İsrail'le Lübnan arasında dün yapılan "ilk sivil görüşmelerin" Tel Aviv'in saldırgan politikalarına etkisi tartışılıyor
Lübnan'ın güneyinde yer alan Nakura beldesinde, Lübnan ve İsrailli yetkililerin katılımıyla yapılan görüşmelere ilişkin yapılan olumlu açıklamalar, İsrail'in Lübnan'a saldırılarını azaltma beklentisini beraberinde getirdi.
Lübnan'ın güneyinde yer alan Nakura beldesinde, Lübnan ve İsrailli yetkililerin katılımıyla yapılan görüşmelere ilişkin yapılan olumlu açıklamalar, İsrail'in Lübnan'a saldırılarını azaltma beklentisini beraberinde getirdi.
Ateşkesi Denetleme Komitesi, dün güneyindeki Nakura beldesinde bir araya gelirken, toplantıya ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilci Yardımcısı Morgan Ortagus, Lübnan'ın eski Washington Büyükelçisi Simon Kerem ile İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi'nden Uri Raznik'in "sivil temsilciler" olarak katıldığı açıklandı.
Konuya ilişkin İsrail ve Lübnan başbakanları, görüşmelerin olumlu geçtiğini belirtirken, İsrail basınında yer alan uzman görüşlerinde "İsrail'in Lübnan'a yönelik saldırılarının azalabileceği" ihtimali üzerinde duruldu.
Başbakanların değerlendirmesi
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, çarşamba akşamı yaptığı açıklamada, Nakura toplantısının "olumlu bir atmosferde gerçekleştiğini ve taraflar arasındaki ekonomik işbirliği imkanlarını güçlendirecek fikirlerin geliştirilmesine karar verildiğini" belirtti.
Netanyahu, "İsrail, ekonomik işbirliği konusundaki ilerlemeden bağımsız olarak Hizbullah'ın silahsızlandırılmasının şart olduğunu açıkça ifade etmiştir." değerlendirmesinde bulundu.
Lübnan Başbakanı Nevaf Selam ise Al Jazeera televizyonuna yaptığı açıklamada, ülkesinin İsrail ile "askeri düzeyin ötesinde müzakerelere" hazır olduğunu belirtti.
Selam, Lübnanlı eski Washington Büyükelçisi Simon Kerem'in komiteye dahil edilmesinin "ulusal bir görüş birliği" ve atılan adımların "siyasi anlamda dokunulmaz" olduğunu vurguladı.
Netanyahu'nun açıklamalarına atıfta bulunan Selam, Lübnan'ın İsrail ile bir barış müzakeresine girmediğini ve herhangi bir normalleşmenin ancak genel bir barış süreciyle bağlantılı olabileceğini ifade etti.
İsrail merkezli "i24 News" kanalı, İsrailli ve Lübnanlı yetkililer arasındaki bir sonraki toplantının 19 Aralık'ta yapılacağı yönünde bilgi verirken, bu tarih henüz iki taraftan resmen teyit edilmedi.
Toplantı öncesinde İsrail medyasında "askeri saldırıların kaçınılmaz olduğu" söylemleri ve "harekete geçmenin an meselesi olduğu" yönünde haberler yayınlanırken, İsrail devlet televizyonu KAN, Tel Aviv'in Hizbullah'ın artan kapasitesini gerekçe göstererek "askeri tırmanışa hazırlandığını" duyurmuştu.
İsrail basınında "diplomatik atılım" yorumları
Haaretz gazetesi analisti Zvi Bar'el, Ulusal Güvenlik Danışmanı Uri Resnick'in ateşkesi izleme komitesindeki İsrail heyetinin başına ve deneyimli Lübnanlı diplomat Simon Kerem'in ise Lübnan heyetinin başına getirilmesini "diplomatik bir atılım" olarak nitelendirdi.
Bar'el, gelişmenin "iki ülke arasında askeri bir çatışmaya doğru giden gelişmeleri yavaşlatabileceğini, hatta durdurabileceğini" savundu.
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, liderliğindeki yönetimin, Ateşkesi Denetleme Komitesi'ne siyasi müzakere yetkisi vermeyi reddettiğini hatırlatan Bar'el, bunun İsrail ile normalleşme sürecinin başlangıcı olarak yorumlanmasından çekinildiğini ifade etti.
