TÜM KATEGORİLER
28 Şubat Soruşturması
(YAŞ) kararıyla Ordu'dan uzaklaştırılan Mustafa Hacımustafaoğulları, 28 Şubat Soruşturmasına ilişkin, "Milletin dört gözle beklediği bir süreç başlatılmıştır ve inşallah sonuna kadar gider" dedi.
Kıdemli binbaşı rütbesiyle Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bünyesinde görev yaparken, 28 Şubat sürecinde Yüksek Askeri Şura
(YAŞ) kararıyla Ordu'dan uzaklaştırılan Mustafa Hacımustafaoğulları, 28 Şubat Soruşturmasına ilişkin, "Milletin dört gözle beklediği bir süreç başlatılmıştır ve inşallah sonuna kadar gider" dedi.
Hacımustafaoğulları, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1997 yılının aralık ayında YAŞ kararıyla görevinden uzaklaştırıldığını hatırlattı.
Türkiye'nin geleceğe daha güvenli adımlarla yürümesi, güçlü ve kendisine güvenen bir anlayışla bölgesinde hak ettiği noktaya gelmesi için geçmişe dönük bütün darbelerle yüzleşmesi gerektiğini savunan Hacımustafaoğulları, toplumsal olarak en büyük handikabın darbe geleneği olduğunu söyledi.
TSK'nın yönetime el koyduğu 12 Eylül 1980'de doğan çocuklar şimdi 30 yaşında olduğu için o dönemin sıkıntılarını ancak 50 yaş ve üzerindeki kişilerin anımsayabileceğini belirten Hacımustafaoğulları, buna karşı 28 Şubat'ı hala etkileri hissedilen, milletin üzerinden olumsuz etkilerini atamadığı bir süreç diye niteledi.
Hacımustafaoğulları, 28 Şubat'ın, Türkiye'de ekonomik, sosyal ve siyasal hayatı alt üst eden, TSK'nın kendi görevi dışında siyasete müdahale ettiği, TBMM'yi görevinden uzaklaştırdığı, milletin tercih ettiği siyasal aktörleri devre dışı bıraktığı post modern bir darbe olduğunu dile getirerek, mutlaka bununla yüzleşilmesi gerektiğini, süreçte aktif olarak rol alanların bunun hesabını vermesi gerektiğini anlattı.
Bugün gözaltı kararı verilen emekli Orgeneral Çevik Bir'in, 28 Şubat sürecinin kudretli paşalarından biri olduğunu ifade eden Hacımustafaoğulları, şöyle devam etti:
"Çevik Bir ve onun yanındaki bazı kişiler ülkeye zarar verdiği gibi, uluslararası siyasal alanda yanlış mecralara girmemize sebep oldular. Burada kişisel menfaatler de söz konusu. Mutlaka bunun hesabı sorulmalı. Çünkü bu ülkeye, bu millete zarar verildi. Soruşturmayı çok olumlu bir gelişme olarak görüyorum. Milletin dört gözle beklediği bir süreç başlatılmıştır ve inşallah sonuna kadar gider. Bu iş bugün gözaltına alınmasına karar verilen kişilerle sınırlı değil. O süreçte Genelkurmay Başkanı olan İsmail Hakkı Karadayı, asıl bu işin başında olan, yani o darbeyi yapan kişi. O dönemde Milli Güvenlik Kurulu
(MGK) Başkanı olan Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. Bu işin siyasal anlamda asıl sorumlusu odur. Ordu'yu bu şekilde bir darbeye yönlendiren MGK'nın başındaki kişi, Demirel'dir. 28 Şubat'ın bütün aktörleri yargı önünde hesap vermelidir."
-"28 Şubat davasıyla alakalı da müdahil olacağız"-
Hacımustafaoğulları, 28 Şubat post modern darbesi olarak nitelediği olayın askeri ve siyasi kanadı dışında medya, iş adamları, sivil toplum örgütleri yönleri de bulunduğuna işaret ederek, bunların tamamının yargı önünde hesap vereceğini ümit ettiğini söyledi.
TSK'da 28 Şubat sürecinde binlerce insanın mesleğinden edildiğini, çok zor ve sıkıntılı bir hayat yaşamak zorunda bırakıldığını hatırlatan Hacımustafaoğulları, şunları kaydetti:
"Bugün başlayan soruşturma devam etmese bile davalarımız sürüyor. Bu süreçte bu hukuksuz uygulamayı yapanlarla hukuk zemininde mücadelemizi sürdürüyoruz. Tabi ki, 28 Şubat davasıyla alakalı da müdahil olacağız. Çünkü biz de orada tarafız ve onların mağdur ettiği kişilerdeniz. 28 Şubat bütün toplumu mağdur etti ama bizzat mağdur olan insanlar davaya müdahil olacaktır. Biz de bu müdahil olacak insanlardan biriyiz. 1997'de YAŞ kararıyla kıdemli binbaşıyken Ordu'dan uzaklaştırıldım. Şu anda bu Hükümet, YAŞ kararıyla Ordu'dan atılanların tamamının haklarını iade etti. TBMM bizim haklarımızı millet namına iade etti. Ben kıdemli albay rütbesiyle emeklilik haklarımı aldım. Millet bizim haklarımızı iade etse bile o yanlışları yapanlarla mücadelemiz sürecek. Çünkü bunlardan hesap sorulmazsa, darbeci gelenek, darbeci zihniyet TSK'dan temizlenmezse, millet bunlardan hesap sormazsa, ileride bu süreçleri gelecek nesiller de yaşayabilir. Bu yönde gereken tedbirleri almamız, Türkiye'nin gerçekten hukuk devleti olması yolunda sağlam adımlarla yürümemiz lazım."
(SDT-TAR- - KÜTAHYA
