Soru: Merhaba Yasemin Hocam. Evliyim, 35 yaşındayım, iki çocuk annesiyim. Çalışıyorum, evle ve çocuklarımla ilgileniyorum. Eşim bir tartışma sırasında bana "Bazı şeyleri görmezden geliyorum, seni idare ediyorum." dedi. Kötü biri olmadığını, elinden geleni yaptığını söylüyor. Ama bu cümleden sonra içimde bir şey kırıldı. Bir erkek eşine bunu söylediğinde kadın ne anlamalı? Bu bir yorgunluk ifadesi mi, yoksa ilişkinin geldiği yer mi?
Cevap:
Sevgili okuyucum:
Önce şunu söylemek isterim: Eşinin söylediği bu cümle, duyulduğu anda insanın içini acıtabilecek bir cümle. İçinde bir şeyin kırılması çok anlaşılır. Çünkü sen yalnızca yapılanları değil, nasıl görüldüğünü duymuş oldun. Bu da kadın olarak senin kalbine dokunan bir yer.
Şimdi biraz daha sakin ve ılımlı bir yerden bakalım. Eşinin sözlerine dikkat ettiğimizde, kendini anlatmaya çalıştığı bir yorgunluk da var. "Görmezden geliyorum." "İdare ediyorum." derken aslında şunu demeye çalışıyor olabilir: "Ben de kusursuzluk beklemiyorum, eksikleri tolere ediyorum, ilişkiyi sürdürmeye çalışıyorum." Yani niyeti, seni küçültmekten çok, kendi sabrını ve devam etme çabasını anlatmak olabilir.
Ancak niyet ile etki her zaman aynı olmaz.
Bir eş bunu söylediğinde, kadının kalbi şunu duyar: "Ben olduğum hâlimle görülmüyorum, ancak tolere ediliyorum." İşte kırılma da burada başlar. Çünkü kadın, evliliğinde idare edilen değil; anlaşılan, eşlik edilen olmak ister.
Evlilik elbette kusurlarla birlikte yürür. Bazen dağınık olur ev, bazen yetişmez, bazen herkes yorulur. Bunu fark edip tolere edebilmek kıymetlidir. Ama "Görmezden geliyorum." ifadesi, teması biraz kesen bir ifadedir. Kadın, o anda "Benim yorgunluğum görülmüyor." hissine kapılabilir.
Bu noktada şunu ayırmak önemli:
Bu söz, ilişkinin tamamen bu noktaya geldiğini söylemek zorunda değil. Büyük ihtimalle bu, eşinin kendi yorgunluğunu ve beklentisini ifade etmeye çalıştığı, ama kelimeleri iyi seçemediği bir an. Yani daha çok bir ifade biçimi sorunu olabilir.
Burada sana düşen, bu cümleyi içine atmak ya da hemen büyük anlamlar yüklemek değil; duygunu yumuşak ama net bir şekilde paylaşmak. Örneğin şöyle demek çok kıymetli olur:
"Bunu söylediğinde, iyi niyetli olduğunu bilsem bile kendimi biraz değersiz ve yalnız hissettim. Görmezden gelinmek değil, anlaşılmak istiyorum."
Bu, karşı tarafı savunmaya itmeden, kapıyı kapatmadan bir temas kurar.
Eşinin de şunu fark etmesi gerekir:
Evin düzeni sadece düzen değildir; arkasında bir emek, bir zihinsel yük ve çoğu zaman bir yorgunluk vardır. Senin yetişemediğin anlar, bir eksiklik değil; insan olmanın doğal hâlidir.
Özetle şunu söyleyebilirim:
Bu cümle tek başına evliliğin geldiği yeri tanımlamaz. Daha çok, eşinin o anki yorgunluğunu ve ilişkiyi sürdürme biçimini anlatıyor olabilir. Ama senin hissettiğin kırılma da çok gerçek ve dikkate alınmalıdır. İlişkiyi güçlendiren şey, bu tür anları konuşabilmek ve ilişki dilini birlikte yumuşatabilmektir.
Kendine şu soruyu sorabilirsin:
"Bu ilişkide genel olarak anlaşılıyor muyum, yoksa sadece bu an mı beni yaraladı?"
Cevap, nasıl ilerleyeceğini sana daha net gösterecektir.
Sevgilerimle,
Sen de sorularını info@yasemingazanker.com.tr 'den bize iletebilirsin.









