Babacan: Sorunun Temelinde Karşılıklı Güven Bunalımı Yatıyor
Dışişleri Bakanı Ali Babacan, İran'ın Nükleer Programıyla İlgili Süren Görüşmelerde, Bu Sorunun Temelinde Karşılıklı Derin Güven Bunalımı Yattığını Söyledi.
Dışişleri Bakanı Ali Babacan, İran'ın nükleer programıyla ilgili süren görüşmelerde, bu sorunun temelinde karşılıklı derin güven bunalımı yattığını söyledi.
Babacan, ABD'ye hareketinden önce Atatürk Havalimanında düzenlediği basın toplantısında, BM Güvenlik Konseyi ile ilgili bazı temaslarda bulunmak üzere New York'a gittiğini söyledi.
Ekim ayının ilk yarısında 2009-2010 için boş olan Güvenlik Konseyi üyeliği için seçim yapılacağını ve bu seçimlerde aday olan Türkiye, Avusturya ve İzlanda'nın ikisinin seçileceğini belirten Babacan, kendilerinin de son birkaç yıldan beri bu seçim için hazırlandıklarını bildirdi.
Açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Babacan, İran'ın nükleer programıyla ilgili Cenevre'de sürdürülen görüşmelerde ne tür sonuçlar alındığına ilişkin bir soru üzerine, dün akşam görüşmelerin ardından İran Ulusal Yüksek Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri ve Baş Müzakereci Said Celili ile görüştüklerini hatırlattı.
Babacan, bu görüşmede asıl gündemin İran'ın nükleer programı olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Biz şunu gözlemledik: Bu sorunun temelinde karşılıklı derin güven bunalımı yatıyor. Karşılıklı güven eksikliği var. Güven bunalımını ortadan kaldırarak, tarafların zaman içinde birbirlerine olan itimadını tekrar tesis edecek bir sürece ihtiyaç olduğunu görüyoruz. 'Türkiye olarak ne yapıyoruz' derseniz, Türkiye bölgede tüm ülkelerle yakın diyaloğu olan, iyi ilişkileri olan bir ülke. Aynı zamanda da AB üyelik sürecinde, NATO üyesi ülke. Hem altı ülkeyle yakın diyaloğumuz, istişaremiz var, hem de İran ile yakın diyaloğumuz ve istişaremiz var.
'Türkiye, tüm taraflarla kolay diyalog imkanı olması, tüm tarafların hassasiyetini anlayabilmesi nedeniyle görüşmeleri takviye edici, kolaylaştırıcı bir rol görüyor' diyebiliriz. Ancak, 'Türkiye'nin bu işteki rolü şudur, görevi şudur' gibi adı konmuş bir rol değil. Bizim yaptığımız şu anda, taraflarla konuşarak, görüşerek, eğer varsa yanlış anlamaları azaltmaya çalışmak, tarafların karşılıklı hassasiyetlerini, birbirlerini daha iyi anlamalarını sağlamak."
Babacan, kaçırılan üç Alman dağcının serbest kalması ve Alman basınında çıkan bazı haberlerle ilgili bir soruyu yanıtlarken, üç Alman dağcının 1-2 gün içinde ülkelerine gönderileceğini söyledi.












