Her sene olduğu gibi bu sene de neredeyse 20 milyona yakın Asgari Ücretle çalışanın cebine girecek maaşı belirleyecek komisyon ilk toplantısını yaptı.
Ve malum gelenek bozulmadı ilk toplantıdan karar çıkmadı. 4 gün sonra 18 Aralık'ta yapılacak toplantıda karar çıkar mı hiç sanmıyorum ki geçen sene de 3. Toplantı bile karar çıkmamıştı.
Bu sene de 4. Toplantıya kadar yolu var diye herkesin malumu.
İşçiyi temsilen daha önce komisyonda yer alan Türk-İş komisyonun yapısını eleştirip komisyona katılmayacağını söylemişti, söylediğini de yaptı.
Komisyon toplanmadan önce, işçiyi temsilen komisyona katılmayacağını deklare eden Türk-İş'i kararından caydırıp toplantıya katılması yönünde ikna etmeye çalışan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Türk-İş'e, komisyonda hükümeti temsilen bulunacak temsilci sayısını beşten bire düşürmeyi teklif etti ama Türk-İş bunun bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle resmiyete dökülmesini talep edip bekledi. Bakan Işıkhan tarafından vaat edilen değişiklik resmiyete dökülmeyince Türk-İş kararından vazgeçmeyip 12 Aralık'ta gerçekleştirilen ilk toplantıya katılmadı.
Türk-İş toplantıya katılmasa da Türk-İş Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar'ın eliyle, asgari ücrete dair beklentisini kapalı bir zarfla komisyona iletmeye çalıştı.
Bakan Işıkhan, zarfı ulaştırmak için toplantı yapılan binaya gelen Ağar'ı, zarfı sunması için, toplantı yapılan salona davet ettiyse de Ağar, komisyona katılmış görüntüsü vermemek için bunu kabul etmedi.
20 milyona yakın çalışan eli böğründe yapılacak zammın miktarını beklerken, taraflar Ali Cengiz oyunları ile birbirlerine çalım atmakla meşguldü.
Öyle ki bir Türk-İş yetkilisi çalıma dair "Türk-İş'i toplantıya katılmış gibi gösterecek şekilde tuzak hazırlanmış. Ramazan Bey aşağı inse kendisini komisyon salonunda bulacak, flaşlar patlayacaktı. Neyse ki oyunu bozduk" diye açıklama yaptı.
Peki Türk-İş'in kapalı zarfta komisyona ilettiği rakam neydi dersiniz?
Yüzde 78,8 zamla, 39 bin 525 lira. İşverenin bunu verebilmesi mümkün mü? Değil. Gerçekçi mi? O da değil. Bu rakamla bir işçinin işverene maliyetini yaklaşık 55 bine çıkarmaktan bahsediyoruz.
Türk-İş, tribünlere mi oynuyor yoksa işverenin ocağına incir ağacı mı dikmeye çalışıyor ona da siz karar verin.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Genel Kurulunda işvereni ellerini taşın altına koymaya çağırdı.
Hadi bakalım üç, dört artık hangisinde çıkar karar bekliyoruz. İşçi haklı olarak istiyor, işveren vermem diyor, veremem diyor.
Açlık sınırının 29 bin 828 olduğu yerde, milyonlarca işçiyi o sınırın altında mı bırakacaklar, yoksa makul bir açlıkla mı avutacaklar? Kaynaklar yüzde 30'luk bir zam oranını öngörüyor ki bu da 29 bin 800 lira gibi bir rakama tekabül ediyor. Açlık sınırının bir tık altı yani.









