Tiyatro sahnesi, bir sanatçının yalnızca yeteneğini değil; disiplinini, cesaretini ve emeğini de gözler önüne serer. Bu anlamda, Çağla Şikel'in "7 Kocalı Hürmüz" oyunundaki performansı son dönemde en çok konuşulan işlerden biri oldu. Kimileri övgüyle bahsetti, kimileri ise Elife Yılmaz gibi "sesiyle bilinen biri değil" diyerek küçültücü yorumlarla sahne emeğini gölgelemeye çalıştı. (Kendisi de sunuculuk veya magazin yorumculuğuyla bilinen biri değil ama yapıyor)
Oysa burada görmemiz gereken şey çok daha derin... Çağla Şikel, bu rolüyle sadece sahneye değil, sanata olan saygısını da ortaya koyuyor.
Unutmayalım; Şikel sıradan bir televizyon yüzü değil, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı mezunu bir sanatçı. Dansla, müzikle, tiyatroyla yoğrulmuş bir geçmişe sahip. Sahne üzerindeki zarafeti, beden diline hâkimiyeti, jestlerdeki doğallığı bu kökenin bir yansıması. Hürmüz karakterine kattığı enerji, yalnızca bir oyunculuk değil; yılların disiplininin sahnede vücut bulmuş hâli.
Peki, neden bir sanatçının başarısı söz konusu olduğunda hemen sesi, görüntüsü ya da özel hayatı üzerinden konuşmaya başlıyoruz?
"Sesiyle bilinen biri değil" gibi ifadeler, aslında sanatı bütün olarak görememenin bir sonucu. Tiyatro bir ekip işidir; kimi zaman seslendirme, kimi zaman dans, kimi zaman ışık bile sahneyi tamamlar. Bu tür teknik detaylara takılmak yerine, ortaya çıkan bütün emeğe odaklanmak çok daha adil bir yaklaşımdır.
Çağla Şikel'in sahne performansı, tiyatroda dansın, mimiklerin ve enerjinin nasıl bir arada var olabileceğini gösteriyor. Onun sahnedeki varlığı, klasik anlamda oyunculuğun ötesinde bir "sanat icrası." Bu yüzden izleyici, onun sahnede belirişiyle birlikte o dünyanın içine çekiliyor.
Ancak toplum olarak hâlâ "kıskanmak" ile "eleştirmek" arasındaki farkı karıştırıyoruz. Yapıcı eleştiri, sanatı büyütür; yıkıcı yorum ise sadece emeği küçültür. Gerçek eleştiri bilgi ister, gözlem ister, niyet ister. Kıskançlıkla söylenen sözlerse sanatın değil, egonun ürünüdür.
Sanatçının emeğine saygı duymak, aslında hepimizin sorumluluğu. Çünkü o sahnede gördüğümüz şey, yalnızca iki saatlik bir oyun değil; yılların eğitimi, sayısız prova, fiziksel yorgunluk, duygusal yoğunluk ve sonsuz bir adanmışlık. Çağla Şikel bu emeği gösteriyor. Bunu takdir etmek, sadece bir kişiyi değil, sanatı da yüceltmek anlamına gelir.
7 Kocalı Hürmüz'de parlayan şey, sadece Çağla Şikel'in güzelliği ya da enerjisi değil; kocaman bir emek...
Ve belki de artık sanatçılara bakarken biraz daha saygılı, biraz daha yapıcı olmayı öğrenmemiz gerekiyor. Çünkü kıskançlık hiçbir zaman alkışlanmaz ama emek her zaman alkışı hak eder.