Bar'el, Lübnan'ın sadece askeri değil diplomatik müzakerelere de girmeyi kabul ederek, savaşın yayılma riskinin "gerçek ve mevcut" bir tehlike olarak görüldüğünü, ABD'nin Lübnan üzerinde yoğun siyasi baskı kurduğunu ve Arap ülkelerinin Washington nezdinde İsrail'i yatıştırma girişimleri sonucunda Nakura görüşmelerinin yapıldığını kaydetti.
Bar'el, "İsrail'in önümüzdeki günlerdeki tavrı, ateşkes altında müzakere ilkesinden geri adım atıp atmayacağını gösterecek. Lübnan'dan ise sahada kararlılığını kanıtlaması ve Lübnan'ın güneyini Hizbullah'ın silah ve tesislerinden arındırması beklenecek." değerlendirmesinde bulundu.
Sakinleşme beklentileri
Yediot Ahronot gazetesi analisti Itamar Eichner, İsrailli ve Lübnanlı siyasi yetkililer arasındaki doğrudan görüşmenin ardından "atmosferin biraz sakinleşmiş göründüğünü" belirtti.
Israel Hayom gazetesi analisti Danny Zaken ise şu an iki ayrı sürecin işlediğine dikkati çekerek, "Hizbullah'a karşı yürütülen saldırılar ve silahlarının tasfiyesi çabalarının yanı sıra Lübnan ile yürütülen siyasi süreç olmak üzere iki ayrı süreç işliyor." değerlendirmesinde bulundu.
ABD baskısı ve Washington'un rolü
Yediot Ahronot analisti Itamar Eichner, ABD'nin hem İsrail hem Lübnan üzerinde "yoğun baskı kurduğunu" belirterek, Washington'un asıl amacının ateşkesin çökmesini engellemek olduğunu kaydetti.
Eichner, iki tarafın ilk kez sivil temsilcilerle doğrudan masaya oturduğunu hatırlatarak, görüşmenin ABD baskısı ve arabuluculuğuyla gerçekleştiğini aktardı.
İsrail'in daha önce Hizbullah'ın güçlenmesini gerekçe göstererek "önleyici bir saldırıya hazır olduğunu duyurduğunu", ancak görüşme sonrası bir İsrailli yetkilinin "kesin bir tırmanış kararının bulunmadığını" aktaran Eichner, "ABD faktörünün şu anda karar alma süreçlerinin merkezinde olduğunu" vurguladı.
İki ayır süreç işliyor
İsrael Hayom analisti Danny Zaken de İsrail ile Lübnan arasında şu anda birbirinden bağımsız şekilde ilerleyen iki ayrı sürecin bulunduğunu belirtti.
Zaken'e göre bunlardan ilki, Hizbullah'ın silah kapasitesinin ortadan kaldırılmasına yönelik askeri süreç, diğeri ise Lübnan hükümetiyle yürütülen siyasi temaslar.
Analist Zaken, ABD'nin İsrail'e Hizbullah'a karşı askeri baskıyı sürdürmesi için "yeşil ışık" verdiğini ancak aynı zamanda Tel Aviv'den Lübnan hükümetiyle yakınlaşmayı teşvik eden güven artırıcı adımları desteklemesini istediğini aktardı.
Zaken, Nakura'daki toplantının İsrail basınında "nihai normalleşmenin erken hazırlığı" olarak çerçevelendiğini, her ne kadar gerçek bir siyasi anlaşmanın hala uzak görünse de bunun iki taraf açısından dikkate değer bir dönüşüm anlamına geldiğini vurguladı.
Ateşkes ihlalleri ve devam eden gerilim
İsrail ile Hizbullah arasında Ekim 2023'te başlayan çatışmalar, Eylül 2024'te savaşa dönüşmüş ve 4 binden fazla kişinin ölümüne yol açmıştı.
Taraflar arasında 2024 sonunda imzalanan ateşkes anlaşması yürürlüğe girmiş olsa da İsrail'in binlerce ihlali sonucu yüzlerce Lübnanlı öldü veya yaralandı. İsrail, halen güneyde 5 Lübnan tepesini işgal etmeyi sürdürüyor.


















