Bazen bir etkinlik yalnızca bir toplantı değildir; bir camianın birikmiş sorularının, yıllardır ertelenen beklentilerinin ve belki de en önemlisi, görünür olmak isteyen bir mesleğin iç sesi hâline gelir. Rami Kütüphanesi'nde düzenlenen "Kadın Psikologlar Konuşuyor" buluşması tam da böyle bir ses yükselişiydi.
AK Parti İstanbul Kadın Kolları Başkanı Saliha Demirer tarafından organize edilen, Ak Parti Ankara Milletvekili ve Grup Başkanvekili Dr. Leyla Şahin Usta'nın da katılımıyla gerçekleşen toplantı, yalnızca bir protokol etkinliği değil; mesleki sorunların, politik gerçeklerin ve sahadaki deneyimlerin aynı masada buluştuğu bir yüzleşme gibiydi.
Psikologların yıllardır konuştuğu ama çoğu zaman duyulmadığını düşündüğü pek çok başlık nihayet ağırlığıyla gündeme taşındı. Yeni yönetmelik… Eğitim kontenjanları… Aldığı ücretle özel üniversite kapısında çaresiz kalan genç meslek adayları… Ve elbette, 15 yaş altı sosyal medya sınırlaması tartışması.
Bu soruya Dr. Usta'nın verdiği yanıt önemliydi:
"Sınırlama, dayatmacılığa dönüşebilir. Ailelerin gözetim kapasitesini artırmak daha doğru olur."
Siyasetin genellikle sert çizgilerle düşünmeye alışık olduğu bir alanda bu esneklik, kulağa basit bir cevap gibi gelmeyebilir; oysa çocukluk ve ergenlik psikolojisini bilen herkes bu nüansın neden kıymetli olduğunu çok iyi anlar.
Bunun yanında Saliha Demirer'in, kamu üniversitelerinde klinik psikoloji yüksek lisans kontenjanlarının artırılmasına dair fikri, adeta salonda bir ferahlama etkisi yarattı. Çünkü bugün özel üniversitelerde milyonları bulan eğitim ücretleri yalnızca bir ekonomik mesele değildir; doğrudan doğruya eğitimde sınıfsal uçurumu derinleştiren, mesleğin geleceğini yapay bir seçiciliğe mahkûm eden bir sorun hâline gelmiştir.
Rami'deki tartışmalar, bir noktada şunu gösterdi:
Psikoloji camiası, dağınık bir kitle değil; ortak sorunları olan, güçlü bir örgütlenme potansiyeli taşıyan bir topluluk.
Ve kadınların öncülük ettiği bu buluşmada, konuşulan her sözün tonu daha eşitlikçi, daha kapsayıcı ve daha çözüm odaklıydı.
Belki de etkinliğin en değerli yanı buydu:
Politikacıların hazır cevap diplomatik diliyle değil, gerçekten sahayı anlamak isteyen bir merakla konuşmaları…
Psikologların, "Yıllardır bunu söylemek istiyorduk" hissiyle sorular sorması…
Ve kimsenin kimseden kaçınmadığı, her detayın özenle düşünülmüş olduğu bir atmosfer.
Bir etkinlik biter, insanlar dağılır; fakat bazı buluşmalar hafızada kalır. Çünkü orada kurulan cümleler, sadece salonda değil, mesleğin geleceğinde yankılanmaya devam eder. Rami'deki buluşma da tam olarak böyleydi.
Emeği geçenlere, davet edenlere ve ses veren tüm meslektaşlarıma içten bir teşekkürler…
