Okan Geçgel

“Kayseri’nin Zirve Yolculuğu: Memduh Büyükkılıç ile Sporun Başkentine Doğru”

09.10.2025 12:14
Haber Detay Image

Kayseri, tarih boyunca üretimin, ticaretin, çalışkanlığın ve azmin simgesi olmuş bir şehir. Erciyes'in eteklerinde yükselen bu kadim kent, yüzyıllardır sadece Türkiye'nin değil, tüm Anadolu'nun gurur kaynağı olmayı başarmış bir yerleşimdir. Bugün geldiğimiz noktada ise Kayseri, bu köklü geleneği yeni bir alana, spora taşımakta kararlı. Sadece ülkemizin değil, dünyanın da dikkatini üzerine çeken bu büyük dönüşümün arkasında vizyoner bir isim bulunuyor: Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç.

Büyükkılıç, yerel yönetim anlayışını sadece asfalt, beton ve fiziki yatırımlarla sınırlamayan; sporu, kültürü, sanatı ve gençliği merkeze alan bir yönetim modeliyle Kayseri'ye yeni bir ufuk kazandırıyor. Onun liderliğinde Kayseri, kısa sürede "Avrupa Spor Şehri" unvanına kavuştu. Ancak görünen o ki Başkan Büyükkılıç, bu başarıyla yetinmek niyetinde değil. O, bu şehri yalnızca Türkiye'nin değil, dünyanın da spor başkenti yapma arzusuyla hareket ediyor. Bu vizyon, geçtiğimiz günlerde Estonya'nın başkenti Tallinn'de resmî bir adım haline geldi.

Kayseri, Avrupa Spor Şehri unvanının ardından şimdi "Dünya Spor Başkenti" olma hedefiyle resmî başvurusunu yaptı. Başkan Büyükkılıç, Tallinn'de düzenlenen "Avrupa Spor Başkenti 2025" programında şehri temsil etti, Kayseri'nin tüm potansiyelini ve spor altyapısını anlatan kapsamlı bir sunum gerçekleştirdi. Yanında Spor A.Ş. Genel Koordinatörü Fatih Çağan da vardı. Avrupa Spor Başkentleri ve Şehirleri Federasyonu (ACES Europe) heyetiyle yapılan görüşmelerde Kayseri'nin ulusal ve uluslararası düzeyde elde ettiği başarılar, spor tesislerinin modern yapısı, gençlere yönelik projeler ve şehirde oluşan spor kültürü etkileyici bir biçimde ortaya konuldu.

Aslında bu başvuru, bir şehirden öte bir anlayışın, bir vizyonun ve bir felsefenin yansımasıydı. Çünkü Kayseri, son yıllarda sadece spor yapan bir şehir değil, sporu bir yaşam biçimine dönüştüren bir şehir haline geldi. Bu dönüşümde en büyük pay, kuşkusuz, Dr. Memduh Büyükkılıç'a ait. O, bir hekim titizliğiyle şehrin her bir köşesinde sporu toplumsal bir ilaç haline getirdi. Çünkü biliyor ki, spor yalnızca bir fiziksel etkinlik değildir; aynı zamanda bir ahlak, bir disiplin, bir dayanışma kültürüdür.

Bugün Kayseri'de spora ilgi duyan her yaştan vatandaş için bir alan, bir tesis, bir etkinlik mevcut. Gençler, modern spor merkezlerinde hem bedensel hem zihinsel olarak gelişiyor. Kadınlar, sporun sağladığı sosyal alanlarda bir araya geliyor, hem sosyalleşiyor hem de sağlıklı bir yaşam sürüyor. Engelliler için oluşturulan özel spor alanları, bu şehrin herkese eşit fırsatlar sunduğunun en somut göstergesi. Kısacası Kayseri'de spor artık bir ayrıcalık değil, bir şehir kültürü haline gelmiş durumda.

Bu başarı tesadüf değil. Çünkü Büyükkılıç yönetimi, sporu sistemli bir stratejiyle ele aldı. Şehrin dört bir yanında yapılan tesisler, yürüyüş yolları, bisiklet parkurları, maraton organizasyonları, doğa kampları ve spor festivalleri, artık Kayseri'nin rutin yaşamının bir parçası haline geldi. Uluslararası Kayseri Yarı Maratonu, Erciyes Dağı'nda düzenlenen bisiklet turları, doğa yürüyüşleri ve kayak organizasyonları, sadece yerel katılım değil, küresel ilgi görür hale geldi.

Kayseri, sporun her dalında altyapısını güçlendirirken aynı zamanda büyük bir spor ekonomisi oluşturmayı da başardı. Spor turizmi, artık şehir ekonomisine doğrudan katkı sunan bir sektör haline geldi. Bu, Başkan Büyükkılıç'ın şehir yönetiminde geliştirdiği sürdürülebilirlik anlayışının da bir yansıması. Çünkü onun gözünde spor, yalnızca gençleri kötü alışkanlıklardan uzak tutan bir araç değil; aynı zamanda ekonomik kalkınmanın, sosyal bütünleşmenin ve şehir tanıtımının da en etkili aracı.

Bu yaklaşımın sonuçları da somut verilerle ortada. 2025 yılı içerisinde Kayseri, ulusal ve uluslararası müsabakalarda toplam 393 madalya kazanarak büyük bir başarıya imza attı. Bu madalyalar, sadece sporcuların bireysel başarısı değil; şehrin bütün bir spor ekosisteminin, planlı bir emeğin ve ortak bir vizyonun ürünü. Avrupa Spor Şehri unvanı, Altın Bayrak ile taçlandı ve Kayseri, Avrupa'nın en iyi spor şehirlerinden biri olarak tescillendi.

