Osman Okan

Penaltı mı değil mi?

06.12.2025 17:13
Haber Detay Image

Galatasaray'ın 3-2 kazandığı Samsunspor maçı, sahadaki mücadeleden çok hakem tartışmalarıyla gündeme oturdu. Maç öncesi Samsunspor cephesinden yapılan açıklamalar, hakemleri baskı altına alma çabası olarak yorumlanırken, karşılaşmanın sonunda yaşanan tartışmalı pozisyon gündemi iyice alevlendirdi. Sosyal medyada "uzaydan görülen pozisyon" gibi ifadeler dolaşırken, hakem kararları yeniden futbol kamuoyunun merkezine oturdu.

Bu noktada temel sorun şu: Tartışmalar artık pozisyonların kendisinden çok, kimin neyi görmek istediği üzerinden şekilleniyor. Galatasaray lehine verilmeyen kritik pozisyonlar geniş bir çevrede hiç konuşulmazken, rakiplerin lehine olabilecek her temas ya da el pozisyonu adeta mikroskopla inceleniyor. Bu yaklaşım hem tartışmaları manipülatif bir zemine çekiyor hem de futbol atmosferini gereksiz şekilde gerginleştiriyor.

Okan Buruk'un Takımı Neden Fren Yapıyor?

Galatasaray karşılaşmanın ilk yarısında oyuna tamamen hükmeden bir görüntü sergiledi ve devreyi 2-0 önde kapattı. Kaçan fırsatlar golle sonuçlansa farkın daha da açılması işten bile değildi. Ancak ikinci yarı itibarıyla takımın sıkça gördüğümüz bir şekilde vitesi düşürdüğüne tanık olduk.

Bu durum artık tesadüf olmaktan çıktı. Okan Buruk'un takımı öne geçtiğinde oyunu rölantiye alıyor, rakibi cesaretlendiren bir tempoya bürünüyor. Bu da hem oyunun kontrolünü zayıflatıyor hem de son dakikalarda gereksiz stres doğuruyor. Taraftar iyi futbol ve bol gol izlemek isterken sahada bambaşka bir senaryo ortaya çıkıyor.

Tartışmalı Pozisyon: Penaltı mı Değil mi?

Maçın son anlarında Samsunspor'un penaltı beklediği pozisyon, doğal olarak karşılaşmanın en çok konuşulan anı oldu. Benim değerlendirmeme göre pozisyon penaltıya daha yakın. Çünkü aynı temas ceza sahası dışında gerçekleşmiş olsaydı büyük olasılıkla "elle oynama" kararı çıkardı.

Kazımcan'ın hareket hâlinde olması, topun kısa mesafeden gelmesi gibi unsurlar hafifletici görünse de sonuçta topun yön değiştirdiği açıkça görülüyor. Üstelik empati yaparak bakıldığında, bu pozisyon Galatasaray lehine yaşansaydı yine penaltı yorumu yapmak kaçınılmaz olurdu.

Ancak burada kritik bir nokta var: Bu pozisyona gelene kadar yaşananlar.

Maçın 65-75. dakikaları arasında Galatasaray'ın net penaltı beklentisi karşılanmadı, ayrıca Samsunsporlu oyuncuya gösterilmesi gereken kırmızı kart da çıkmadı. Eğer o anlarda doğru kararlar verilseydi, maçın akışı muhtemelen çok daha farklı ilerleyecekti. Bu nedenle hakemin son dakikadaki pozisyona müdahale etmekte tereddüt yaşaması, maç içi dengesiz kararlarının doğal bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor.

Hakemlerin "Yorum" Yetkisi Tartışması

Hakemlerin pozisyonları saha içerisinde anlık olarak "yorumladığı" söylemi son yıllarda sıkça dile getiriliyor. Ancak bu yaklaşım, sahadaki fiziksel ve zihinsel hız düşünüldüğünde gerçekçi değil. Bir temasın şiddetini belirlemek, bir el temasının doğal mı genişletilmiş mi olduğuna karar vermek, çoğu zaman saniyeler içerisinde objektif şekilde yapılabilecek değerlendirmeler değil.

Zaten bu nedenle VAR uygulaması futbola entegre edildi. Hakemin göremediği, yardımcıların kaçırdığı, dördüncü hakemin fark edemediği pozisyonları izlemek ve gerektiğinde müdahale etmek için. Ancak pratikte VAR hakemleri bazı pozisyonları görürken bazılarını görmezden geliyor. Tartışmaların temel kaynağı da bu tutarsızlık.

VAR Sistemi Neden Yetersiz?

Madem teknoloji futbolun bir parçası haline getirildi, o hâlde tutarlı ve kapsamlı bir uygulama da şart. Maçın kaderini etkileyebilecek her kritik pozisyonda VAR'ın devreye girmesi kaçınılmaz olmalı. VAR odasında da sahadaki gibi 3-4 hakemin bulunması, herhangi birinin gözünden kaçan bir detayın diğerleri tarafından fark edilip sahadaki hakeme aktarılmasını sağlayabilir.

Ayrıca doğru karar veren hakemlerin ödüllendirilmesi, hatalı kararların sadece "maç vermeme" şeklinde değil, daha sistematik bir disiplin mekanizmasıyla düzenlenmesi de futbolun güvenilirliği açısından büyük önem taşıyor.

Sonuç: Futbolun Güven Sorununu Çözmeden Tartışmalar Bitmez

Hakem hataları azaltılmadığı, VAR standartlaştırılmadığı ve futbol kamuoyunun manipülatif söylemlerine karşı disiplinli bir duruş sergilenmediği sürece bu tartışmalar bitmeyecek.

Galatasaray üzerinden yürütülen "kollama" söylemleri de gerçekçi bir zemine oturmuyor. Sahada güçlü bir oyun ortaya koyan takımı mağlup edemeyenlerin, tartışmalı pozisyonlardan beslenmeye çalışması sağlıklı bir yaklaşım değil.

Futbolda adalet duygusu zedelendiğinde, oyunun kendisi ikinci plana düşer. Bu nedenle çözüm, pozisyonları değil sistemi tartışmaktan geçiyor.

Kalın sağlıcakla.

Yazarın Tüm Yazıları

title