Futbol ve siyaset ne çok benziyor birbirine farkında mısınız?
Hani şu bildik klişe ifade var ya: Futbol sadece futbol değildir.
Bugün iki gündemin ilk iki sırasını iki seçim kapladı. Biri diğerine haber sayısıyla galebe çaldı.
Futbolda, Türkiye'nin üç büyüklerinden biri, Fenerbahçe Kulübünün olağanüstü seçimli genel kurulu ve Siyasette Cumhuriyetle yaşıt ana ve de daimi muhalefet partisi CHP'nin 22. Olağanüstü Genel Kurultayı.
Haber ağırlığı olarak desek Fenerbahçe CHP'yi ezdi geçti desek yeridir. CHP, Fenerbahçe'nin gölgesinde kalmayı bırakın o gölgede yer bile bulamadı.
Haksız bir ezici gündem işgali mi? Değil kanaatimce.
Fenerbahçe'nin seçiminde 24 bin 393 delege giderken sandığa CHP'de sadece 917 delege vardı. Fenerbahçe'nin seçimi iki başkan arasında kıyasıya bir yarışla heyecanı doruklara çıkarırken.
CHP'nin seçiminde ise tek bir başkan adayıyla seçime gidildi. Maksat konu komşu pazarda görsün muhabbeti. Hani pazarda gördük mü dekor niyetine bir pazarda herkes verilen görevi layıkıyla yerine getirmekle yetindi.
Fenerbahçe 1907 doğumlu, CHP ise Cumhuriyetle yaşıt 1923 doğumlu. Birçok farklılıklarıyla beraber benzer yönleri de var.
Fenerbahçeliler kızmasın ama iktidar olmak ve şampiyon olmak gibi hayallerine ne kavuşabildiler ne de o hayalden vazgeçebildiler.
Türkiye'de siyaset ve spor hep iç içe oldu. Siyaset sporu ve kulüpleri dizayn etmeye çalışırken, kulüplerde siyasi partilerle hep açıktan ya da gizliden dirsek temasında oldu.
İkisi de kitleleri manipüle etmeye, fanatizmle eyleme sürüklemeye ve toplumu uyuşturmaya çalışır. Siyasete göre futbolun kuralları sanıldığı gibi yalın ve basit değildir. Aksine mafyatik ilişki ağları, oynanan her maçta şaibe ihtimalleri, bahisler ve bahisler üzerinden pazara çıkmış gizliden satılıp alınan maçlar.
Siyaset de pek farklı değil futboldan, seçim taktikleri, sandık oyunları, transfer pazarlıkları vs.
Ezcümle belli ki siyasette pek heyecan bırakmadı siyasetçiler. Tek kale maça çevirdiler ki sahada da tek bir takım var.