Büyükkılıç'ın yönetim anlayışı, sporu bir vitrin olarak değil, bir dönüşüm aracı olarak görmesinde yatıyor. O, gençlerin enerjisini doğru yönlendirmeyi, çocukların disiplinli bir yaşam tarzı kazanmasını, vatandaşların sağlık bilincinin yükselmesini öncelik haline getirdi. Onun dilinde spor, sadece bir branş değil, bir hayat felsefesi. Bu nedenle bugün Kayseri'de belediye yalnızca altyapı inşa etmiyor, aynı zamanda bilinç inşa ediyor.

Başkan Büyükkılıç'ın Estonya'daki sunumunda söylediği şu cümle, aslında tüm bu sürecin özeti niteliğinde: "Avrupa Spor Şehri unvanımızı bir adım daha ileriye taşıyarak dünya sahnesinde yer almak istiyoruz. Sporla gençlerimizi zararlı alışkanlıklardan uzak tutmak, sağlıklı nesiller yetiştirmek ve aynı zamanda spor turizmini canlandırarak kent ekonomimize katkı sunmak hedefindeyiz." Bu sözler, klasik bir belediye söylemi değil, stratejik bir vizyonun ifadesi. Çünkü o, Kayseri'nin potansiyelini yalnızca bugünün sınırlarıyla değil, yarının fırsatlarıyla değerlendiren bir yönetici.

Tallinn'deki başvuru, sadece bir belge teslimi değil; bir şehrin dünya sahnesine atılmış imzasıydı. ACES Europe yetkilileri, Kayseri'nin gelişimini dikkatle izliyor. Çünkü bu şehir, Avrupa'daki pek çok kentle kıyaslandığında kısa sürede olağanüstü bir ivme yakaladı. Sporun toplum üzerindeki etkisini artırmak, gençleri bu alanda teşvik etmek ve şehirde bir spor kültürü oluşturmak, Kayseri'nin en güçlü yönlerinden biri haline geldi.

Dünya Spor Başkenti olma hedefi, yalnızca sportif bir başarı olarak görülmemeli. Bu unvan, aynı zamanda bir sosyal proje, bir şehir markası ve bir uluslararası vizyon meselesi. Kayseri bu adımla yalnızca spor alanında değil, şehir tanıtımı, kültürel etkileşim ve turizmde de yeni bir dönemin kapısını aralayacak. Erciyes Dağı'nın karla kaplı zirvesinden, Yamula Gölü'nün sakin kıyılarına kadar uzanan bu şehir, sporun her dalında dünyaya örnek olacak bir organizasyon gücüne sahip.

Büyükkılıç'ın liderliği, bu noktada belirleyici bir rol oynuyor. Onun sakin ama kararlı üslubu, hem şehirdeki kurumlar arası iş birliğini güçlendirdi hem de vatandaşın spora olan ilgisini artırdı. Bugün Kayseri Valiliği, kamu kurumları, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları el ele vererek aynı hedefe odaklanmış durumda. Bu birliktelik, Kayseri'nin başarısının asıl sırrını oluşturuyor. Çünkü bir şehir, ancak ortak akıl ve ortak hedefle büyüyebilir.

Sporun birleştirici gücü, Kayseri'de kendini en net biçimde hissettiriyor. Mahalle aralarındaki sahalardan, uluslararası arenalara uzanan bu başarı hikayesi, bir şehrin nasıl vizyonla büyüyebileceğinin örneği. Kayseri bugün, Avrupa'nın gözünde bir model şehir. Yarın ise muhtemelen dünyanın örnek aldığı bir başarı öyküsüne dönüşecek.

Büyükkılıç'ın yönettiği bu süreçte en dikkat çekici nokta, sporun sadece gençlere değil, her yaştan vatandaşa ulaşması. Belediyenin tesisleri, sabahın erken saatlerinden gece geç saatlere kadar dolup taşıyor. Kadınlar için açılan spor merkezleri, yaşlı vatandaşlara yönelik yürüyüş parkurları, çocuklar için düzenlenen eğitim kampları, engelliler için tasarlanan özel alanlar… Bunların her biri, bu şehrin sporu kapsayıcı bir anlayışla ele aldığını gösteriyor.

Bugün, Kayseri'nin "Dünya Spor Başkenti" olma yolundaki kararlılığı, sadece bir yarışmaya başvuru değil; bir şehir ruhunun dışa vurumu. Kayseri, sadece tesisleriyle değil, bu tesisleri dolduran enerjik, çalışkan ve inançlı insanlarıyla bu unvana zaten layık bir şehir. 2026 yılında sonuçlar açıklandığında, Kayseri'nin isminin bu prestijli unvanla birlikte anılması kimseyi şaşırtmayacak. Çünkü bu şehir, bu başarıyı çoktan hak etti.

Başkan Dr. Memduh Büyükkılıç, bugün yalnızca bir belediye başkanı olarak değil; Kayseri'nin spor tarihine adını altın harflerle yazdıracak bir lider olarak görülüyor. Onun gayreti, vizyonu ve mütevazı kararlılığı, bu şehre sadece madalyalar değil, aynı zamanda bir kimlik kazandırdı. Kayseri artık yalnızca üretimin, sanayinin ve ticaretin merkezi değil; aynı zamanda sporun, gençliğin ve sağlıklı yaşamın da merkezi.

Eğer bu şehir bir gün "Dünya Spor Başkenti" seçilirse, bu sadece Kayseri'nin değil, Türkiye'nin başarısı olacak. Çünkü bu unvan, Türk belediyeciliğinin geldiği noktayı, yerel yönetimlerin vizyonunu ve bir şehir halkının inancını simgeleyecek. Ve o gün geldiğinde herkes şunu diyecek: Kayseri, bir kez daha tarih yazdı.

Kalın Sağlıcakla…

Yazarın Tüm Yazıları

title