Soru:
"Merhaba. 2 çocuk annesiyim. Kendime vakit ayırınca suçluluk hissediyorum, ayırmayınca da tükenmiş hissediyorum. Bu dengeyi nasıl kurabilirim?"
Cevap:
Merhaba canım.
Suçluluk duygusunun anneyle bu kadar güçlü bağ kurmasının nedeni basit değildir. Bu duygu; toplumun, ailenin, kültürün, hatta nesillerin yaşadıklarının birikimiyle oluşan görünmez bir yük taşır.
O yüzden kendine zaman ayırdığında hissettiğin şey aslında bugünün duygusu değildir; yıllarca kadınların omzuna yüklenen "Kendini en sona bırakmalısın." kodlarının bir yansımasıdır.
Birçok kadın bunun farkında bile değildir…
Ama suçluluk çoğu zaman gerçek bir ihmalin değil, öğretilmiş bir fedakârlığın gölgesidir.
Sana şu soruyu sormak istiyorum:
"Kendine zaman ayırdığında gerçekten çocukların zarar görüyor mu, yoksa sen bunu görmekten korktuğun için mi böyle hissediyorsun?"
Anne suçluluğunun en derin tarafı tam olarak buradadır. Bir kadın kendi ihtiyaçlarıyla yüzleşmekten çekindiğinde, suçluluk duygusu onu koruyormuş gibi davranır.
Oysa gerçekte olan şudur:
Kendini ihmal ettikçe hayata karşı duygusal dayanıklılığın azalır ve bu durum da çocuklarına yansır. Yani iyi bir şey yaptığını zannederken aslında en çok kendine sonra da çocuklarına zarar verirsin.
Bir anne tükenmeye başladığında:
• Ses tonu sertleşir,
• Sabır eşiği düşer,
• Küçücük şeyler büyür,
• İfade dili kırıcılaşır,
• Duygusal bağ zayıflar.
Bir annenin en büyük yanılgısı, "Kendimi unutursam çocuklarım daha mutlu olur." inancıdır.
Bu doğru değildir.
Bir çocuk en çok duygusal olarak doymuş bir anneyle bağ kurabilir.
Bu yüzden asıl soru şudur:
"Gerçekten hangisi çocuğuna daha çok zarar verir?
Kendine ayırdığın 30 dakika mı, yoksa bastırdığın duyguların bir gün taşması mı?"
Peki denge nasıl kurulacak?
Bu denge yapılacaklar listesi gibi bir şey değil, anne kimliğini zihninde yeniden konumlandırmaktan geçer.
1. Kendine zaman ayırmayı 'kaçış' değil, 'ihtiyaç' olarak gör.
Mola vermek, anneliği kesintiye uğratmaz.
Aksine, sinir sistemini toparlar.
Ve bir annenin çocuklarına verebileceği en büyük hediye, sakin bir sinir sistemidir.
2. Vicdanını değil, gerçekliği ölçü al.
Suçluluk duygusu çoğu zaman gerçekleri çarpıtır.
"Kendim için bir şey yaptım, demek ki kötüyüm."
Bu, gerçeği yansıtmaz. Gerçek şudur:
Kendi kapasitesini koruyan bir anne, çocuklarının kapasitesini büyütür.
3. Kendine ayırdığın zamanı bir yere yaz.
Gözle görünen bir gerçeklik suçluluğu azaltır.
Gün içinde ayırdığın süreyi not ettiğinde şunu fark edeceksin:
Kendine ayırdığın zaman zaten düşündüğün kadar fazla değil.
Beyninin büyüttüğü suçluluk, gerçekte bir saat bile etmiyor çoğu zaman.
4. Çocuklarının ihtiyacı "her an yanında olman" değil, "iyi bir halde olman."
Bunu okumak kolay, kabul etmek zor bir gerçek.
Ama gerçekliğini değiştirmiyor.
Çocuklar fiziksel varlığı değil, duygusal tutarlılığı takip eder.
Bir annenin huzur anları, çocuk için güven demektir.
5. Bedenin tükenmeyi senden önce fark eder. Onu dinle.
Yorgunsan, sabırsızsan, sık sık nefesini tutuyorsan…
Bunlar "dur" sinyalidir.
Bu sinyali bir anne görmezden geldiğinde bunun bedelini sadece kendisi değil, çocukları da yaşar.
Son olarak şunu bilmeni isterim:
Bir anne olarak kendine ayırdığın her zaman, çocuklarının hayatından çalınmış bir an değildir.
Aksine, onların geleceğine bıraktığın sağlam bir temeldir.
Çocuklarına verebileceğin en kıymetli şey, kendini kaybetmemiş bir annedir.
Sevgiyle,
Yasemin Gazanker
Sen de bize sorularını info@yasemingazanker.com adresinden sorabilirsin.









