Okan Geçgel

“Kıbrıs’ta Sandığa Giden Yol: Milli Duruş mu, Federasyon Hayali mi?”

10.10.2025 08:38
Haber Detay Image

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşırken, ülkede siyasi atmosfer her geçen gün biraz daha ısınıyor. Seçim tarihi yaklaştıkça adayların sahadaki faaliyetleri yoğunlaşırken, kamuoyu araştırmaları da yarışın seyrini net biçimde ortaya koyuyor. Özellikle mevcut Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, son haftalarda temposunu artırarak seçmenlerle daha sık bir araya geliyor, hem vizyonunu hem de beş yıllık icraatlarını halkla paylaşmaya devam ediyor. Son anketlerde Tatar'ın rakibi Tufan Erhürman'a karşı farkı açmaya başladığı açıkça görülüyor. Bu tablo, halkın istikrar ve güven arayışının somut bir yansıması olarak değerlendiriliyor.

Ersin Tatar, göreve geldiği günden bu yana Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni Türkiye Cumhuriyeti ile tam bir uyum içinde yönetmeyi temel ilke haline getirdi. Kıbrıs Türk halkının geleceğini Türkiye ile güçlü bağlarda gören Tatar, bu doğrultuda sayısız proje ve iş birliği anlaşmasına imza attı. Son beş yıllık dönemde altyapıdan şehirleşmeye, ulaşımdan eğitim ve sağlık yatırımlarına kadar her alanda önemli adımlar atıldı. Devletin kurumsal yapısını güçlendiren en önemli projelerden biri de Cumhurbaşkanlığı, Meclis, Adalet Binası ve diğer kamu kurumlarını kapsayan büyük Külliye Projesi oldu. Bu proje, sadece bir bina topluluğu değil, aynı zamanda KKTC'nin kalıcı devlet düzeninin sembolü olarak görülüyor.

Tatar'ın liderliğinde yürütülen bu süreçte, Türkiye ile kurulan yakın diyalog ve koordinasyonun somut sonuçları her alanda hissedildi. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, pek çok kez yaptığı açıklamalarda, Türkiye Cumhuriyeti'nin özellikle Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'la kurduğu samimi ve karşılıklı güvene dayalı ilişkinin ülkesine büyük katkı sağladığını açık yüreklilikle dile getiriyor. Tatar, Türkiye'nin desteğiyle KKTC'de çok sayıda projenin hayata geçirildiğini, bu projelerin ülkenin ekonomik ve sosyal kalkınmasına ivme kazandırdığını ifade ediyor. Ayrıca bu yakın iş birliğinin, KKTC'nin dünyada tanınma mücadelesine de güç kattığını, uluslararası platformlarda Kıbrıs Türk halkının sesini daha güçlü duyurabilmesini sağladığını vurguluyor.

Geride kalan beş yıllık süreç, aslında KKTC açısından hem içeride devlet inşasının hem de dış politikada kararlılığın dönemi oldu. Ersin Tatar, "Egemen eşitlik" ve "iki devletli çözüm" vizyonunu kararlılıkla savunarak, Kıbrıs meselesinde ezberleri bozan bir duruş sergiledi. Tatar'ın bu net çizgisi, Kıbrıs Türk halkının onurlu duruşunu temsil ettiği gibi, Türkiye ile uyum içinde yürütülen milli politikaların da bir uzantısı oldu. Bu yaklaşım sayesinde, Kıbrıs Türk tarafı artık masada edilgen bir aktör değil; kendi devletini, egemenliğini ve bağımsız kimliğini savunan güçlü bir taraf haline geldi.

Bunun karşısında ise Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman bulunuyor. Erhürman, yıllardır sürdürdüğü siyasetinde Türkiye ile mesafeli bir çizgi benimsemiş, daha çok federasyon temelli bir çözüm modelini savunmuştur. Ancak bu yaklaşım, artık Kıbrıs Türk halkının gerçekleriyle örtüşmemektedir. Çünkü halk, yıllardır sonuçsuz kalan müzakerelerden, belirsiz vaatlerden ve Rum tarafının oyalama politikalarından bıkmıştır. Bu nedenle toplumun geniş kesimleri artık kendi devletinin varlığını koruyan, Türkiye ile iş birliğini sürdüren bir liderliğe ihtiyaç duyduğunu açıkça göstermektedir.

