye yattım, gözümüzü ilk açtım, karşımda Kaya vardı.

Peki gazetecilere söylediğiniz gibi damadınıza da, 'Ben bu evliliğinden bitmesinden seni sorumlu görüyorum, senin yüzünden hasta oldum' dediniz mi?

Tabi söyledim. 'Neden boşandınız, neden benim torunum böyle oldu' dedim. Demez miyim? Ama artık ortada bir çocuğu var. Çok da tatlı bir bebek, arada görüyorum. Ama annesini kesinlikle görmüyorum. Hiç sevmem annesini.

Size bir sihirli değnek versem, ne değiştirirsiniz?

Kocamı hayata döndürürüm. Yanımda olsun isterim. Çocuklarımın başında olsun isterim. Çok özledim kocamı.

İçinizde ukde kalan birşey var mı?

Araba kullanamamak içimde kaldı. Çok istiyorum ama kullanamıyorum.

Hayaliniz, 'şunu da yapmak istiyorum' dediğiniz ne var?

Hülya'yı ve Helin'i evlendirmek istiyorum. İnşallah iyi bir kocayla. Allah beni öldürmeden Zehra'nın mürüvvetini de görmek istiyorum.

Saadettin Saran'ı ailenizin bir üyesi olarak görmek ister misiniz?

Çok iyi bir baba olduğunu biliyorum. Ama benim fazla bir samimiyetim yok.

Kaynak: Gecce / Magazin

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title