Ömer Çelik: 11.Yargı Paketi Cuma Günü Meclis Başkanlığı'na Teslim Edilecek

Güncelleme:
Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Yargı Paketi ile ilgili olarak tartışılan af vesaire gibi konular değil. Biliyorsunuz, Haziran’da infaz düzenlemeleriyle ilgili bir düzenleme yapılmıştı. Belki onların güncellenmesiyle ilgili bir değerlendirme var. Son taslağı üzerinde çalışılıyor. Cuma günü Meclis Başkanlığı’na teslim edilecek, ondan sonra da Komisyon’a gelecek” açıklamasını yaptı.

(ANKARA) - Ak Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Yargı Paketi ile ilgili olarak tartışılan af vesaire gibi konular değil. Biliyorsunuz, Haziran'da infaz düzenlemeleriyle ilgili bir düzenleme yapılmıştı. Belki onların güncellenmesiyle ilgili bir değerlendirme var. Son taslağı üzerinde çalışılıyor. Cuma günü Meclis Başkanlığı'na teslim edilecek, ondan sonra da Komisyon'a gelecek" açıklamasını yaptı.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısına ilişkin basın toplantısı düzenledi. Çelik, Gazze'ye ilişkin, "Ateşkes son derece kırılgan bir noktaya gelmiştir. Bu doğrudan Netanyahu'nun açıklamaları ve verdiği emirler yüzünden gerçekleşmektedir. Bütün dünyayı bu konudaki tehlikeye bir kez daha dikkat çekiyoruz" ifadelerini kullandı.

"Terörsüz Türkiye'nin odak noktası PKK'nın bütün unsur ve uzantılarıyla feshi ve silah bırakmasıdır"

"Terörsüz Türkiye konusunda Cumhur İttifakı olarak ne yaptığımızı biliyoruz" diyen Çelik, sürece ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:

"Türkiye Cumhuriyeti egemen bir devlet olarak egemenlik araçlarını hem sert güç unsurlarıyla hem yumuşak güç unsurlarıyla güçlü bir şekilde kullanmıştır. Bugün geldiğimiz noktada hukuk devletinin imkan ve kabiliyetleri içerisinde bu yaklaşımlar ortaya konulmaktadır. Bunun zıddına dair birtakım işlerin yapıldığına dair değerlendirmelerin bir geçerliliği yoktur.

Odağı kaybetmemek gerekir. Odak terör örgütünün feshi ve silahların tamamen bırakılmasıdır. Sadece terör örgütünün feshedildiğine dair bir cümleyle kimse yetinmiyor ya da silahlar tamamen bırakılmadan, gündemden çıkmadan, PKK terör örgütü bütün unsur ve uzantılarıyla fesih ve silah bırakma sürecini gerçekleştirmeden hiç kimse sürecin tamamlandığını zaten ifade etmiyor. Dolayısıyla odak noktası farklı siyasi gündemler değil, farklı siyasi değerlendirmeler değil. Terörsüz Türkiye'nin odak noktası PKK'nın bütün unsur ve uzantılarıyla feshi ve silah bırakmasıdır. Irak için geçerli, Suriye için geçerli, İran'daki kolları geçerli, illegal yapılanmalar için geçerli, Avrupa'daki yapılanmaları için geçerli. Aynı şekilde bu terörsüz bölge konusuna da ilham kaynağı olacaktır.

"Sürecin üzerine toksik enerji boşaltmaya çalışanlara müsaade etmeyeceğiz"

Odak noktası terörsüz Türkiye'dir. Terörsüz Türkiye bir devlet politikasıdır. Terörsüz Türkiye'ye ulaşmak için samimiyetle bir önerisi olan varsa, bir eleştirisi olan varsa tabii ki dinliyoruz ama onun dışındaki kavramların dışına çıkıp terörsüz Türkiye'ye ulaşmakla ilgili herhangi bir fikri, herhangi bir yöntem önerisi olmayıp topyekun reddiyeci tavırla suçlama, etiketleme, hakaret etme ve maalesef gayri meşru birtakım siyasi etiketlemeler ve adlandırmalar yoluyla süreci zehirlemeye çalışanların, sürecin üzerine toksik enerji boşaltmaya çalışanların da yapmaya çalıştıklarına müsaade etmeyeceğiz. Bununla da mücadele ederiz.

