ZAMANLA YARIŞAN MÜHENDİSLER, SANATÇILAR, HİKÂYE TAŞIYICILARI
Görkemli sofralar, ışıklar altında parlayan tabaklar, sosyal medyada beğeni yağmuruna tutulan fotoğraflar…
Peki, bütün bu "gösterinin" ardında kimler var?
Gerçek mutfak sahipleri:
Alevle konuşan, bıçağı kalem gibi tutan, zamanı düşman değil malzeme gibi yöneten, bilimi ve sanatı aynı tabakta buluşturan aşçılar.
Ama çoğu zaman görünmezdirler; çünkü alkış ışığa, emek ise gölgeye düşer.
Aşçı = Mühendis + Kimyager + Sanatçı
Bir tabak yemek, sadece karın doyuran bir "nesne" değildir; fizik, kimya, biyoloji, tarih, coğrafya ve estetiğin birleştiği karmaşık bir sistemdir.
- • Isı transferi bir mühendisliktir.
- • Fermentasyon bir kimyadır.
- • Sunum saf görsel sanattır.
Bir baklava kaç derecede şerbetlenir?
Bir et, hangi pH değerinde lif çözülmesiyle yumuşar?
Bir şerbet mevsim psikolojisiyle nasıl eşleşir?
Bu soruların cevabını "influencer"lar değil, mutfağın görünmez bilim insanları bilir.
Tarih Boyunca İnsanlığın Asıl Sorusu: Beslenmek Değil, Doğru Beslenmek
İnsanlık; mutluluk, sağlık, güç ve devamlılık arayışını daima yiyecek üzerinden tanımladı.
Savaş kazanmak için de, çocuk büyütmek için de, zihin açmak için de aş gerekiyordu.
Bugün hâlâ aynı sorular geçerli:
Ne yiyoruz? Ne içiyoruz?
Ama asıl soruyu çoğu kişi atlıyor:
Bu yiyecek ve içecekleri sanata dönüştürenlere ne kadar değer veriyoruz?
Gerçek Ustalar Gölgedeyken, Sahne Şarlatanların
Toplum artık bilgiyi değil, gösteriyi ödüllendiriyor.
Mutfak kültüründen habersiz, yalnızca "fotoğraf karesi" için mutfağa giren, üç tarif öğrenip kendine "şef" diyenlerin sesi, yıllarını mutfağa adamış ustalardan daha gür çıkıyor.
Bu sorun sadece mutfakta değil:
Müzikte, resimde, sinemada, edebiyatta da aynı tablo var.
Gerçek ustalar üretirken susuyor; vasat olanlar ise konuşuyor, görünür oluyor, değer görüyor.
Sebep?
Kültür seviyesinin düşmesi ve sosyal medyanın bilgiyi algıyla değiştirmesi.
Mutfak Bir Show Değildir; Bir Medeniyet Alanıdır
Her tabakta kültür vardır.
Her reçetede tarih, coğrafya ve hafıza vardır.
Her ustada nesilden nesile taşınan bir mutfak mirası vardır.
Toplum bu mirasın taşıyıcısına değil, sahte vitrinlere yöneliyorsa sorun mutfakta değil, zihniyettedir.
Bu Yazı Bir Çağrıdır
- Mutfak sanatını algoritmaların değil, ustalığın belirlediği bir düzen kurulmalı.
- Aşçı, sadece "yemek yapan kişi" değil; bir kültür mühendisi olarak tanımlanmalı.
- Gastronomi eğitimi; bilim, sanat, tarih, sosyoloji ve sürdürülebilirlik ekseninde yeniden inşa edilmeli.
- Toplum, yemek tüketirken sadece lezzeti değil; bilgiyi, emeği, geleneği ve etiği de tatmayı öğrenmeli.
Son Söz
Bir toplum; aşçısına, sanatçısına, öğretmenine, zanaatkârına verdiği değer kadar büyür.
Mutfak sadece karnı doyurmaz; kültürü de doyurur.
Eğer görünmez kahramanları görünür kılmazsak, geleceğin sofralarında sadece "yiyecek" olur; ama yemek olmaz.









