Merneptah'ın zafer anıtı ve Filistin (bal ve süt akan topraklarda bitmeyen kavga)
Tarih boyunca bir çok savaşın, işgalin ve kargaşanın hüküm sürdüğü "Filistin" denen topraklar esas itibariyle, Suriye ile Mısır ve Akdeniz ile Şeria nehri arasında kalan topraklardır. Şeria nehrinin döküldüğü Ölüdeniz de (Lut gölü) Filistin'in doğu sınırına dahildir.
Filistin kıyı şeridinde bulunan Gazze'de tropikal bir iklim mevcutken kuzeyden güneye Necef çölüne doğru yağışlar hızla düşer ve hava nerdeyse sıfırın altına düşer.
Bölgenin bu durumu yani yağış miktarı ekilebilir toprakların sınırlarını ortaya çıkarır.
Yağış demek, bitkilerin yeşermesi, yeşeren bitkilerde tüm canlılar için varolmanın nedenidir.
Bu nedenle olsa gerekir Kitâb-ı Mukaddes'in yani Tevrat'ın birçok yerinde Filistin için "süt ve bal akan diyar" denilmiştir.
Bölge bitki zenginliğine kıyasla yer altı servetleri bakımından yoksul olup en dikkate değer kaynağı Ölüdeniz'den elde edilen tuz ve yan ürünleridir. Özellikle güney kısımlarda az miktarda petrol, fosfat, bakır, demir, uranyum, manganez, kireç taşı ve sülfür bulunur.
Adını, milattan önce XII. yüzyılda Kavimler göçü sırasında deniz yoluyla Girit'ten buraya gelen Filistler'den alır.
Filistler Hint-Avrupai kökenli bir millet olup, antik Mısır kaynaklarımda bu kavmin adı "prst" olarak geçer. İbraniler tarafından "Palestim" diye nitelenen Filistinliler hemen hemen İbranilerle aynı zamanda bölgede varlıklarını göstermeye başlamışlardır.
Tarih öncesi devirlerden itibaren çeşitli kavimlerin göçlerle gelip yerleşmesine ve bunlara karşı harekete geçen başka üstün güçlerin pek çok istila ve fetihlerine maruz kalmıştır.
Mısır Krallığı'nın 19. Hanedan firavunlarından Merneptah'ın (MÖ 1213–1203 civarı) hükümdarlığı dönemine ait olan ve genellikle Merneptah Steli veya İsrail Steli olarak bilinen Zafer Anıtı ise, İsrail adının geçtiği bilinen tek ve en eski arkeolojik kaynaktır.
1896 yılında Mısır'ın Teb şehrinde Flinders Petrie tarafından keşfedilen bu devasa granit dikilitaş, sadece firavunun askeri zaferlerini ilan etmekle kalmaz, aynı zamanda tarihçilik ve Kutsal Kitap arkeolojisi açısından dönüm noktası teşkil eden bir ifadeyi de barındırır
"Aşkelon ele geçirildi; Gezer zapt edildi; Yanoam yok oldu; İsrail harap oldu, artık tohumu yok." Sözlerini içeren bu anıtın metni büyük ölçüde şiirsel bir dille yazılmıştır ve Merneptah'ın tanrıların yardımıyla kazandığı zaferleri yüceltir. Metnin sonuna yakın bir bölümde, Libyalılara karşı kazanılan zaferin ardından Merneptah'ın Kenan bölgesine düzenlediği seferlerden kısaca bahsedilir ve bölgedeki üç şehir devletinin (Aşkelon, Gezer, Yanoam) fethedildiği anlatılır.
Yahudi tarihinin en üzücü ve ızdırap verici olaylarından birisi olan "Babil Sürgünü M.Ö.6 yy) ve diğer birkaç sürgünün nedenleri arasında Filistinlilerin ayaklanmaları ve isyan girişimleri yer almaktadır.
O tarihten bugüne özellikle Osmanlı imparatorluğun dağılması sonrasında İngiltere dışişleri bakanlığı tarafından 1917 yılında yayınlanan Balfour Deklarasyon'u ile hız kazanan ve 1948'te İsrail devletinin kurulması ile bütün Ortadoğu'yu saran İsrail-Filistin kavgasının tarihsel kökleri bu şekildedir.
Gerek ideolojik gerçekse dinsel açıdan bakıldığında bu kavgalar kolay kolay bitmeyeceğive daha uzun yıllar devam edeceğini tahmin etmek hiçte zor olmayacaktır.









