Bakan Yıldırım'dan Denizcilere Uyarı

"Denizci dostlarımızdan bir kaç istirhamımız var."
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım,
"Daha fazla ham petrol, kimyasal madde nakletme arzusu maalesef bu kritik su yollarının en büyük problemi olarak gündemde kalmaya devam ediyor"
"Denizci dostlarımızdan bir kaç istirhamımız var. Emniyet pazarlık konusu olmaz, herşeyin önünde gelir. Ancak zaman zaman para hırsı emniyetin önüne geçmekte, büyük büyük gemiler, kılavuz ve römorkör almaktan imtina etmektedir"
"Artık fenerlerimiz tarihi görevlerinin yanı sıra yerinde bir kütüphane, bir restoran, bir yaşam merkezi olarak da bundan sonraki yaşamlarını sürdürmeye devam etmektedir"
Haber: Dilhun GENÇDAL - Kamera: İhsan YALÇIN İSTANBUL - DHA
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilecek olan 12. Uluslararası Gemi Trafik Hizmetleri (VTS) Sempozyumu'nun açılışına katıldı. Yıldırım, burada yaptığı konuşmaya, denizde emniyetin herşeyden önce geldiğini vurgulayarak sözlerine başladı.
KAZALARIN YÜZDE 85 VE DAHA FAZLASI İNSAN FAKTÖRÜNDEN KAYNAKLANIYOR
Titanik kazasından başlayarak, denizde can ve mal güvenliğini arttırmaya yönelik çok önemli çalışmaların yapıldığının altını çizen Yıldırım, "Bütün büyük kazalardan sonra yeni bir kuralın denizcilik camiasına hakim hale geldiğini görüyoruz. Ancak bugüne kadar insan kusurunu ortadan kaldıracak bir kural henüz konulamadı. Hala kazaların yüzde 85 ve daha fazlasının insan faktöründen kaynaklandığını biliyoruz. Demek ki, ne kadar fazla konvansiyon üretirseniz üretin, ne kadar teknik donanım yaparsanız yapın insan üzerine yapacağınız yatırımın yerine geçecek hiçbir şey yok. İnsanın, insan unsurunun denizcilikte bütün faaliyet alanlarına, önemine dikkat çekmek, yapılacak önlemlerin, alınacak tedbirlerin sadece seyir yardımcısı niteliğinde olduğuna vurgu yapmaktır" diye konuştu.
Yıldırım, Türkiye olarak denizde can ve mal emniyetine en fazla ve en önce yatırım yapan ülkelerin başında geldiklerini söyleyerek, "Özellikle Gerçek Zamanlı Gemi Trafik İzleme Sistemi'nden de anlaşılacağı gibi Türkiye olarak 2003 yılından bu yana özellikle 'kritik su yolları' diye adlandırabileceğimiz, dünyada çok fazla örneği olmayan iki önemli geçişimiz, Çanakkale ve İstanbul Boğazı Gemi Trafik Sistemi'ni faal bir hale getirdi. Her yıl 50 bin üzerinde geminin geçtiği bu boğazlarda trafiğin, trafiği yönetmenin ne kadar önemli ve bir o kadar da zor olduğunu herhalde siz denizcilere anlatmak çok zor olmasa gerek. Taşınan 150 milyondan fazla yükün büyük bir kısmının yanıcı, parlacıyı, tehlikeli yüklerden oluştuğunu düşünürsek, bu kritik su yollarında emniyetin ne kadar önemli olduğunu anlamamız mümkündür" dedi. Dünyada su yoluyla taşınan yük miktarının azalmadığını, aksine arttığını ifade eden Yıldırım, bugün dünya ticaretinin yüzde 90'a yakın bölümünün denizlerden gerçekleştiğini kaydetti.
DOYUMSUZLUK BOĞAZLARIMIZI TEHDİT EDİYOR
Yıldırım, şunları söyledi: Hal böyle olunca bu kritik su yollarında da trafiğin artması, taşınan yüklerin gittikçe artma eğilimi göstermesi, denizde can ve mal emniyetinin en önemli tehditlerinden biri haline geliyor. Denizcilik idaresi olarak bu gelişmenin farkına vararak, kritik su yollarına gemi trafik hizmetleri anlamında çok ciddi yatırımlar yaptık. Bugün Karadeniz'den Ege'ye ve Akdeniz'e veya Akdeniz'den Ege'ye ve Karadeniz'e seyreden gemilerin Çanakkale girişinden Karadeniz'e çıkıncaya kadar 150 milden fazla bir mesafede adım adım, santim santim izlendiğini bütün denizci dostlarımız bilir. Hiç birşeyi şansa bırakmamanın gayreti içerisindeyiz. Ama doyumsuzluk boğazlarımızı tehdit ediyor. Daha fazla ham petrol, kimyasal madde nakletme arzusu maalesef bu kritik su yollarının en büyük problemi olarak gündemde kalmaya devam ediyor. Tedbirleri ne kadar arttırırsak arttıralım 7 gün 24 saat esaslı takip, müdahale sistemini kurmamıza rağmen bilinen bir gerçek bu boğazların fiziki büyüklüklerini değiştime imkanımız olmadı. Hal böyleyken yapılması gereken bu gerçeği dikkate alarak, alternatif yolların mutlaka ve mutlaka aranması ve bu şekilde boğazlar üzerindeki yükün sürdürülebilir, emniyetli bir hale getirilmesi kaçınılmazdır. Bütün bu düşünceleri dikkate alarak, denizci dostlarımızdan bir kaç istirhamımız var. Emniyet pazarlık konusu olmaz, herşeyin önünde gelir. Ancak zaman zaman para hırsı emniyetin önüne geçmekte, büyük büyük gemiler, kılavuz ve römorkör almaktan imtina etmektedir. Montrö Kanunu'na göre 1930'lu yılların konvansiyonuna göre römorkör ve kılavuz almak mecburi değildir. Bugün 1930'lu yılların şartları geçerli değildir. Bugünün gemileri 100 metrenin altındadır. Bugün 300-350 metrelik gemilerin Boğaz'dan geçtiğini düşünürsek, 90 derece kıvrımları olan, genişliği 800 metrenin altında su yolu olan bu bölgede artık konvansiyonun bu imkanının arkasına sığınarak kılavuz ve römorkör almaktan kaçınan kaptanların şunu iyi bilmesi lazım, telafisi imkansız büyük bir kazanın müsebbibi olabilirsiniz."
FENERLER ARTIK KÜTÜPHANE, RESTORAN OLACAK
Asırlar boyunca denizcilere yol gösteren fenerlerin, bugün yerini teknolojik ürünlere, bilişim alt yapısına yavaş yavaş terk etiğini belirten Yıldırım, "Artık fenerlerimiz tarihi görevlerinin yanı sıra yerinde bir kütüphane, bir restoran, bir yaşam merkezi olarak da bundan sonraki yaşamlarını sürdürmeye devam etmektedir" dedi. Yıldırım, İzmit, Gemlik, İzmir ve İskenderun körfezlerinde de VTS Sistemi'nin donatılmasının tamamlanma aşamasında olduğunu da aktardı. Küresel ekonomik krize de değinen Yıldırım, özellikle gemi inşaat sektörü olmak üzere denizciliğin de krizden nasibini aldığını da sözlerine ekledi.





















