Zuhal Sönmezer

Her şey bir 'İçerik' olduğunda: Postman’ın Mirası

24.09.2025 05:55
Haber Detay Image

1985 yılında Neil Postman, "Televizyon Öldüren Eğlence" adlı kitabında televizyonun toplumu nasıl sığlaştırdığını, derin düşünmeyi nasıl yok ettiğini anlatıyordu. Ona göre televizyon, her şeyi bir eğlenceye dönüştürerek siyaseti, eğitimi, haberciliği anlamsızlaştırıyordu. Postman'ın kehaneti, günümüz dünyası için şaşırtıcı bir şekilde geçerliliğini koruyor, hatta daha da güçlenmiş durumda. Sadece televizyon değil, tüm dijital ekranlar, o 'öldüren eğlence'yi daha da tehlikeli bir boyuta taşıdı.

Televizyon Öldüren Eğlence...

Postman'ın zamanında televizyon, izleyiciyi pasif bir alıcıya dönüştürüyordu. Şimdi ise sadece pasif değil, aynı zamanda hiperaktif ve sürekli bir "kaydırma" döngüsünde olan bir kitle var. Akıllı telefonlar, bilgisayarlar ve tabletler sayesinde eğlence, bilgi ve haber akışı kesintisiz bir hale geldi. Her an, her yerde, farklı bir uyaranla karşı karşıyayız. Postman'ın bahsettiği o 'eğlence', şimdi TikTok videolarından, Instagram hikayelerinden, YouTube shorts'lardan oluşan bir nehir. Bu nehirde derinlemesine düşünmek, bir konuya odaklanmak neredeyse imkansız.

Şimdi Haberler...

Önceden bir haber bülteni vardı. Şimdi bir haber anı var. Gerçek olaylar, saniyeler içinde viral hale gelen, birkaç saniye sonra unutulan 'içeriklere' dönüşüyor. Bir felaket, bir politik kriz, bir sanat eseri; hepsi birer 'trend' olarak tüketiliyor. Bu hızlı tüketim kültürü, empati kurma yeteneğimizi bile köreltiyor. Her şey, bir sonraki eğlenceli içeriğe geçmek için bir basamak haline geliyor.

Eğitimin Eğlenceli Versiyonu

Eğitim de bu dönüşümden nasibini alıyor. Okullarda dersler, kısa videolarla, oyunlaştırılmış uygulamalarla daha "eğlenceli" hale getirilmeye çalışılıyor. Amaç, bilgiyi öğrenciye en hızlı şekilde ulaştırmak. Bu yaklaşım, öğrencilerin karmaşık konular üzerine derinlemesine düşünme, eleştirel analiz yapma ve problem çözme becerilerini baltalıyor. Unutulan şey, öğrenmenin kendisinin bir süreç olduğudur, sadece bilgiyi tüketmekten ibaret olmadığıdır.

Özetle...

Postman, "eğlence"nin bizi uyuşturduğunu söylemişti. O günlerde televizyon, tek kanallı bir uyuşturucuydu. Bugün ise her biri farklı bir dozda, farklı bir etkiyle karşımıza çıkan sayısız dijital ekran var. Bu ekranlar, bizi sadece eğlendirmiyor; aynı zamanda düşünme ve hissetme biçimimizi yeniden programlıyor.

Peki, bu dijital çağda Postman'ın kehanetinden nasıl kurtulabiliriz? Belki de tek çare, ekranı kapatıp düşünmeye başlamak. Sadece izleyici değil; aynı zamanda düşünür olmak.

Yazarın Tüm Yazıları

title