Haberler

"1. Uluslararası Yardımseverler Kongresi"

Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, Katar Prensesi Sheikha Aisha Al- Thani'nin de Katıldığı 1. Uluslararası Yardımseverler Kongresi'nde Yaptığı Konuşmada, "Kötülerin Kötülüğü Kadar, İyiler de İyilik İçin Çabalamalı Ki Şu Yeryüzünde İyiliğin Galip Geldiği Zamanlar Daha Fazla Olsun" Dedi.

Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, Katar Prensesi Sheikha Aisha Al- Thani'nin de katıldığı 1. Uluslararası Yardımseverler Kongresi'nde yaptığı konuşmada, "Kötülerin kötülüğü kadar, iyiler de iyilik için çabalamalı ki şu yeryüzünde iyiliğin galip geldiği zamanlar daha fazla olsun" dedi.

"Zorluklarla Yüzleşmek ve Çözüm Bulmak" felsefesiyle dünyanın dört bir yanında çalışmalar yapan sivil toplum kuruluşları ve hayırsever ünlüler, 1. Uluslararası Yardımseverler Kongresi için İstanbul'da bir araya geldi. Swiss Otel'de düzenlenen toplantıya Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, İslam Konferansı Örgütü (İKO) Genel Sekreteri Ekmeddin İhsanoğlu, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu ve çok sayıda davetli katıldı. Programın açılış konuşmasını yapan Çubukçu, kongrenin, hayırseverler arasında kurulacak köprülerin temelini atacağını ve çağın ihtiyaçlarına uygun yeni çözümlere ve kapsamlı işbirliğine vesile olacağını dile getirerek, "Yardımlaşma faaliyetlerinin özünü 'acıma duygusu' değil, sevgi, şefkat ve sorumluluk gibi insani değerler oluşturur. İnsanı insan kılan bu değerler, günümüzde zaman zaman geri plana düşüyor. İnsanı bütünleştiren ve insanlaştıran olgu, diğer insanlarla kurduğu sevgi, yardımlaşma ve dayanışmaya bağlı ilişkilerdir" dedi.

Bugün yeryüzünde yaşanan savaşlar, işgaller, göçler, terör, açlık, yoksulluk, insan ticareti, bebek ve anne ölümleri, kadına yönelik şiddet gibi birçok sorun alanına bakıldığında insanlığın iyilik yönünde daha fazla çaba göstermesi, daha iyi örgütlenmesi, çağa uygun yeni ve etkili çözümler üretmesinin gerektiğinin daha iyi ortaya çıktığını ifade eden Çubukçu, kötülerin kötülüğü kadar, iyilerin de iyilik için çaba göstermesi gerektiğini vurgulayarak, "Şu yeryüzünde iyiliğin galip geldiği zamanlar daha fazla olsun" temennisinde bulundu.

Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, insanların, sorumluluğunu sadece yakın çevresi ile sınırlı tutmaması ve dünyada olup biten her şeyden kendini sorumlu hissetmesi gereken bir dünyada yaşandığını kaydetti. Teknolojik, ekonomik, siyasi, toplumsal ve kültürel alanlarda yaşanan hızlı değişim ve dönüşümlerle ifade edilen küreselleşme sürecinin, bireyleri, kurumları, ülkeleri derinden etkilemeye devam ettiğini belirten Çubukçu, "Küreselleşme ile birlikte her geçen gün yeni sorunlar ve yeni ihtiyaç grupları ortaya çıkmakta, mevcut yapılar ise bu ihtiyaç gruplarına sunulacak hizmetlere cevap vermekten giderek uzaklaşmaktadır. Küreselleşme sürecinin ortaya çıkardığı yeni sosyal sorunlar ve talepler, devletlere eskisinden çok daha önemli sosyal sorumluluklar yüklerken, öte yandan küresel bir nitelik kazanan sorunların çözümü için küresel ölçekte ve uluslararası düzeyde gerçekleşen işbirliklerini öne çıkarmaktadır.Modern toplumlarda artan insani sorunlar, ülkelere altından kalkılması mümkün olmayan yükler getiriyor. Küçüklerin bakımı, özürlü ve yaşlıların bakım ve korunması, kimsesiz ve yardıma muhtaçlara sosyal hizmetlerin ulaştırılması gibi konular bunlardan bazıları" diye konuştu.

