Emre Sağıroğlu

Bir anadolu şenliği ve mezopotamya'nın sofraları

29.09.2025 14:12
Haber Detay Image

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen Anadolu Şenliği kapsamında Güneydoğu Anadolu'da eşsiz bir gastronomi yolculuğuna çıktık. Yüzyıllardır kuşaktan kuşağa aktarılan, kimi zaman unutulmaya yüz tutmuş, kimi zaman ise farklı yorumlarla yeniden hayat bulan reçetelerle karşılaştık. Osmanlı'dan günümüze taşınan bu lezzetler, adeta birer kültürel miras hazinesi…

Şenlik; Hakkâri, Tunceli, Şırnak, Bingöl ve Bitlis olmak üzere beş etapta gerçekleşti. Dikkat çekici olan nokta şuydu: Aynı yemek ismi farklı illerde karşımıza çıkıyor, fakat her şehrin yorumu bambaşka tatlar sunuyordu.

Bitlis'te tattığım Keledoş, adeta bir rüya gibiydi. Yine Bitlis'te içtiğim Avşar Çorbası, büryan kemiklerinden süzülen eşsiz aromasıyla damağımda unutulmaz bir iz bıraktı. Şırnak'ta ise mumbar ile bölgenin karakteristik mutfak ruhunu hissettim. Tunceli'den Bingöl'e, Bitlis'ten Şırnak'a uzanan yolculuğumuzda karşıma çıkan Kengel, Anadolu'nun saklı lezzetlerinden biri olarak hafızama kazındı.

Yalnızca mutfak değil; bölgenin doğal ve kültürel zenginlikleri de etkileyiciydi. Nemrut Dağı'nın krater gölü, tam anlamıyla gizli bir cennet gibiydi. Mardin'e geçtiğimizde ise Beyazsu Nehri'nin manzarası, dünyada eşi benzeri olmayan bir görsel şölen sundu.

Bu etkinliklerin, bölge halkı için ne kadar gerekli ve değerli olduğunu yerinde görmek mümkün oldu. 35 yıla yaklaşan gastronomi tecrübemle, uluslararası başarılar kazanmış farklı şef dostlarımla birlikte düzenlediğimiz workshoplar yoğun ilgi gördü. Kültür ve Turizm Bakan yardımcılarından, Valilere, belediye başkanlarından, komutanlara yerel halka kadar herkesin içtenliği ve samimiyeti, bölgede yıllardır süren soğuk iklimin yerine umut ve sıcaklık kattı.

Bu süreçte yanımızda olan şef dostlarımı da anmadan geçemem:

  • • Erdi Göktaş Şef (Mardin)
  • • Murat Şef (Bitlis)
  • • Şahin Şef (Şırnak)
  • • Zeki Karaaslan Şef (Şırnak)
  • • Osman Şef (Bingöl)

Onların hem mutfak bilgisi, hem de misafirperverliği bu yolculuğu daha da özel kıldı.

Sonuç olarak, bu etkinlik yalnızca bir festival değil; Anadolu'nun gastronomik mirasını dünyaya tanıtabilecek bir kültür köprüsü oldu. Bir dahaki sefer daha profesyonel, daha kapsamlı ve uluslararası basının da ilgisini çekecek ölçekte yapılacağına olan inancım tam.

Çünkü bu toprakların lezzetleri, dünyaya anlatılmayı hak ediyor.

Yazarın Tüm Yazıları

title