Her davanın temelini, dava açılmasına neden olan uyuşmazlık konuları oluşturur. Taraflar arasındaki çekişmeleri, uyuşmazlıkları mahkeme usulüne göre yapacağı yargılama sonunda karara bağlayacaktır. Ancak boşanma davası devam ederken eşlerden birinin ölmesi, tahliye davası devam ederken kiracının evden taşınıp dava konusu yeri teslim etmesi gibi bazı durumlarda ayrıca o davaya uygulanan yasal düzenlemelerin değişmesi nedeni ile görülmekte olan dava konusuz kalabilmektedir.
Davanın konusuz kalması halinde mahkemenin yargılamayı sürdürerek dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu saptaması ve hangi tarafın haksız olarak davanın açılmasına neden olduğuna karar vererek davacı veya davalıyı içinde ücreti vekaletinde bulunduğu yargılama gideri ile mahkum etmesi gerekir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) "Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri" başlıklı 331.maddesinin 1.fıkrasında; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan durumlarda, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği; "Yargılama Giderlerine Hükmedilmesi" başlıklı 332.maddesinde de; yargılama giderlerine, mahkemece resen (yani görevinden ötürü) hükmedileceği; yargılama gideri tutarının, hangi tarafa ve hangi oranda yüklediğini dökümünün gerekçeli hüküm altında gösterileceği; düzenlenmiştir. Davanın konusuz kalması halinde davalının yargılama giderinden sorumlu tutulmaması için yeter ve zorunlu tek şart davanın açılmasına sebebiyet verilmemesidir. (Hukuk Genel Kurulu 18.04.2014 tarihli ve 2013/6 -1850 E, 2015/1180 K.)
Eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ve bazı delegeler tarafından CHP'nin 38. Olağan Kurultayı'na şaibe karıştığı, delegelerin oylarının rüşvet karşılığı satın alındığı gerekçesiyle farklı mahkemelerde açılan bu kurultayın iptaline ilişkin davalar; 42. Asliye Hukuk Mahkemesinde birleştirildi.
Davacılar, 38. Olağan Kurultay'da rüşvet ve oylamaya hile karıştırılmasıyla delege iradesinin sakatlandığını savunarak bu kurultayın iptal edilmesi, yok hükmünde (mutlak butlan) sayılarak Özel ve ekibinin görevden uzaklaştırılması ve eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu yönetiminin görevine iade edilmesi gerektiğini savunuyor ve sonuçta 6 Nisan 2025'te yapılan 21. Olağanüstü Kurultay'ın da iptal edilmesini istiyor.
Bu gelişmelerden sonra Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi:
CHP'nin 21 Eylül'de yapacağı olağanüstü kurultayın durdurulması ve kayyım atanması anlamındaki "tedbir" taliplerini reddetti.
Böylece CHP, hiçbir hukuki engelle karşılaşmadan 21 Eylül'de olağanüstü kurultayını yapma yolları aralamıştı.
Ancak, mahkeme kararları ile olağanüstü kurultayı durduramayan ve olağanüstü kurultaya karşı olup meydan okuyanlar bu kez CHP'nin 22'nci olağanüstü kurulu hakkında verilen ilçe ve il seçim kurulu kararlarını 'tam kanunsuzluk' iddiasıyla YSK'ya taşındı.
YSK, Cumhuriyet Halk Partisinin pazar günü yapılacak olan 22'nci Olağanüstü Kurultayı'nın 'tam kanunsuzluk' nedeniyle iptaline yönelik talebin reddine karar verdi.
CHP ekim ayına ertelenen kurultay davası sonucunda partiye geçici kurul atanması kararının önüne geçmek için 1.000 delegenin imzasıyla 21 Eylül'de olağanüstü kurultay düzenleme kararı almıştı. Sonuç olarak CHP'nin 22'nci Olağanüstü Kurultayını yapması için hiçbir yasal engel kalmadı ve kurultay yapıldı.
Şimdi hukukçuların baskın görüşüne göre yeni genel kurul yapıldığı için Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan davanın konusu kalmamıştır.
Davanın konusuz kalması halinde, mahkeme DAVANIN REDDİNE DEĞİL, esas hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" karar verecektir. Davalı ve davacı arasında uyuşmazlık konusu olmayacaktır. Bu durumda artık o konu hakkında yargılama yapılmasına ve o yargılama sonucunda bir hüküm kurulmasında tarafların "hukuki yararı" kalmayacaktır.
Fakat yukarıda belirttiğimiz gibi davanın konusu kalmasa bile mahkeme davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği için yargılamayı sürdürecektir.
Söz konusu davada davacı isteminden vazgeçmeyeceğine, CHP de davacı tarafın haklı olduğu anlamına geleceği için yargılama giderlerini kabul etmeyeceğine göre yalnızca yargılama giderleri konusunda, hangi tarafın haklı olduğuna mahkeme karar vermek zorunda olup, davayı sonuna kadar sürdürmek zorundadır.









