"Hukuk, güç tarafından susturulduğunda, vicdan, nihai karar merci haline gelmelidir."
Gazze'de yaşanan insanlık dramı ve soykırım, yeni bir milat olarak tarihe kaydını düşerken, bundan sonra olabileceklere projeksiyon tutmaya başladı.
Resmi uluslararası kurumların, devlet ve hükümetlerin, yetersiz ve hükümsüz kaldığı süreçte insanlığın orta vicdanından yeni, çıkarsız, hesapsız, oy ve güç kaygısı taşımayan oluşumlar çıktı.
Elinde güç ve silahı barındıran onca devlet ve hükümetin pasiliğine rağmen, yüreğinden başka bir silahı olmayanların, Sumud Filosu ile yola çıkıp tüm vahşetine rağmen İsrail'e karşı Filistin kıyılarına vicdanlarını taşıyanlardan sonra yeni oluşumlar, yeni insani ve vicdani çabalar çıkmaya devam edecek.
Her ne kadar ateşkes ya da barış dense de görülüyor ki İsrail saldırılarına ve insanlığa karşı katline devam ediyor.
O devam ededursun insanlık da ona karşı ayaklanmaktan vazgeçmedi geçmeyecek.
İlkin Londra'da sonra da Saraybosna'da toplana ve finalini de İstanbul'da yapan Gazze Mahkemesi, işte o ortak vicdanın İsrail'e karşı en onurlu dik duruşlardan biri olarak üç gün önce kararını açıkladı.
Dünyanın farklı bölgelerinden küresel bir sivil mahkeme hareketi olarak içinde barındırdığı araştırmacılar, uzmanlar, akademisyenler ve hukukçular, Gazze Mahkemesi adıyla açıkladığı kararında "İsrail, kökleri siyonizmin üstünlükçü ideolojisine dayanan, geniş bir apartheid rejimi içinde, Gazze'deki halka soykırım uyguluyor." İfadelerine yer verildi.
Gazze'den önce ve Gazze'den sonra. Tarihin işaret koyduğu noktada bu milat birçok şeyi değiştirecek. Başta Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Arap Birliği, Afrika Birliği, AGİT, G-8, G-20, NATO, İslam İşbirliği Teşkilatı, İnsan Hakları Mahkemesi olmak üzere,bir çok uluslararası kurum ve kuruluşu misyonlarında samimiyet testine tabi tutmuşve artık bu ve benzer kurumların hiçbir hükümlerinin kalmadığını gün yüzüne çıkarmıştır.
Gazze'den sonra, Gazze Mahkemesi gibi daha sivil, daha samimi ama maalesef ki henüz yaptırım gücü olmayan nice oluşuma zemin oluştu.
Temennim odur ki bu zemin kimi ülkelerin çıkarları doğrultusunda kirletilmesin ve çabasından alıkoymasın.









