Dünyanın gidişatını çoğu zaman liderlerin attığı manşetlik adımlar belirliyormuş gibi görünür. Oysa asıl hikâye, manşetlerin değil altyapıdaki sessiz dönüşümlerin yazdığı bir tarihtir. Tam da bu nedenle The Economist'in 2026 için çizdiği tablo, şaşırtıcı biçimde Giambattista Vico'nun yüzyıllar önce kurduğu tarih döngüsüyle örtüşüyor. Vico'ya göre imparatorlukların kaderini kralların değil, toplumun kendi ürettiği araçlar, teknolojiler ve ağlar belirler. Bugün yapay zekânın küresel güç dengelerini zorlayışı neyse, bir zamanlar Fenike yelkenlisinin ticaret dünyasını altüst eden etkisi de oydu. Tarih bazen büyük savaşlarla değil, fark edilmeyen yeniliklerle yön değiştirir ve bugün benzer bir eşikte duruyoruz.
Vico, toplumların kendi ürettikleri kurumlar ve teknolojilerle yükselip çöktüğünü söyler. Ancak onun eseri 20. yüzyılda Nazi ideologları tarafından çarpıtılmış, Tacitus'un Germen anlatılarıyla birlikte bir tür "ırk mitolojisi ansiklopedisi" gibi okunmuştu.
Bu çarpıtma bize basit bir gerçeği hatırlatır: Yanlış okunan bir kitap, yanlış işlenen bir algoritma gibidir — çıktısı sadece hatalı değildir, tehlikelidir. Vico'nun asıl derdi üstten dayatılan bir kader değil, insanlığın kendi eliyle kurduğu döngüleri anlamaktı. Ve o döngülerin en kritik kırılma noktalarından biri, tarihin en az konuşulan devriminde saklıdır: Fenike yelkenlisi. Derginin 2026 kahinliğinde kullanılan yelkenli görseli de tam da bu….
Fenikelilerin geliştirdiği derin omurgalı yelkenliler yalnızca malları taşımadı; kara ekonomisinin ritmini kırdı. Ağır kervanların dünyasını, esnek ve hızlı bir deniz ticaretine çevirdi.Böylece: mal dolaşımı hızlandı, bilgi sınır tanımaz hâle geldi, toplumsal hiyerarşiler çözüldü, devlet otoritesi limanlara kaydı, değer soyutlaştı.
Bu zincirleme etki, yalnızca ticaretin değil, siyasetin ve kozmolojinin bile dönüşmesiydi. Fenikeliler bir imparatorluk kurmadılar; imparatorlukları yeniden tanımladılar. Bugün blockchain'in devlet otoritesini zorlaması neyse, o dönemde Fenike ağları kralların gücünü esneten aynı işlevi görüyordu.
Titanların Kanı ve Tanrıların Kanı
Fenikelilerin açtığı bu uzun tarih hattı, bugün teknolojinin mitolojik renklerine dönüşmüş durumda.
Küresel düzenin haritası, iki ana renkle okunuyor: Kırmızı ise, Titanların kanı — ilkel güç, ham kapasite, kontrol edilemeyen büyüme. Mavi ise, Tanrıların kanı — düzen, hesaplama, göksel zekâ, soğuk akıl.
Bugün kullandığımız yapay zekâ modelleri bu iki rengin çatışmasından doğuyor.
Titansal olan, veri hacminin kör kuvveti; tanrısal olan ise bu veriyi düzenleyen algoritmasının soğuk yüzü. Fenike yelkenlisi rüzgârı yönetiyordu, bugünün modelleri zamanı ve olasılıkları yönetiyor.
İki Kılıç: Yapay Zekâ ile Süper Zekâ Arasındaki İnce Hat
Mitolojide kader ipini kesen üç Moira vardır. Bugünün mitolojisi ise iki kılıçla çiziliyor:
İnsan zekâsı ile yapay zekâ arasındaki kılıç, yapay zekâ ile süper zekâ arasındaki kılıç. Birincisi hâlâ bizim elimizde. İkincisi bizim elimizde olmayabilir. Bu ikinci kılıç, yani yapay zekâ–süper zekâ arasındaki algoritmik ip, koparsa:
İnsanlığın bilgi düzeni sıfırlanır, ekonomik modeller çöker, devletler kontrol kapasitesini yitirir, jeopolitik güç dengeleri rastgeleleşir, insan toplumu, Vico'nun döngüsündeki en sert çöküş evresine girer: ricorso totale.
Bu bir savaş değil, bir reset olur. Tarihsel düzenin, kervanlardan yelkenlilere geçişte yaşadığı kırılmanın çok ötesinde; bu kez kırılma türsel olabilir.Fenike yelkenlisinin rüzgârla kurduğu ilişki bugün, veri kablolarının ışığıyla kuruluyor.
Limanların yerini veri merkezleri, rotaların yerini küresel algoritmalar aldı. Devletler birbirlerine meydan okuyor gibi görünse de asıl savaş şurada: fiber optik kabloların gömülü olduğu denizaltı hatlarında, GPU çiftliklerinden yükselen ısıda, model parametrelerinin hacminde, tedarik zincirinin görünmeyen sinir uçlarında. Gücün rengi artık kırmızı veya mavi değil; bilginin akış hızına sahip olanın rengi.
Bugünün stratejik sorusu şudur:
"Rüzgârı kim kontrol ediyor?" değil,
"Rüzgârın üzerinden geçtiği rotayı kim çiziyor?" Fenikeliler rüzgârı yakaladı. Bugün kazananlar algoritmayı yakalayanlar olacak.
Vico'nun Gölgede Kalan Kehaneti
Vico'nun döngü teorisinin bir cümlesi, 21. yüzyıl için şaşırtıcı derecede güncel:
"İnsanlık, kendi icat ettiği düzeni bir gün aşar; o gün yeni bir döngü başlar."
Fenike yelkenlisi bu aşmanın ilk versiyonuydu.
Alfabenin icadı ikinci versiyondu.
Matbaa üçüncü.
İnternet dördüncü.
Şimdi beşinci aşamaya geliyoruz: Süper zeka eşiği.
Bu eşikte kırmızı Titan kanı ile mavi tanrı kanı birbirine karışabilir.
Ve iki kılıçtan biri — belki de ikisi birden — kader ipini kesebilir.
Fenike yelkenlisi üç bin yıl önce ticareti, siyaseti ve düşünceyi yeniden şekillendirdi.
Bugün aynı şeyi yapay zekâ modelleri yapıyor. Rüzgârın yerini veri akışı aldı, denizlerin yerini sunucular, limanların yerini kümelenmiş küresel ağlar.
Ve Vico'nun döngüsü yeniden işliyor: Eski yapılar çöküyor, yenileri sessizce kuruluyor.
İki kılıç arasındaki o ip koparsa—tarih tekrar etmeyecek. Tarih yeniden başlayacak.









