Demokrasinin en büyük dayanağı nedir derseniz muhalefettir derim birçok kişi gibi. Peki, muhalefeti iktidar partisi yönetiyorsa.
O zaman tek partili döneme geri mi dönüyoruz diye sorgulayabilir demokrasiye ilişkin kaygılanabilirsiniz.
Özellikle son dönemlerde CHP'ye ve CHP'li belediyelere dönük açılan çeşitli soruşturmalarla mengeneye sıkışıp kalan muhalefet, elindeki belediyeleri kaptırmamak için strateji ve siyaset üretmek yerine kuru politik söylemlerle günü kurtarmaya çalışıyor.
Günü kurtarabiliyor mu? Maalesef ne günü ne de bir öğünü kurtaramıyor.
Neden derseniz, Ekrem İmamoğlu'nun diploması davasıyla başlayan ve hala devam eden, farklı belediyelerde de süregiden, sonu gelmeyen soruşturmalarla artık bırakın adım atabilmeyi adımlarının yükünü bile taşıyamaya gücü kalmadı.
Son olarak İstanbul İl Başkanlığı'na kayyum atanmasıyla CHP içerisinde körüklenen iç hesaplaşma sınavını olabilecek en pespaye biçimde sürdüren ana muhalefet partisi ne Genel Başkanı ne de diğer parti kurmaylarıyla, seçmeninin demokratik tepkilerini örgütleyemiyor ve parti içerisindeki birliği sağlayamıyor.
Malumunuz, 23 yıldır iktidarda olan bir parti, neredeyse kendi ve ortağı MHP dışında kalan bütün parti ve seçmenlerin; iktidar karşıtlığıyla buluştuğu ana muhalefet partisi CHP siyasal tarihinin en niteliksiz en pespaye dönemlerini yaşıyor.
Son olarak İstanbul Esenyurt İlçe kongresinde sahnelenen tekme ve yumruk performansını siyaseten sergilemedikçe CHP eski günlerine zor kavuşur.
Bir de şu aralar ortaya atılan bir iddia var ki şayet doğruysa CHP'nin sonunu daha da hızlandıracak gibi.
Daha önce kimi belediyelerin hem de iddialı belediyelerin, CHP'den Ak Partiye katılınca kopardığı gürültü bu sefer olağanlaşan süreçle beraber kopmayacağa benziyor.
Kanıksadık mı ne?
Bir belediye başkanı ya da milletvekilinin, seçmenine karşı sorumlulukları kimsenin aklına gelmiyor. Siyaseten ilkeli durmak gerektikleri kimse tarafından hatırlanmıyor.
Hatırlansa da iktidarın ve gücünün yanında durma çabası hepsinin üstüne çıkıyor, ilkeymiş, sorumlulukmuş hepsini örtülüyor.
Peki eskiden çok nadir kimi örneklerde gördüğümüz bu hal sürü mantığıyla CHP belediyelerinden bir çoğunu kuşatması seçmene yani halka nasıl yansır?
İzlenmesi ve sorulup irdelenmesi gereken bir sorudur bu.
Parti değiştirip güçten yana tavır değiştirmek seçmeni aldatmaktır. Ama diğer taraftan tutacak kulpu olanların kulpunu kurtarmak için iktidara sığınması, bununla aklanmaya çalışması da daha da kirli bir vaziyeti ortaya çıkarır.
Ne diyor Özgür Özel: Yaptıkları işten emin olmayanlar ve AK Parti'ye teslim olanlar tarihteki yerini aldılar.
Demezler mi yaptığı işten emin olmayanla senin ne işin var.