Tufan Erhürman'ın Türkiye'ye yönelik tutumları da halk nezdinde ciddi soru işaretleri yaratmaktadır. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kuzey Kıbrıs ziyaretlerinde, Meclis'te yaptığı konuşmalara katılmaması, resmi törenlere iştirak etmemesi ve Türkiye'ye yönelik eleştirel açıklamalarda bulunması, onun Türkiye ile olan ilişkilerinde sorunlu bir çizgide olduğunu ortaya koymuştur. Bu durum, seçilmesi halinde KKTC ile Türkiye arasındaki ilişkilerde yeni krizlerin yaşanabileceği endişesini doğuruyor. Ayrıca Erhürman'ın Sosyalist Enternasyonal toplantısında, Türkiye'yi Kıbrıs'ta "işgalci" olarak gören anlayışın yanında yer alması, Türk kamuoyunda olduğu kadar Kıbrıs Türk halkı içinde de büyük bir tepkiye neden olmuştur. Bu tablo, Erhürman'ın Türkiye ile ilişkilerde nasıl bir yön izleyeceğine dair olumsuz bir fikir vermektedir.

Kıbrıs Türk halkı bugün, bir anlamda iki farklı geleceğe dair tercihle karşı karşıya. Bir tarafta, Türkiye ile dayanışma içinde istikrarlı bir kalkınma ve güçlü devlet düzeni vadeden bir lider olan Ersin Tatar var. Diğer tarafta ise, Türkiye'den uzaklaşmayı, Batı merkezli politik söylemleri ve federasyon hayalini öne çıkaran bir çizgi bulunuyor. Bu seçim, sadece bir cumhurbaşkanı seçimi değil; aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının geleceğini, yönünü ve uluslararası konumunu belirleyecek bir dönüm noktasıdır.

Ersin Tatar'ın liderliği, Türkiye ile yürütülen ortak projeler ve karşılıklı güven esasına dayanan ilişkilerle şekillendi. Bu ilişkiler, Kıbrıs Türk halkının güvenliği, ekonomik refahı ve uluslararası alandaki temsiliyeti açısından hayati bir öneme sahiptir. Tatar, Türkiye ile kurduğu güçlü bağlar sayesinde, Kıbrıs Türk halkının sesi olmayı başarmış, hem adada hem de dünyada "Kıbrıs Türkü vardır ve bu halk kendi devletinde egemen şekilde yaşamaktadır" mesajını net biçimde vermiştir.

Bugün Kıbrıs Türk halkının önünde duran tablo nettir: İstikrar mı, belirsizlik mi? Türkiye ile kardeşlik temelinde yükselen güçlü bir gelecek mi, yoksa yıllardır sonuçsuz kalan federasyon arayışlarının kısır döngüsü mü? Halk, geçmişte defalarca denenen ve her defasında duvara çarpan çözüm modellerinin ötesine geçmek istemektedir. Ersin Tatar, bu iradeyi temsil eden, halkının sesini dünyaya duyuran, Türkiye ile el ele yürüyen bir lider olarak öne çıkmaktadır.

Bu nedenle, yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimi sadece bir siyasi tercih değil; Kıbrıs Türk halkının kaderini belirleyecek tarihî bir karar anlamı taşımaktadır. Ersin Tatar'ın yeniden cumhurbaşkanı seçilmesi, sadece bir yönetim değişikliği değil, aynı zamanda devletin geleceği, halkın istikrarı ve Türkiye ile sarsılmaz kardeşlik bağlarının devamı açısından da hayati önemdedir. Çünkü Kıbrıs Türkü bilir ki, geleceğe güvenle bakmanın tek yolu, köklerine, kardeşliğine ve milli değerlerine sahip çıkmaktan geçer.

Kalın Sağlıcakla…

Yazarın Tüm Yazıları

title