Gerçek siyasetçi, makamın gücünden değil, inandığı davanın samimiyetinden beslenir. Çünkü siyaset, koltukta oturmak değil, halkın kalbine dokunabilmektir. İşte AK Parti Kayseri İl Başkanı Hüseyin Okandan da bu anlayışın en güzel örneklerinden biridir.
Zor bir dönemde, hem partinin içinde hem de Türkiye siyasetinde çetin şartlar varken il başkanlığı görevini üstlendi. Ancak o, bu görevi bir yük değil, bir sorumluluk bilinciyle omuzladı. Göreve geldiği günden bu yana ortaya koyduğu performansla, çalışkanlığıyla ve samimiyetiyle farkını kısa sürede hissettirdi. Hüseyin Okandan'ın siyaset anlayışı, "makam için değil, hizmet için mücadele" üzerine kuruludur.
Siyasi hayatına genç yaşlarda başlayan Hüseyin Okandan, AK Parti teşkilatlarında uzun yıllar emek verdi. Gençlik Kolları İl Başkanlığı, İl Yönetim Kurulu Üyeliği, İl Başkan Yardımcılığı ve Kocasinan İlçe Başkanlığı gibi partinin farklı kademelerinde görev alarak, teşkilatın her basamağında sorumluluk üstlendi. Bu görevlerin her birinde, hem teşkilatın dinamiklerini yakından tanıdı hem de AK Parti'nin hizmet anlayışını sahaya yansıtmayı başardı. Yılların birikimi, bugün onun siyasi duruşuna derin bir tecrübe olarak yansıyor.
Kayseri'de teşkilatın her kademesiyle kurduğu sıcak diyalog, partinin enerjisini yeniden yükseltti. İnsanlarla konuşurken yalnızca kulaklarını değil, kalbini de açan bir siyasetçi. Onunla konuşan herkes, bir il başkanından çok, bir dostla sohbet ettiğini hissediyor. Bu yönüyle de partililerin yanı sıra farklı siyasi görüşlerden insanların da gönlünde yer edinmiş durumda.
Geçtiğimiz genel seçimlerde milletvekili adayı olduğunda da aynı samimiyetle çalıştı. Listede seçilmesi zor bir sırada yer almasına rağmen, sanki seçilecek sıradaymış gibi gece gündüz demeden sahadaydı. Çünkü onun için mesele seçilmek değil, davasına katkı sunmaktı. O dönem sergilediği çalışma disiplini, bugün il başkanı olarak gösterdiği başarıların da bir habercisiydi.
Okandan, siyaseti bir kariyer planı değil, bir dava görevi olarak görüyor. Partisine, teşkilatına, en önemlisi de millete karşı sorumluluğunun bilincinde. Onun en güçlü yönü, insan ilişkilerinde gösterdiği içtenlik ve samimiyet. Yüzünde her zaman sıcak bir tebessüm, dilinde yapıcı bir üslup var. Eleştiriden korkmayan, istişareye değer veren, ekip ruhunu önemseyen bir anlayışla çalışıyor.
Bugün AK Parti Kayseri teşkilatı diri, enerjik ve uyumluysa, bunda Hüseyin Okandan'ın çalışma tarzının payı büyüktür. Teşkilatçılığı yalnızca yöneten değil, birlikte çalışan bir anlayış üzerine kurulu. Her bir teşkilat mensubunu değerli gören, "ben" değil "biz" diyen bir yönetim anlayışına sahip. Bu tavrı, hem gençleri siyasete kazandırıyor hem de tecrübeli isimlerin bilgi birikiminden azami fayda sağlanmasını mümkün kılıyor.
Siyaset, samimiyetin en çabuk ölçüldüğü alanlardan biridir. İnsanlar içten olmayanı hemen anlar. Hüseyin Okandan bu sınavı fazlasıyla geçmiş durumda. Halkla kurduğu güçlü bağ, onu yalnızca partililerin değil, Kayseri halkının da benimsediği bir figür haline getirdi. Sözleriyle değil, eylemleriyle inandırıcı bir siyaset yürütüyor. Onu tanıyan herkes, dürüstlüğünden, mütevazılığından ve çalışkanlığından bahsediyor.
Kayseri gibi dinamik bir şehir, ancak enerjik, samimi ve güven veren yöneticilerle büyüyebilir. Hüseyin Okandan bu anlamda Kayseri için büyük bir şanstır. Onun yönetiminde parti teşkilatı yeniden heyecan kazanmış, sahada güçlü bir birlik duygusu oluşmuştur. İlçelerdeki teşkilat ziyaretlerinden vatandaş buluşmalarına kadar her adımında o samimi enerji hissediliyor.
Ben, geçmişte kaleme aldığım bir yazıda, Hüseyin Okandan'ın milletvekili listelerinde seçilebilecek bir sırada yer alması gerektiğini dile getirmiştim. Çünkü onun gayretine, çalışmasına, siyasi duruşuna ve halkla kurduğu samimi bağa birebir tanıklık ettim. Bugün geldiği nokta, o emeğin ve alın terinin bir karşılığıdır. İl başkanlığı görevinde de aynı kararlılığı sürdürüyor.
Onu izlerken, siyasetin sadece kürsüde konuşmak değil, sahada emek vermek olduğunu bir kez daha hatırlıyorsunuz. Kayseri'nin sokaklarında, ilçelerinde, köylerinde, insanlara dokunan, onların derdini dinleyen, çözüm arayan bir il başkanı görmek, siyasetin aslında ne olması gerektiğini gösteriyor.
Hüseyin Okandan'ın hikayesi, aslında bir siyasi başarıdan çok, bir duruşun hikayesidir. Mütevazı ama kararlı, sakin ama güçlü, samimi ama karizmatik bir duruş. Bugün il başkanlığı koltuğunda oturuyor olabilir ama o koltukta oturmak için değil, o koltuğun hakkını vermek için var.
Kısacası, Hüseyin Okandan yalnızca bir il başkanı değil; siyasette inancın, azmin ve samimiyetin ne kadar önemli olduğunu kanıtlayan bir örnektir. Onun hikayesi, genç siyasetçilere ilham olacak nitelikte. Çünkü siyasette asıl olan koltuk değil, gönüllerde yer edinebilmektir.
Ve bugün Kayseri'de, gönüllerde yer etmiş bir isim varsa, o da Hüseyin Okandan'dır.
