Tarih, kültür, lezzet ve misafirperverliğin buluştuğu en özel yerlerden biri şüphesiz ki İstanbul'un kalbi olan Tarihi Yarımadadır. Yüzyıllar boyunca sarayların, elçilerin, tüccarların, seyyahların ve seferden dönen orduların geçtiği bu kadim coğrafyada, konaklama yalnızca bir "geceleme" değil, bir medeniyet temsili olmuştur. İşte bugün bu mirası, modern turizm anlayışıyla birleştiren önemli isimlerden biri: Hatice Özcan.
Accor Grubu'nun Türkiye'deki ilk Handwritten Collection markalı oteli olan Levni İstanbul Hotel Handwritten Collection by Accor'un, ayrıca Levni Hotels Grubu bünyesindeki Levni Hotel İstanbul ve Levni Plus'ın Genel Müdürü olarak atanan Özcan; Türk turizminin köklü kimliğini, global standartlarla buluşturan yeni kuşağın güçlü temsilcilerinden biri.
"Turizm bir tutkudur, vazgeçmeyenlerin sektörü…"
25 yıla yaklaşan mesleki deneyimi boyunca, yerli ve yabancı misafir algısının dönüşümünü birebir yaşayan Hatice Özcan, sektöre adım attığı ilk günden bu yana Türk misafirperverliğini "güleryüzlü hizmet + kültürel farkındalık + kişisel deneyim" denkleminde yorumlayan bir yönetim anlayışını sürdürdü.
İstanbul Üniversitesi Turizm ve Otelcilik mezunu olan Özcan, kariyer yolculuğunda önce uluslararası zincir otellerde görev aldı, ardından Taksim turizm aksında operasyonel deneyim kazandı. Fakat esas kırılma noktası, Sirkeci'nin tarihî ruhunu yaşayan lüks segment otelcilikte geçirdiği 10 yıl oldu. Bu dönem, onu bugün Vizyoner işletmeci Aydın Karacabay'ın Levni Hotels'in başına getiren tecrübe zincirinin en güçlü halkasını oluşturdu.
Tarihi yarımadada Türk ruhuyla ağırlanan konuklar
Bugün Levni markası, yalnızca konaklama sağlayan bir tesis değil; Türk kültürünü profesyonel bir formatta sunan bir "deneyim merkezi"dir. Çünkü burada:
- Misafir yalnızca odaya değil, bir tarih panoramasına girer,
- Kahvaltı yalnızca bir öğün değil, Anadolu'nun bereket haritasıdır,
- Güleryüz yalnızca nezaket değil, Türk misafirperverliğinin asırlık imzasıdır,
Gastronomi yalnızca tabak değil, kültürün yenilebilir arşividir.
Hatice Özcan'ın yönetim vizyonu da tam bu noktada netleşiyor:
"Türk turizmi, kültürünü doğru ifade ettiği sürece dünyada rakipsizdir. Misafir yalnızca kalmayı değil, 'hatırlamayı' satın alır. Bizim işimiz, unutulmaz hatıralar üretmek."
Türk gastronomisi ile konaklamanın birleştiği yeni evre
Dünyanın en güçlü turizm markalarında dahi bugün trend şudur: Yerel kimliği doğru anlatan otel kazanır.
Bu nedenle Levni Hotels Grubu, yalnızca odalarıyla değil; menüsü, servisi, kokteyl reçeteleri, yerel üretici desteği, kültürel turları ve mutfak-sofra hikâyeleriyle de "Türk kimliğini modern formda sunan otelcilik" modeli geliştiriyor.
Ve bu model, Türkiye açısından hayati bir mesaj barındırıyor:
"Turizm sadece yatak satmak değildir; kültür satmaktır, hafıza satmaktır, misafirperverliği geleceğe aktarmaktır."
Sonuç Yerine
Bugün Türkiye turizmi; yalnızca rakamlardan, ziyaretçi istatistiklerinden ve lobilerden ibaret değildir. Gerçek güç, sahada çalışan ve bu ülkenin ruhunu dünyaya anlatan profesyonellerdedir.
Hatice Özcan ise bu profesyonellerin örnek isimlerinden biri olarak, Türk turizminin geleceğini yalnızca yönetmekle kalmıyor; yeniden yazıyor.
Ve biz de bu satırlarda şunu not düşelim:
Türk turizminin kalbi, hâlâ tarihi yarımadada, hâlâ misafirperverliğin omuzlarında ve hâlâ bu kültürü taşıyan vizyonerlerin elinde atıyor.









