Fatma Ece Gödeoğlu

Tarih tekerrür etmez, ama kafiyelenir

19.10.2025 14:51
Haber Detay Image

Tarih, matematiksel bir kesinlikle tekrar etmez ama finans dünyasında ritim hiç değişmez. 1873'te Viyana Borsası'nın çöküşüyle başlayan "Uzun Depresyon" nasıl bir çağın ekonomik sınırlarını çizdiyse, bugün 2025'te de küresel sistem benzer bir denklemle karşı karşıya: sermaye birikimi, likidite bolluğu, aşırı güven ve ardından gelen kırılma.

1873'ün Viyana'sı ile 2025'in Dijital Ekonomisi

19. yüzyılın ikinci yarısında sermaye "demiryolları"na akıyordu; bugün "veri yollarına", yani dijital altyapılara, yapay zekâ platformlarına ve kripto paralara akıyor.

O günün yatırımcıları demiryolu şirketlerinin her şehri birbirine bağlayacağına inanıyordu; bugün ise yatırımcılar yapay zekânın her sorunu çözeceğine inanıyor.

İki dönemde de ortak unsur aynı: teknolojik ilerleme üzerinden sınırsız büyüme inancı.

Ancak her teknoloji devrimi, önce bir "balon" yaratır, ardından ekonomik bir arınma dönemini getirir. 1873'te bu balon gayrimenkulde patladı; 2008'de mortgage piyasasında; 2025'te ise belki "dijital varlıklar" ya da "yapay zekâ hisseleri" üzerinden benzer bir kırılganlığa sürükleniyoruz.

Altın Standardı ve Bugünün Dolar Standardı

Viyana çöküşü, altın standardına geçişin getirdiği parasal sıkışmayla derinleşmişti.

Bugün dünya, benzer bir sıkışmayı dolar standardı üzerinden yaşıyor. ABD Merkez Bankası'nın faiz politikası, 19. yüzyılın altın rezervleri kadar belirleyici hâle geldi.

Paranın küresel akışı yine bir merkezde toplanıyor, çevre ekonomiler ise bu dalgalanmalara karşı savunmasız kalıyor.

Tıpkı 1873'teki gibi, sermaye en küçük güven kaybında merkezden çevreye değil, çevreden merkeze kaçıyor. Viyana'dan Berlin'e, Berlin'den Londra'ya giden para; bugün İstanbul'dan, Buenos Aires'ten veya Delhi'den New York'a akıyor.

"Likidite Bolluğu" Yanılsaması

1870'lerde bankalar "herkes kazanıyor" yanılsamasını körüklüyordu.

Bugün aynı rolü algoritmik işlem platformları, sosyal medya yatırım grupları ve kripto borsaları üstleniyor. Ancak sermayenin dijitalleşmesi, krizi ortadan kaldırmıyor —sadece hızını artırıyor.

Bir zamanlar borsadaki panik birkaç günde yayılırken, şimdi mikrosaniyeler içinde küresel paniğe dönüşüyor. Tarihsel denklem, biçim değiştirip yeniden yazıldı:

  • 1873: Bilgi eksikliği › Güven kaybı › Çöküş
  • 2025: Bilgi fazlalığı › Belirsizlik › Dijital çöküş
  • 1873'ün Uzun Depresyonu, 2025'in Uzun Belirsizliği

Viyana çöküşü sonrasında gelen "Uzun Depresyon" (1873–1896), düşük büyüme, deflasyon ve toplumsal huzursuzluk dönemiydi. Bugün dünya, "Uzun Belirsizlik Çağı"na girmiş durumda:

  • Küresel borç 350 trilyon doları aştı,
  • Teknoloji balonları genişliyor,
  • Jeopolitik dengeler kırılganlaştı,

Üretim merkezleri yeniden tanımlanıyor. Kapitalizmin 19. yüzyıldaki sınırları mekânsaldı —yeni topraklar aranıyordu. 21. yüzyılda sınırlar artık bilişsel: yeni veri alanları, sanal ekonomiler, yapay zekâ ağları... Ama denklemin temeli aynı: sonsuz büyüme arzusu, sınırlı kaynak gerçeğiyle çarpışıyor.

Viyana'dan Silikon Vadisi'ne

Viyana borsasındaki çöküş, Avrupa burjuvazisinin ekonomik hayallerini yıktı.

Bugünün dijital ekonomisi de "herkes yatırımcı olabilir" mitini taşıyor —ta ki algoritmalar bir sabah panik moduna geçene kadar.

Tarih yine fısıldıyor: "Sistemi yıkan, krizin kendisi değil; insanların inançlarının kırılmasıdır." 1873'te olduğu gibi bugün de finans, rasyonel değil psikolojik bir oyundur.

Likiditenin, güvenin ve algının kırıldığı anda, her çağ kendi "Viyana Günü"nü yaşar. 1873'te çanlar Viyana için çalmıştı. Tarih susmuyor; sadece yeni bir dille aynı uyarıyı yineliyor: "Bu sefer farklı değil."

Yazarın Tüm Yazıları

title