"Bir pazarlık hiçbir şekilde söz konusu değil"

Takip ettiğimiz yol, uyguladığımız yöntem meşruiyet alanı içerisindedir, Türkiye Cumhuriyeti'nin egemelik egemenlik alanı içindedir. Türkiye Cumhuriyeti kendi egemenlik alanı içindeki mekanizmaları ve araçları kullanarak bir devlet politikası olarak bu süreci yürütmektedir. Büyük milletimiz, aziz milletimiz müsterih olsun, devletimizin nitelikleri ve milletimizin değerleri konusunda bir taviz ve pazarlık hiçbir şekilde söz konusu değildir.

Burada pozitif bir dil kullanan, marjinal bir siyaset yerine gerçekten Türkiye'nin merkez değerlerine hitap eden, söylediği söz vatandaşlarımız arasında siyasi fitne çıkarmak, vatandaşlarımızı birbirimize karşı kışkırtmak için değil, Türkiye'de daha çok birlik, daha çok dirlik, daha çok bütünlük sağlamak üzere sözünü yerli yerine koyan kim varsa onun dediği tabii ki değerlidir. Ama öbür türlü, hiçbir yöntem önermeyip, terörsüz Türkiye'nin ne olduğunu anlamadan, terörsüz bölgenin önümüzdeki 50 yıl, 100 yıldaki gelişmeleri etkileyecek büyük bir dinamik yaratacağına dair bir vizyonu, bir değerlendirmesi olmadan sadece zehirleyici bir şekilde bunu konuşanların maalesef tarihin geldiği noktayı, bölgemizdeki jeopolitiğin geldiği noktayı, uluslararası gelişmelerin geldiği noktayı okuyamadığın görüyoruz, değerlendiremediğini görüyoruz.Türkiye Cumhuriyeti kendi gündemine hakimdir. Devletin bütün kurumları, aynı şekilde yüce Meclis, entegre bir stratejiyi, şimdiye kadar sonuç üretmiş bir yol haritasını uygulamak üzere kendi iradesini ortaya koymaktadır."

"Birisi 'Türkiye Cumhuriyeti için tehdit teşkil etmiyorum' diyorsa, bunu fiilen görmemiz lazım"

Çelik, açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Terör örgütü SDG'nin yöneticisi Mazlum Abdi'nin İmralı ziyareti ile Türkiye ziyaretine dair açıklamalarının sorulması üzerine Çelik, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Biz retotik ile ilgilenmiyoruz. Şu kişinin veya bu kişinin açıklaması üzerine bir yorum yapmıyorum. Kişilerin söylediği değil, önemli olan hadiselerin nereye gittiği, işin mekaniğinin nereye gittiğidir. Birisi 'Ben Türkiye Cumhuriyeti'ni hasmı değilim, Türkiye Cumhuriyeti için tehdit teşkil etmiyorum' diyorsa, bizim bunu fiilen görmemiz lazım. Eğer biz fiilen, Türkiye Cumhuriyeti'ne tertip içerisinde, yarın bir gün Türkiye Cumhuriyeti'ne saldırmak için tahkimat içinde olanları tespit ediyorsak orada 'Biz Türkiye için bir tehdit teşkil etmiyoruz'un retoriğinin bir anlamı yok.

"Türkiye Cumhuriyeti'nin milli güvenliği pazarlık kabul etmez"

Bizim gördüğümüz şudur: SDG terör örgütü, PKK terör örgütünün Suriye koludur ve terörsüz Türkiye, terörsüz bölge yaklaşımı çerçevesinde Türkiye için  bir tehdit olmaktan çıkmalıdır. Bu, geçmiş zamanlarda da biliyorsunuz, başka bir yöneticileri vardı,  o zaman da onlara bu telkinler yapıldı, Salim Müslim ve diğerlerine. O zamanlar yapıldığında da bundan 5-6 sene evvelden bahsediyorum, sonuçta bu mesajların alınmadığı, mesajların doğru değerlendirilmediği görüldü, Türkiye Cumhuriyeti en temel kurallarından birine başvurdu ondan sonra. O en temel kurallardan biri şudur: Türkiye Cumhuriyeti'nin milli güvenliği pazarlık kabul etmez, erteleme kabul etmez, müzakere kabul etmez. Türkiye Cumhuriyeti'nin milli güvenlik hassasiyetleri en net şekilde yerine getirilir.