ÇUBUKÇU: "TÜRKİYE'DE, YENİ ÇAĞA UYGUN ÇÖZÜMLERİ HAYATA GEÇİRME KONUSUNDA ÖNEMLİ MESAFELER KAT EDİLDİ" Bakan Çubukçu, toplumların hayatındaki değişimlerin, ülkeleri bir dizi yeni sorunla karşı karşıya getirdiğini de dile getirdi. Yoksulluk ve ihtiyaç kriterlerinin değişime uğradığını, başarı ve tatmin ölçütlerinin farklılaştığını, aile kurumunun da yapı ve fonksiyon olarak bu değişimden üzerine düşen payı aldığını ifade eden Bakan Çubukçu, Türkiye'de de hızlı toplumsal değişme, kentleşme ve göçün neden olduğu pek çok sorunun var olduğuna değindi. Çubukçu, "Bunların başında yoksulluk, gecekondulaşma, aile ilişkilerinde ve toplumsal değerlerde çözülme, uyum sorunları, işsizlik, eğitimsizlik, kent kaynaklarına ulaşamama, madde bağımlılığı ve suça yönelme gelmektedir. Birey ve grupların tek başına üstesinden gelemeyecekleri bu sorunların etkin ve kalıcı bir şekilde çözümü, başta devlet olmak üzere yerel yönetimlerin, üniversitelerin, uluslararası kuruluşların ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliği ve katkısını gerektirmektedir. Türkiye'de, yeni çağa uygun çözümleri hayata geçirme konusunda önemli mesafeler kat edildi. Öncelikli olarak sorunlarla karşı karşıya kalma riski yüksek olan ailelere destek veriyoruz. Çocuklara, yaşlılara, özürlülere yönelik hizmetlerde kurum bakımı terk edilerek, ev ortamında ya da ev ortamına yakın koşullarda hizmeti öngören yeni hizmet modellerine geçiliyor" ifadelerini kullandı.

Programda söz alan Hazırlık Komitesi Başkanı Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş ise insanın insana zorluk ve darlıkta el uzatması gibi çok asil bir sebeple bir araya gelindiğini kaydetti. Kongrenin tarihi ve bütün zenginliklerinin yanında, yardımlaşmanın en güzel örneklerini vermiş İstanbul'da yapılmasının da oldukça önemli olduğunu dile getiren Yalçıntaş, Osmanlı'dan günümüze İstanbul'a yardımlaşma olgusuna değinerek, üç kıtaya hükmetmiş bir imparatorluğun başkenti İstanbul'un Osmanlı döneminde 400 bin nüfusla dünyanın en kalabalık şehri olduğunu, bölgede o dönem nüfusun yüzde 10'una yardım ulaştıran imarethaneler, aşhaneler gibi kuruluşların olduğunu söyledi. Osmanlı döneminde yapılan bu yardım teşekküllerinin devlet tarafından deği0d kaydetti. Teknolojik, ekonomik, siyasi, toplumsal ve kültürel alal, hayırseverler, vakıflar tarafından yapıldığını vurgulayan Yalçıntaş, Osmanlı İmparatorluğu'nun bu güzel mirasını sadece İstanbul'un değil, Mekke, Medine ve Kudüs'ün de paylaştığını, bununla birlikte Osmanlı'nın hayırseverliğinin sadece imparatorluk sınırları içinde kalmadan geniş kitlelere ulaştığını belirtti. Yalçıntaş, Cumhuriyet döneminde de vakıf kurma yetkisinin verildiğini, işadamlarının vakıflar kurarak yardım faaliyetlerini devam ettirdiklerini kaydederek, söz konusu kongrenin, dünya çapında yardımlar yürüten kuruluşların bilgi paylaşımı, aralarındaki iletişim bağının kurulması ve iş bölümü koordinasyonun sağlanması açısından önemli olduğuna dikkat çekti.

