Yarın New York'ta düzenlenecek Birleşmiş Milletler toplantısı öncesinde 3 ülkenin, İngiltere, Kanada ve Avustralya'nın Filistin Devleti'ni tanıma kararına ilişkin haberi okuyunca büyük mütefekkir, şair Sezai Karakoç'un o meşhur Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine adlı şiirindeki dizeler geldi aklıma:
Sakın kader deme,/ kaderin üstünde bir kader vardır/ Ne yapsalar boş/ göklerden gelen bir karar vardır/ Gün batsa ne olur,/ geceyi onaran bir mimar vardır/ Yanmışsam, külümden yapılan bir hisar vardır/ Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır/ Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır.
Ne güzel demiş ama: yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır.
3 ülkenin daha Filistin'i tanımasıyla birlikte, Filistin'i devlet olarak kabul eden ülke sayısı 150'ye çıktı. Çok anlamlı olmadığını düşünebilirsiniz ama yanılıyorsunuz.
İsrail'in soykırım ve vahşetiyle başlayan ve kadın, çocuk, yaşlı, demeden, hastane, okul, çadır ayırt etmeksizin devam eden, insanlık tarihinin 21. Yüzyıldaki en büyük terörü, ayıbı ve vicdan sınavı, Hitleri ve Yahudilere dönük soykırımını bahane edip, bu bahaneyle bütün Avrupa'yı haraca İsrail ve yancısı Amerika'nın dünya üzerindeki psikolojik hegemonyası yıkılıyor.
Hangi dine inanıyor ya da inanmıyorsa, insanlığın ortak vicdan ittifakını doğuran bu kanlı vahşet devam ederken, Filistin'in yenildiğini, İsrail'e karşı insanlık ittifakının anlamsız olduğunu söyleyenler elbette vardır.
Ama süreç bize gösterdi ki bugün küresel ölçekte psikolojik üstünlüğünü kaybedenler gün gelecek belki boykot belki de farklı biçimlerde ekonomik üstünlüklerini de kaybedecekler.
Üç ülkenin Filistin'i tanıması Netenyahu'nun belli ki uykularını kaçırmış. Tehditler savurup, "Bekleyin ve görün" diyor ama bekleyip göreceğiz elbette. Fransa'nın da Filistin'i resmen tanıdığını da göreceğiz.
Almanya'dan sonra AB'nin ikinci itici gücü Fransa'nın da Filistin'i tanıması çok önemli bir eşiktir. Neden derseniz, Fransa'nın Filistin'i tanımasıyla birlikte,BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) beş daimi üyesi içerisinde 4 ülke Filistin'i tanımış olacak ve ABD sefil bir katilin destekçisi olarak yalnız kalacak.
Diğer taraftan AB içerisinde Filistin'i tanıyan ülkelerin sayısının artmasıyla, Avrupa Birliği Filistin'de yaşananlara kayıtsız kalamayacak, körlüğe sığınamayacak.
Evet yenilgiye benzese de zafer budur.
