Bilim adamları 100 yıl öncesine ait dev Saturn megafırtınalarının gizemli "radyo sinyallerini" Dünya'ya ilettiklerini iddia etti

Satürn'deki megafırtınalar, 100 yıl öncesine radyo sinyalleriyle Dünya'ya iletildi. Bilim insanları, bu radyoaktif etkiyi anlamada zorlanıyor. Radyo teleskopu ile yapılan gözlemler, amonyak gazı izleriyle dev fırtınaların tespitini sağlıyor. Bu gizemli olay, gezegeni ve atmosferini daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir.
Bilim insanları, 100 yıl öncesine ait dev Saturn megafırtınalarının gizemli "radyo sinyallerini" Dünya'ya ilettiklerini açıkladı. Bu megafırtınalar, gezegeni radyoaktif izlerle etkiliyor ve bilim insanlarını nedenini anlamak konusunda şaşkına çeviriyor.

Bilim insanları, Dünya'da bir radyo teleskopuyla genellikle sakin görünen Satürn'ü incelediğinde, gezegen 130 yıl kadar öncesine ait radyoaktif izlerle parlıyordu. New Mexico'da bulunan Çok Büyük Dizi radyo teleskopu kullanılarak elde edilen bu radyo sinyalleri, Science Advances dergisinde 11 Ağustos'ta yayınlanan bir çalışmada paylaşıldı.
Radyo teleskobu, 1876'dan bu yana kaydedilen altı adet Satürn megafırtınasının kimyasal izlerini gözler önüne serdi; hatta potansiyel olarak yeni bir fırtına bile keşfedildi. Bu radyoaktif izler, genellikle yüksek miktarda amonyak gazı konsantrasyonu olarak ortaya çıkıyor.

Megafırtınaların neden radyoaktif izler bıraktığı henüz net değil. Saturn, yaklaşık olarak %94 hidrojen ve %6 helyumdan oluşan bir gaz gezegenidir. Ancak metan ve amonyak gibi diğer maddeler de bulunur.
Bu megafırtınaların uzun süre boyunca etkili olması ve gezegenin etrafını saran büyüklüğü gibi özellikleri bilim insanları için hâlâ bir gizem. 2010'daki bir megafırtına örneğin 200 gün kadar sürebilirken, Saturn her 20-30 yılda bir sık sık megafırtınalar yaşar.
Radyo sinyalleri bilim insanlarını şaşırtsa da, bu keşif aslında Saturn'u daha iyi anlamak için önemli bir adım. Bu çalışmada yer alan bilim insanları, radyo gözlemlerinin gezegenin dinamik süreçleri, kimyasal değişimler ve bulut oluşumu gibi faktörleri anlamada nasıl yardımcı olabileceğini belirtiyorlar.

Michigan Üniversitesi'nden yardımcı doçent Cheng Li, bu keşfin gazla kaplı gezegenleri anlamak konusunda sınırları zorlayacağını ifade ediyor. Bu keşif, güneş sistemi içindeki en büyük fırtınaların mekanizmalarını anlamak için kasırgalar teorisini daha geniş bir perspektifte ele almamıza yardımcı olabilir.





