Niye yaptık Fırat Kalkanı Harekatı'nı? Niye yaptık Zeytin Dalı Harekatı'nı? Hem oradaki DEAŞ terör örgütüyle hem oradaki SDG, PKK terör örgütüyle bu mücadeleyi vermek için yaptık. Şimdi görmek istediğimiz tablo şudur. Biz odağı kaybetmeyelim. Odak nedir? Terör örgütünün feshi ve silahları bırakmasıdır. Bu konudaki iyi niyetli sözleri tabii ki not ediyoruz ama iyi niyetli sözlerin yerine gelmesini bekliyoruz. Söz düzeyinde kalmamasını bekliyoruz.

"Cumhur İttifakı tam bir mutabakat içerisinde SDG'nin de silah bırakması  gerektiğini ifade etmiştir"

Cumhur İttifakı tam bir mutabakat içerisinde SDG'nin de silah bırakması ve 10 Mart Mutabakatı'na uyması gerektiğini ifade etmiştir. Önümüzdeki dönemde bunu takip edeceğiz. Dolayısıyla bizim beklediğimiz şey şudur. Kişiler değil mesele. Mesele hem bölgenin güvenliğidir hem Türkiye Cumhuriyeti'nin güvenliğidir."

"Cumhurbaşkanımızın en doğru arabulucu olacağı ifade ediliyor"

Çelik, Rusya-Ukrayna savaşında Türkiye'nin arabuluculuğuna ilişkin yeni bir gelişmenin olup olmadığı sorusu üzerine şu yanıtı verdi:

"ABD tarafından ortaya koyulan 28 maddelik bir plan var. Bu plan Avrupalılar tarafından, Ukrayna tarafından ve Rusya tarafından tartışılıyor. Esasında 28 maddenin gelip kilitlendiği nokta bir barış olması durumunda şu anda Rusya'nın elinde tuttuğu Ukrayna topraklarının Rusya'da mı kalacağı Ukrayna'da mı kalacağı şeklinde bir tartışma yürüyor. İkincisi de bir daha böyle bir savaşın çıkmaması için güvenlik garantilerinin ne olacağı konusunda. Bu gündemle ilgili olarak gerek G20'de gerek başka platformlarda Sayın Cumhurbaşkanımızın doğru bir formülün, dengeli bir formülün bulunması konusunda en doğru arabulucu olacağı ifade ediliyor. Çünkü bir tarafla konuşan diğer tarafla konuşamıyor ya da konuşamamanın ötesinde herkes bir tarafa angaje olmuş durumda. Burada Türkiye'nin savaşla ilgili görüşleri net olmakla birlikte Cumhurbaşkanımız hem Putin ile hem Zelenski ile son derece net bir şekilde ve güvenilir bir zeminde konuşabilen tek lider. Dün Başkan Putin ile olan görüşmede de bu konu gündeme geldi, önümüzdeki dönemde de gündeme gelecek.

(Gönüllüler Koalisyonu) Çevrimiçi toplantıya Sayın Cumhurbaşkanımız katılacaklar, saat 18.00 gibi gerçekleşeceğini düşünüyoruz."

"Yargı Paketi ile ilgili tartışılan af vesaire konular değil"

Yargı Paketi'nin TBMM'nin gündemine ne zaman gireceğine ilişkin soruyu Çelik, "Yargı Paketi ile ilgili olarak tartışılan af vesaire gibi konular değil. Biliyorsunuz, Haziran'da infaz düzenlemeleriyle ilgili bir düzenleme yapılmıştı. Belki onların güncellenmesiyle ilgili bir değerlendirme var. Son taslağı üzerinde çalışılıyor. Cuma günü Meclis Başkanlığı'na teslim edilecek, ondan sonra da Komisyon'a gelecek" ifadeleriyle yanıtladı.

Kaynak: ANKA / Güncel
title