Hatay'da Kadınlar 25 Kasım İçin Yürüdü

Güncelleme:
Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nde Hatay'da bir araya gelen kadınlar, patriyarkal sisteme karşı duruş sergileyerek yürüyüş düzenledi. Yapılan basın açıklamasında, kadın cinayetleri ve şiddet konularındaki cezasızlık politikalarına dikkat çekildi.

Haber: Burcu Özkaya Günaydın

(HATAY)- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında Hatay'da bir araya gelen kadınlar, "Antakya Kadınlar Birlikte Güçlü" adı altında bir yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi.

Yaman Otel önünde toplanan kadınlar, pankart ve sloganlarla Necmi Asfuroğlu Lisesi önüne yürüdü. Burada yapılan ortak açıklamayı kadınlar adına Sevilay Elmas okudu.

Açıklamada, 25 Kasım'ın Mirabel Kardeşler'in diktatörlüğe karşı mücadelesi nedeniyle katledilişlerinin anısına Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü ilan edildiği hatırlatılarak, "Bugün bir araya gelişimiz yalnızca bir anma değil; patriyarkal sisteme, kapitalist sömürüye ve savaş politikalarının kadın bedenleri üzerindeki yıkımına karşı yükselttiğimiz bir isyan ve direniş çağrısıdır" denildi.

"Failler korunup mağdurlar suçlanıyor"

Türkiye'de kadına yönelik şiddetin "sistematik bir katliam" haline geldiği vurgulanan açıklamada, 2025'in ilk altı ayında erkekler tarafından 136 kadının öldürüldüğünü, 145 kadının şüpheli şekilde yaşamını yitirdiğini, her on kadından birinin psikolojik, her üç kadından birinin ise fiziksel şiddete maruz kaldığını vurgulayan Sevilay Elmas, "Şüpheli ölüm yoktur; etkin yürütülmeyen soruşturma vardır. Rojin Kabaiş, Gülistan Doku, Şule Çet ve Ayşe Tokyaz gibi kadın cinayetleri ve kayıp vakaları siyasi iktidarın sürdürdüğü cezasızlık politikasının sonucu oldu. Faillerin korunup mağdurlar suçlanıyor" ifadelerini kullandı.

Kadınlar düşük ücretlerle, güvencesiz koşullarda çalıştırılıyor

Kadınların şiddete yalnızca evde değil, iş yerinde de maruz kaldığı belirtildi. Kocaeli Dilovası'ndaki parfüm fabrikası yangınında, ihmaller zinciri nedeniyle hayatını kaybeden 7 kadın işçi anıldı.

"Kadına yönelik şiddet münferit değil, politiktir" diyen Elmas, "Aralarında 15–17 yaşındaki çocukların da bulunduğu bu fabrikada, işçiler yangın tesisatı olmadan, güvensiz koşullarda çalıştırıldı. Bu olay, kadın işçilerin maruz kaldığı ekonomik şiddetin ve çocuk emeği sömürüsünün en acı örneklerinden biridir. Kadınlar düşük ücretlerle, güvencesiz koşullarda çalıştırılıyor ve adeta ölüme mahküm ediliyor" dedi.

Yasalarla, hutbelerle, söylemlerle yaşam biçimlerimiz haklarımız hedef alınıyor

İktidarın, toplumsal cinsiyet kavramını düşmanlaştırdığı, kadın ve LGBTİ+ örgütlerini hedef aldığı belirtildi. Nefret söylemlerinin LGBTİ+'lara yönelik saldırıları teşvik ettiği, trans bireylerin sağlık hizmetlerine erişiminin engellendiği ve hedef gösterildikleri için hayatlarını kaybettikleri dile getirildi.

"Yasalarla, hutbelerle, söylemlerle yaşam biçimlerimiz, kıyafetlerimiz ve haklarımız hedef alınıyor" diyen Elmas, kadınların aile içinde görünmez kılınmaya çalışıldığını ve bakım yükünün omuzlarına yüklendiğini vurguladı.

"Aile yılı" adı altında tek tip yaşam dayatıldığı ve kadınların cinsel obje ve hizmetçi haline getirilmeye çalışılarak kamusal alanın dışına itildiği eleştirisi yapıldı.

"Biz kadınlar barış isteyen tüm annelerin sesi olacağız"

Açıklamada, savaş politikalarının kadınlar üzerindeki yıkımına da dikkat çekildi. Kürt annelerinin "Bir daha evlatlarımızı toprağa vermeyeceğiz!" söylemlerini hatırlatan Sevilay Elmas, şöyle konuştu: "Biz kadınlar bugün, barış isteyen tüm annelerin sesini duyurmak için alanlardayız. Çünkü biliyoruz ki savaşın sonuçlarını en ağır şekilde kadınlar yaşar: yoksulluk, göç, ölüm, kayıp, tecavüz, kaçırılma… Bu yüzden kadınlar olarak demokratik, barış içinde bir ülkede bir arada yaşam talebinde ısrarcıyız."

"12 bin Alevi kadın barbarlığa maruz kaldı"

Suriye'de Arap Alevi kadınlar ve kız çocuklarının HTŞ ve cihatçı çeteler tarafından kaçırıldığını, zorla evlendirilerek, tecavüze uğradığı kaydeden Elmas, "12 binden fazla Alevi kadın bu barbarlığa maruz kaldı ve bu vahşet ne yazık ki devam ediyor. Savaşın cinsiyetçi yüzü kadın bedenini ganimet olarak görüyor" dedi.

Kadınlar ve LGBTİ+'lar olarak, onurlu, eşit, özgür ve barış içinde bir yaşamı savunmaya devam edecekleri belirtildi. Şiddetin temel nedeninin eşitsizlik olduğu tespiti yapıldı.

Açıklamada temel talepler şöyle sıralandı: Türkiye'nin imzacısı olduğu tüm uluslararası sözleşmelerin uygulanması. İstanbul Sözleşmesi'nin yeniden hayata geçirilmesi. 6284 sayılı yasanın etkin şekilde uygulanması.

Açıklama, "Mücadelemiz, bu ülkede ve dünyada kadın katliamları son bulana; özgür, eşit ve ötekisiz bir dünya kurulana dek sürecek" sözleriyle son buldu.

Kaynak: ANKA / Yerel
title