Gözler, yalnızca bakışlarımızı yönlendirmez; aynı zamanda yaşımızı, enerjimizi ve ruh halimizi de yansıtır. Bu nedenle göz çevresi estetiği, hem cerrahi hem psikolojik açıdan ayrı bir öneme sahiptir. Son yıllarda sıkça duyduğumuz iki kavram var: üst göz kapağı estetiği ve pitozis onarımı. Ancak bu iki işlem çoğu zaman birbiriyle karıştırılıyor. Oysa hem cerrahi amacı hem de müdahale yöntemi bakımından farklılık gösteriyorlar.
Blefaroplasti nedir, ne amaçla yapılır?
Üst göz kapağı estetiği, tıbbi adıyla blefaroplasti, genellikle yaşla birlikte meydana gelen deri fazlasının, sarkmanın ve bazen yağ dokusu birikiminin alınması amacıyla yapılır. Bu işlem, estetik kaygılar kadar fonksiyonel sorunları da çözebilir. Örneğin, üst göz kapağı derisi belirgin şekilde sarktığında, kişinin görüş alanını daraltabilir.
Pitozis: Görmeyi engelleyen farklı bir durum
Pitozis ise farklı bir durumdur. Tıbbi adıyla ptozis, üst göz kapağını yukarı kaldıran kasın zayıf veya işlevsiz olması nedeniyle kapağın normalden fazla düşmesidir. Bu durum, doğuştan olabileceği gibi travma, kas hastalıkları veya yaşlanma sonucu da ortaya çıkabilir. Pitozis, sadece yorgun bir bakış yaratmakla kalmaz, bazen kişinin göz bebeğini örterek ciddi görme engeline neden olabilir.
Benzer görünüm, farklı müdahale
Hastalarımız arasında en sık karşılaştığımız durumlardan biri, üst göz kapağı sarkması şikayetiyle başvuran ancak detaylı muayenede pitozis saptanan vakalardır. Her iki durumda da göz kapağında düşüklük vardır ama nedenleri ve tedavileri farklıdır. Blefaroplastide fazla deri ve yağ dokusu alınırken, pitozis ameliyatında kapağı kaldıran kas güçlendirilir veya yeniden yapılandırılır.
Bu farkın doğru şekilde ayırt edilmesi, hem estetik hem fonksiyonel başarı açısından kritik önem taşır. Yanlış bir tanı, hem istenen sonucun alınamamasına hem de hastanın gereksiz müdahalelere maruz kalmasına neden olabilir.
Göz kapağı cerrahisi sadece estetik faydalar sunmuyor
Toplumda "göz kapağı estetiği" denince çoğu kişi yalnızca daha genç bir görünüm elde etmeyi amaçlayan estetik müdahaleleri düşünür. Oysa bu alanda yapılan işlemler, kişinin görme kalitesini artırmaktan migren ataklarını azaltmaya kadar uzanabilen bir yelpazeye sahiptir.
Modern yaşamda dijital ekranlara daha uzun süre maruz kalmak, stres ve uykusuzluk gibi faktörler, göz çevresindeki yaşlanma belirtilerini daha erken yaşlarda görünür kılıyor. Bu da hem blefaroplasti hem de pitozis gibi işlemleri daha fazla gündeme getiriyor.
Üst göz kapağı estetiği ve pitozis, benzer bölgeye uygulanıyor olsa da farklı sorunlara odaklanan ayrı cerrahi işlemlerdir. Estetik kaygı ile fonksiyonel ihtiyaç arasındaki bu farkın iyi anlaşılması, hem cerrah hem hasta açısından daha sağlıklı kararlar alınmasına olanak tanır. Her göz farklı bir hikaye anlatır; önemli olan bu hikâyeyi doğru okuyabilmek ve doğru müdahaleyi seçebilmektir.









