Soru: Merhaba Yasemin Hanım, ben Cansu sizi severek takip ediyorum. Benim durumum şu ki: Hayatımda hep eksikliklere odaklanıyorum. Ne kadar güzel şeyler yaşasam da onları görmüyor, sürekli bir şeylerin ters gittiğine inanıyorum. Bu da beni mutsuz ediyor. Zihnimi daha olumluya yönlendirmek için ne yapabilirim?
Cevap:
Merhaba sevgili Cansu,
Eksiklik…
İnsanın kalbine en kolay sızan, zihnini en çabuk işgal eden yanılsamalardan biridir. Çünkü eksiklik, sadece dışarıda gördüğün bir boşluk değildir; aslında içeride, kendinle kurduğun ilişkinin bir yansımasıdır.
Şunu bilmelisin: İnsan gözünün görmeye alıştığı şeyi arar. Sen zihnini hep eksiklere, yoksunluklara, ters gidenlere odaklamışsan, hayatındaki güzellikler gözünün önünde olsa bile onları seçemezsin. İşte bu yüzden, günün sonunda elinde birçok iyilik, birçok imkân olmasına rağmen, "Benim hayatımda hep bir şeyler eksik..." diyorsun.
Bunu anlamak için küçük bir metafor düşünebilirsin:
Bir tabloya bakıyorsun. Renklerle dolu, canlı, kıpır kıpır bir tablo. Ama sen sadece köşedeki küçük beyaz boşluğu fark ediyorsun. O küçücük boşluk, bütün resmi değersizleştiriyor gözünde. Oysa resmin aslı, bütünüyle güzeldir.
İşte hayat da bu tablo gibidir. Senin zihnin, sadece boşluğa odaklandığı için, resmin bütün güzelliğini kaçırıyor.
Peki bunu nasıl değiştirebilirsin?
Önce fark etmen gereken şey şu: Olumlu bir hayat, dışarıdan sana sunulan bir hediye değildir. Olumlu bir hayat, senin bakışının yönüyle inşa edilir.
Eksiklikleri görmek, otomatik bir alışkanlıktır. Ama güzellikleri fark etmek, bilinçli bir seçimdir.
Her sabah kendine şunu söyle:
"Bugün bakışımı değiştirmeye niyet ediyorum. Eksiklere değil, var olana odaklanacağım."
Ve bunu günlük hayatında uygulamak için küçük ama dönüştürücü bir pratik öneriyorum:
Minnet Defteri:Her akşam yatmadan önce defterine üç şey yaz.
– Bugün bana iyi gelen bir an.
– Minnettar olduğum bir küçük detay.
– Kendimle gurur duyduğum bir davranış.
Odak Egzersizi: Gün içinde canın sıkıldığında "Eksik olan ne?" diye sormak yerine "Şu anda elimde olan ne?" diye sor. Cevaplar seni şaşırtacaktır.
İçsel Dilin: Kendinle konuşurken kullandığın kelimelere dikkat et. Sürekli "Hiçbir şey yolunda gitmiyor." diyorsan, zihnin de buna inanır. Onun yerine "Zorlandığım şeyler var, ama bana iyi gelen şeyler de var." demeyi dene.
Çünkü kelimelerin, zihninin yönünü belirler.
Unutma: Hayata olumlu şeyleri "empoze" edemezsin. Olumlu durumlar, zorla çağrılmaz. Onlar senin bakışının yan ürünü olarak belirir. Bir ağacın gölgesini değiştirmek için gölgeyle uğraşmazsın. Gövdeye bakarsın. Senin gövden de, içsel duruşundur. Onu değiştirdiğinde, dışarıya yansıyan gölge de değişir.
Ve son olarak…
Eksikliklere odaklanan bir bakış, insanı hep daha fazlasını aramaya sürükler. Ama tamam olanı görebilen bir bakış, huzuru yanında taşır.
Bir gün gelecek…
Sen fark ettikçe, şükrettikçe, minnettarlıkla baktıkça; eksik sandığın şeylerin aslında sana yol gösteren işaretler olduğunu göreceksin. Ve o zaman, tablonun bütünlüğü içinde, hayatına yayılan derin bir huzuru hissedeceksin.
Sevgilerle,