KATAR PRENSESİ: "ÇATIŞMA BÖLGELERİNDE YAŞAYAN GRUPLAR YARDIMDA ÖNCELİKLİ OLMALI" Sözlerine uluslararası yardım faaliyetlerinde eğitimin önemini vurgulayarak başlayan Doha Akademisi Kurucusu ve Katar Prensesi Sheikha Aisha Al- Thani de yapılan araştırma sonuçlarına göre, 2006 yılında Körfez ülkelerinde bulunan iş adamlarının yıllık gelirinin 20 milyar doları bulduğunu, ancak verilen toplam zekat oranının ise bu rakamın önemli bir kısmını oluşturmadığını söyledi. Yardıma ihtiyacı olan ve ulaşılamayanlara ulaşmak gerektiğine dikkat çeken Prenses Al-Thani, gün geçtikçe sayısı artan, ulaşılamayan insanların çoğunluğunun kadın ve çocuk olduğunu, dünyada okuma-yazma bilmeyen çocuk sayısının ise yüz milyonları bulduğunu belirtti. Sağlık alanındaki yardımların da önem taşıdığını söyleyen Al-Thani, aşı ve ilaç gibi yardımların yanında sağlıklı gıdaların da çok önemli olduğunu, dışlanmış, tecrit edilmiş gruplara örgütlü yardım ulaştırmak gerektiğini ve çatışma bölgelerinde yaşayan, zarar görmeye açık grupların da öncelikli yardım götürülmesi gereken gruplar arasında olduğunu işaret etti.

BARDAKOĞLU: "BÜTÜN DÜNYAYA UMUT VEREN DİNDARLIK ANLAYIŞINI İNŞA ETMELİYİZ" Toplantıda konuşan Prof. Dr. Ali Bardakoğlu da büyük acılar yaşayan dünya insanlarına yardım edilmesi konusunun önemiyle ilgili yaptığı konuşmada, yaşanan olayların dikkatli ve duyarlı bir şekilde incelenmesi halinde insanoğlunun dünyayı kaos ortamına çevirdiğinin görüleceğini dile getirdi. "Dünyaya iki büyük nimetle geldik" diyen Bardakoğlu, "Bunlardan biri yüreğimizde sevginin, şefkatin, insaniyetin, yardımlaşma duygusunun olmasıdır. İnsanoğlunun bu meziyetlerini kullanamamasının altında kendi benliğinin sınırlarını aşamaması var. Kendimizi, dünyayı, var oluşu ve yüce Yaradan'ı tanısak yeter. Zaten hepsi bir bütündür. Kur'an-ı Kerim'de de baştan sona, 'kendinizi değil, yanı başınızdakini düşünün' vurgusu yapılıyor. İyilik, yönünü doğuya batıya güneye çevirmek değil, en çok sevdiği malını başkası için harcayabilmektir. Kur'an-ı Kerim şekilleri reddeder. Yardımlar Allah rızası için yapılmalıdır. Kimsesizlere, yoksullara yardım etmek, namaz kılmak, Kur'an okumak gibi ibadet sayılır" şeklinde konuştu.

Din adamlarının çevre ve yardım konularında da lider olmasınn önemine dikkat çeken Bardakoğlu, ortak barışın çok zor olmadığını ifade ederek, "Yeter ki kendimizi tanıyıp aşabilelim. Bütün dünyaya umut veren dindarlık anlayışını inşa etmek zorundayız" diye konuştu.

"1. Uluslararası Yardımseverler Kongresi" kapsamında, ''Toplumsal Adaletin Yükselişi: Dünyadaki İnsani Krizlere Genel Bir Bakış. İnsani Krizlerde Önemli Bir Örnek: Mülteciler'', ''Zor Zamanlarda Vermek: Hızla Değişen Siyasi bir Ortamda Meşruiyeti Sağlamak'', ''İnsani Gelişim Endeksi: Müslüman Dünyada yaşanan eşitsizliğe yakından bakış'', ''İnanç ve Yardımseverlik: Hayırseverlik ve din arasındaki ilişki'', ''Ortak Payda İçin Sınırları Aşmak: Kültürler ve dinlerin sınırlandırmadığı işbirliği'', ''Değişen Türkiye sosyolojisinde yardımın yeni misyonu?'', ''Batı ve İslam dünyasında yardımseverlerin girişimleri'', ''Yardımseverlikten Değişime: Arap dünyasında yardımseverlerin çalışmaları'', ''Yardımseverliğin değişen sorunlar ölçeğinde yeniden yorumlanması?'' konuları ele alınacak.

(CİN-RA-ÖK-Y)

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title