TBMM'de 2026 Bütçe Görüşmelerinde Konut Krizi Tartışılıyor
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın 2026 bütçe teklifi görüşülürken, konut ihtiyacı ve TOKİ'nin rolü üzerine eleştiriler yapıldı. Saadet Partisi Milletvekili Atmaca, konut projelerini rant esaslı bulurken, CHP Milletvekili Bakırlıoğlu rezerv alanı mağdurlarını gündeme getirdi. DEVA Partisi ise kuraklık tehlikesine dikkat çekti.
Haber: Zeynep BOZUKLU – Berfin BAYIR
(TBMM) - TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın 2026 yılı bütçe teklifi görüşmeleri devam ediyor. Saadet Partisi Bursa Milletvekili Mehmet Atmaca, "Bu projeye 500 bin konuta 5 milyondan fazla insanın başvurmuş olmasında övünülecek bir şey yok. Ben olsam utanırdım. Ben, Bakanlığınızın bu konut yapma sevdasından vazgeçmesini istiyorum. Bakanlığınızın maalesef bir konut yapma Bakanlığına döndüğünü görmekteyim. TOKİ resmen yerel müteahhitlerle rekabet eder hale gelmiştir. Şehircilik yaklaşımlarınız son derece yanlış. Tamamen rant amaçlı" dedi.
Tbmm Plan Ve Bütçe Komisyonu, AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın 2026 bütçesi ve kesin hesabının görüşmeleri devam ediyor.
Komisyonda açıklamalarda bulunan, Saadet Partisi Bursa Milletvekili Mehmet Atmaca, yaptığı konuşmada şunları kaydetti:
"Verilen sözlerle gerçekleşen arasında farklar var. Bir de bu işin tamamen siyasi polemik konusu edilmesi son derece rahatsızlık verici. Çünkü orada hala devam etmekte olan birçok sorunun örtülmeye çalıştığını görmekteyiz. TOKİ ve devlet eliyle şehirleşme gerçekten çok soğuk ve insancıl değil. Yani köyler yapıyorsunuz az evvel gördük. Oyuncak gibi yani bir kültür yok. Bu son son derece rahatsız bir yapılanma.
"TOKİ resmen yerel müteahhitlerle rekabet eder hale gelmiştir"
Korkunç bir konut ihtiyacı var. Çünkü insanımız kendi imkanlarıyla konut sahibi olamıyor. Eskiden çalışan insanlar, emekli olana kadar ya da emekli olduğunda ev sahibi oluyordu. Artık bir çalışanın ya da bir emeklinin kendi imkanlarıyla ev sahibi olabilme hayali dahi kalmadı. Bu projeye 500 bin konuta 5 milyondan fazla insanın başvurmuş olmasında övünülecek bir şey yok. Ben olsam utanırdım. Ben, Bakanlığınızın bu konut yapma sevdasından vazgeçmesini istiyorum. Bakanlığınızın maalesef bir konut yapma Bakanlığına döndüğünü görmekteyim. TOKİ resmen yerel müteahhitlerle rekabet eder hale gelmiştir. Şehircilik yaklaşımlarınız son derece yanlış. Tamamen rant amaçlı…"
Rezerv alanı mağdurlarından bahseden CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, şunları söyledi:
"Deprem bölgesinde Hatay'da, Malatya'da depremzedelerle telefonda görüştük. Evlerinin bulunduğu bölgeden bu insanların rezerv alanı olarak ilan edilmiş. Evleri sağlam da olsa bu insanlar evlerinden çıkartılmış, evleri yıkılmış ve bu insanlar evlerinden sonra konteynerda yaşamak zorunda kalmışlar. Kimisi kiraya çıkmış, kira bedelleri ödenmiş. 'Anahtara anahtar' denilmiş. Ancak 150 metrekare evinin yerine 75 metrekare ev verilmiş 2 yılı geri ödemesiz, 20 yıl boyunca borçlandırılmış. Mesela 400 metrekare arsa üzerine müstakil evi olan insanlar var. Evleri sağlam. Bu insanların evleri rezerv alanı ilan edildiği için tutuluyor.
"Benim hissiyatım bu örneklerden sonra gördüğüm şey bu bir organize iştir"
Bir tarafta rezerv alanı mağdurları var. Yani yoksulluğu güçsüzleştiriyor. Diğer taraftan da rezerv alan zenginleri var. Rezerv alandan zenginleşen insanlar var. Bazı durumlarda rezerv alan zenginin, holdingin mülküne mülk katıyor. Nasıl oluyor bu? Bir taraftan rezerv alan mağdurları var. İnsanlar evlerinden edilmişler. 150 metrekare evin yerine 75 metrekare ev verilmiş. 75 metrekare üzerine borçlandırılmış. Bir taraftan aynı kanunla rezerv alaı ilan edilmiş, holdingler mallarına mal katmış. Niye Hatay'daki Ali Amca'ya, Hasan Amca'ya Çeşme'den arsa vermiyorsunuz? Niye Gölbaşı'ndan arsa vermiyorsunuz? Niye Didim'den arsa vermiyorsunuz? Olacak iş değil. Bunun mutlaka üzerine gidilmesi lazım. Türkiye'de buna benzer ne kadar takas yapıldıysa biz sizden bunların hepsini istiyoruz. Hepsinin dokümanlarını istiyoruz. Benim hissiyatım bu örneklerden sonra gördüğüm şey bu bir organize iştir. Burada hata yoktur. Kusur yoktur. Kasıt vardır."
"Su yoksa hiçbir şeyin anlamı yok. Ama hiçbir önlem planı yok"
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sadullah Kısacık, kuraklığa dikkat çekerek, şunları kaydetti:
"Şu anda ülkemizin en büyük riski kuraklık. Bırakın tarımsal sulamayı, kullanma suyunu çoğu ilimizde eğer hava bu şekilde giderse belki bir ay, iki ay içerisinde içecek bir bardak su bulamayacağımız günler geliyor. ve bu, tüm oyunun kuralını değiştiriyor. Su yoksa hiçbir şeyin anlamı yok. Yani şurada toplantı yapmamızın bile bir anlamı yok. Belki şehirler boşalacak. O şekilde ciddi bir risk. Hiçbir önlem, planı yok. Şu anda barajlarımızın çoğu oranı yüzde 10, yüzde 20 seviyelerine düşmüş. Sayın Ceydet Yılmaz'a da bunu söylediğimde kuraklıkla ilgili bir ekibin oluşturulduğunu, başında da kendisinin bulunacağını söyledi. Ama Sayın Bakanım, su bitti."
















