Toprağımızı Vermiyoruz Mitingi: Türkiye'nin Geleceği Tehdit Altında

Güncelleme:
Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

Muğla Menteşe'de düzenlenen 'Toprağımızı Vermiyoruz' mitinginde DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın, madencilik faaliyetlerine zeytinlik açılmasının Türkiye'nin geleceği için büyük bir tehdit olduğunu belirtti. Katılımcılar, haklarını korumak için birlik olmaya çağırdı.

(MUĞLA) - Muğla Menteşe'de düzenlenen "Toprağımızı Vermiyoruz" mitinginde ANKA Haber Ajansı'na konuşan DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın, "Bu mesele Muğla'nın meselesi değil. Bu mesele Türkiye'nin geleceği meselesi. Havamız, suyumuz, toprağımız kirlendikten sonra inanın sağlıklı yaşama şansımız kalmayacak. Her birimizi teker teker sağlıksız bir şekilde ölüme mahkum edecekler bunlar" dedi.

Türkiye'nin 30 ilinden gelen köylülerin oluşturduğu "Toprağımızı Vermiyoruz Platformu", zeytinliklerin madencilik faaliyetlerine açılmasını da öngören düzenlemeyi protesto etmek için Muğla'nın Menteşe ilçesinde "Haklarımızdan vazgeçmiyoruz, toprağımızı vermiyoruz" mitingi düzenledi.

Mitinge katılan DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın, ANKA Haber Ajansı'na değerlendirmelerde bulundu.

Yurttaşların Maden Yasası'na yönelik tepkilerine işaret eden İbrahim Akın, şunları söyledi:

"Bu tepkilerini bir çaresizlik haliyle de öfkeli olarak ifade ediyorlar. Özellikle de Akbelen'de 151 tane zeytinliğin üzerinde zeytin varken taşınması çok kötü olmuş durumda. Özellikle Zehra teyzenin ölümünden bir gün sonra aynı yerde o zeytinleri taşımak tam bir katliamcı anlayışı ifade ediyor. Çok ciddi tepkileri var. Biz bu yasa karşısında bütün muhalefet ilk kez tarihsel olarak bir iş yapıyoruz. Bunun çok kıymetli olduğunu düşünüyoruz. 266 milletvekili imzasıyla yaptığımız itirazın bir an önce Anayasa Mahkemesi'nde yürütmeyi durdurmayla sonuçlanmasını arz ediyoruz. Muğla'nın tepkisinin bütün Türkiye'deki gibi birlikte örgütlenmesi gerekiyor. Değilse sadece Muğla, Yatağan, Milas'la bu sorunun çözülebileceğini düşünmüyoruz. Tam aksine Türkiye ortak hareket etmeli, birlikte davranmalı ve bu yasa karşısında engelleyici rolünü, gereğini yapmalılar. Çünkü inanın 12 Eylül Anayasası'na rağmen şu anda Anayasa'nın bize verdiği yetkiler var. Bunu bilerek ve isteyerek yaptılar. Anayasa'ya aykırı olduğunu biliyorlar ama bir an önce bunu hayata geçirip talan siyasetini gerçekleştirmek istiyorlar.

O bakımdan bu birliktelik bizim için çok kıymetli, ortak davranış çok kıymetli. Bunun devam etmesini istiyoruz. Balıkesir, Çanakkale, Diyarbakır, Şırnak her yerde. ve sonra Anayasa Mahkemesi'nin önüne gidip 'Bunu artık durdurun' demek istiyoruz. Buradan bütün yurttaşlarımıza seslenmek isterim ben. Bu mesele Muğla'nın meselesi değil. Bu mesele Türkiye'nin geleceği meselesi. Havamız, suyumuz, toprağımız kirlendikten sonra inanın sağlıklı yaşama şansımız kalmayacak. Her birimiz teker teker sağlıksız bir şekilde ölüme mahkum edecekler bunlar bizi. Dolayısıyla gerçekten kurtuluş yok. Tek başına birlikte hareket etmemiz lazım diyorum."

Kaynak: ANKA / Güncel
title