Türkiye'de son yıllarda yerel yönetimlerin hizmet anlayışı giderek değişiyor, klasik belediyecilik faaliyetlerinin yanında üretim odaklı projelerin öne çıktığına tanık oluyoruz. Park, bahçe, yol, altyapı gibi temel hizmetler artık vatandaşın zihninde bir belediyenin yapması zorunlu olan çalışmalar olarak görülüyor. Bu noktadan sonra beklenti çıtası yükseliyor: Artık şehirler sadece hizmet değil, üretim, katma değer ve marka arıyor. İşte tam da bu yeni anlayışın en başarılı örneklerinden biri Uşak'ın Eşme ilçesinde karşımıza çıkıyor.
Eşme Belediyesi'nin yeni kurduğu Et Entegre Tesisi şu sıralar Türkiye genelinde adından sıkça söz ettiriyor. Bunun nedeni sadece bir tesis kurulması değil; aynı zamanda kurulan bu tesisin kısa sürede model haline gelmesi, diğer belediyelere ilham kaynağı olması ve bölge ekonomisine doğrudan katkı sunması. Türkiye'nin dört bir yanından, yakın çevredeki büyükşehir ve ilçe belediyelerinden gelen heyetler tesisi yerinde görmek, sistemi incelemek ve örnek almak için adeta sıraya girmiş durumda. Bu durum tek başına bile Eşme için büyük bir prestij.
Bugün birçok belediye, kurduğu HalkEt veya benzeri et satış noktalarının ürünlerini Eşme Et Entegre Tesisi'nden alıyor. Bu bile ülke ekonomisindeki merkeziyetçiliğin kırıldığı, yerelde üretimin güçlendiği yeni bir modelin işareti. Çünkü Eşme yıllardır hayvancılıkla anılan bir şehir. Eşme ırkı koyunları herkes bilir, bu bölgenin en değerli markalarındandır. Yıllardır bölgede ciddi bir hayvancılık potansiyeli vardı ancak bu potansiyel üretime dönüştürülemiyordu. Ürün, şehir dışına gidiyor; katma değer, kâr ve markalaşma başka şehirlere yazılıyordu. İşte tam bu noktada Eşme Belediye Başkanı Yılmaz Tozan'ın vizyonu devreye giriyor.
Göreve gelir gelmez hayvancılığın Eşme için bir kader değil, bir fırsat olduğunu gören Tozan, sektörü sadece ham madde üretimi değil, işlenmiş ürün üretimiyle değerlendiren bir anlayışa yöneldi. Bu vizyonun sonucu olarak bugün sucuk, kavurma, işlenmiş et ürünleri, paketlenmiş et ve benzeri birçok ürün Eşme ismiyle pazarda yer almaya başladı. Ve bu daha başlangıç. Yakında Eşme adını yalnızca hayvan yetiştiriciliğiyle değil, işlenmiş ürün markasıyla da duyacağımız kesin.
Fakat Yılmaz Tozan'ın belediyecilik anlayışı sadece Et Entegre Tesisi ile sınırlı değil. Eşme Belediyesi bugün adeta bir üretim belediyesi haline dönüşmüş durumda. Büyük bir kum eleme tesisi kuruldu. Bu tesis, hem bölgedeki ciddi bir ihtiyacı karşıladı hem de belediyeye önemli gelir sağladı. Ardından kurulan beton santraliyle birlikte belediye artık kaliteli beton üreten ve satan bir kuruma dönüştü. Bu da hem kamu projelerinde maliyet avantajı sağlıyor hem de Eşme ekonomisine doğrudan katkı sunuyor. Yani belediye, hizmet eden değil aynı zamanda üreten, ürettiğini satan, gelir elde eden ve bu geliri yine halk için kullanan bir yapıya büründü.
Daha açık ifade etmek gerekirse, Eşme Belediyesi bugün klasik belediyecilik hizmetlerinin çok ötesinde bir noktaya ulaştı. Belediyecilikte yeni bir model, yeni bir anlayış ortaya koydu: Üreterek kalkınan belediyecilik. Bu tarz projeler sadece ekonomik anlamda değil, sosyolojik anlamda da önemli. Çünkü üretim demek istihdam demektir, istihdam demek göçün azalması demektir, göçün azalması demek şehirlerin geleceğe güvenle bakması demektir.
Elbette belediyenin rutin hizmetleri aksıyor mu diye soranlar olacaktır. Hayır. Altyapı, yol, park, bahçe, çevre düzenlemeleri ve daha birçok faaliyet zaten eş zamanlı olarak yürütülüyor. Ancak bugün artık şehirlerin büyümesi için sıradan olan hizmetlerin ötesine geçmek gerekiyor. Ve Eşme'de tam da bu başarıldı.
Bu nedenle bu yazımda özellikle Yılmaz Tozan'ın çalışmalarına yer vermek istedim. Çünkü kendisi hayalleri olan, bu hayalleri proje üreterek somutlaştıran ve bu projeleri de hizmete dönüştüren bir belediye başkanı profili çiziyor. Bugün birçok belediye ekonomik kriz, mali yetersizlik ya da kaynak eksikliği gibi gerekçelerle üretmekten geri dururken, Eşme tam aksine üretimi merkeze alarak gelir yaratıyor. Ve bu yönüyle Türkiye'deki diğer belediyelere örnek teşkil ediyor.
Bu başarının arkasında güçlü bir vizyon, doğru planlama ve cesur bir yönetim anlayışı var. İşte tam da bu yüzden Eşme örneğinin sadece bir başarı hikâyesi değil, yerel yönetimler adına bir dönüşüm hikâyesi olduğuna inanıyorum. Süreç böyle devam ederse Eşme'nin adını sadece bugün değil, gelecekte de çok daha fazla duyacağız gibi görünüyor.
Bu yüzden hem projelerin hem vizyonun hem de hizmet anlayışının devam etmesini diliyor, Yılmaz Tozan ve ekibini tebrik ediyorum. Eşme'nin bugün attığı adımların Türkiye'deki tüm belediyelere ilham olmasını temenni ediyorum. Çünkü bu ülkenin artık sadece konuşan değil, üreten belediyelere ihtiyacı var.









